Galatasaray, Medical Park Arena'da oynanan maçta Trabzonspor'u 2-0 mağlup ederek ligin yeni lideri oldu.
Trabzonspor, Galatasaray'ın oyun planına maçın hiçbir anında müdahale edemedi.
Sarı kırmızılılar maç temposuna resmen dikte etti. Galatasaray'ın istediği zaman tempo arttı, Galatasaray'ın istediği zaman tempo düştü.
İlk yarım saatte Feghouli'nin sağdan, Arda'nın soldan bir maestro gibi oyunu yönlendirmesini izledik.
Galatasaray'ın saha içindeki bu iki lideri hem orta sahadaki 8 numaraların, hem Taylan'ın, hem de beklerin Trabzonspor yarı sahasına yerleşmesinde önemli yol oynadı.
Bekler kontra ataklarda geriye dönmek zorunda kalsalar da sarı kırmızılılar takım halinde geriye koşmayı başarabildi. Bu sebeple savunma oyuncuları o pozisyonlarda da pek zorlanmadı.
Bu oyun Feghouli'nin sakatlanarak oyundan çıkmasına kadar sürdü.
Dün akşam Kadıköy'de bir hakem faciası izledik.
Fenerbahçe'nin 4-1 kazandığı maçta hakem Bahatin Şimşek maçı resmen Başakşehir'den Fenerbahçe'ye teslim eden skandal kararlara imza attı.
Adaletli bir futbol ikliminde bu hakemin maçın hemen ardından Deniz Çoban'ın Kasımpaşa'nın Çaykur Rizespor'u ağırladığı maçın ardından yaptığı gibi düdüğünü asması gerekirdi.
Maç bana 2015-16 sezonundaki Galatasaray-Trabzonspor maçını da anımsattı. O maçta da maçı Trabzonspor'dan Galatasaray'a altın tepside veren bir Deniz Ateş Bitnel performansı vardı. O maçtan sonra da hakemlik kariyeri bitti zaten kendisinin.
Fenerbahçe trollü sosyal medya fenomenlerinin "Bizim 3 penaltımız verilmedi. Lanet olsun Bahattin Şimşek" söylemlerinin tek amacı "Siz boşverin Başakşehir'i falan. Bu maçta da en çok bizim hakkımız yenildi" algısını yaratarak kendi vicdanlarını rahatlatmak.
Çünkü onlar da biliyor ki, dünkü maçta sahada herhangi bir hakem olsaydı maç Erol Bulut'un istifasıyla sonuçlanacaktı.
Camia karışacaktı. Bazı çevrelerce halihazırda sorgulanmaya başlanan başkan Ali Koç daha yüksek sesle eleştirilecekti.
Galatasaray dün Rize deplasmanında çok net bir oyunla ve çok net bir skorla (0-4) 3 puana ulaştı.
Bu galibiyet camia için önemliydi çünkü geçen haftaki Kayserispor maçında alınan beklenmedik beraberlik sonrası bu maçta alınabilecek bir mağlubiyet camiayı karamsarlığa sürükleyebilirdi.
Bu gerçekleşmediği gibi, üstüne tüm takımların zorlandığı bir deplasmandan hiç zorlanmadan, elini kolunu sallaya sallaya çıkan bir Galatasaray izledik.
Hatırlarsınız ki Galatasaray geçtiğimiz senelerde böyle deplasmanlarda hem oyun hem skor anlamında ezilirdi.
2017/18 ve 2018/19 şampiyonlukları deplasman performansına rağmen gelen şampiyonluklardı.
O dönemde Avrupa'nın belki de en iyi ev sahibi takımıydı sarı kırmızılılar.
Fakat deplasmanlarda da tam tersi bir tablo açığa çıkıyordu.
A Milli futbol takımımız dün akşam Ülker Stadyumu'nda Rusya'yı ağırladı.
UEFA Uluslar Ligi B ligi 3. grupta yer alan Türkiye, lider Rusya'yı 3-2 mağlup ederek gruptaki ilk galibiyetini elde etti.
Bu galibiyet moral açısından da önemliydi çünkü 2020 yılı boyunca oynadığımız 4'ü resmi 6 maçın hiçbirinden galip ayrılamamıştık.
Son galibiyetimiz yaklaşık bir sene önce (17 Kasım 2019) Andorra deplasmanında gelmişti.
Euro 2020 eleme grubu aşamasında organizasyonun en az gol yiyen takımlarından biriydik.
Bu olumlu özelliğimizi 2020 yılıyla birlikte tamamen kaybetmişiz gibi görünüyor.
Çok değil, daha 1 sene önce dünyanın en iyi savunma takımlarından birisiyken şu anda takım savunmamız kan ağlıyor.
A Milli takımımız dün akşam Türk Telekom Stadyumu'nda oynanan karşılaşmada Sırbistan ile 2-2 berabere kaldı.
Millilerimiz tıpkı Almanya ve Rusya maçlarında olduğu gibi kötü başlayınca oyun üstünlüğünü kısa sürede Sırplar'a verdik.
Bunun üstüne Sırplar Hasan Ali'nin üstünden kolayca kafayı vuran Savic'in golüyle öne geçince iyice moral bularak millilerimizi sürklase ettiler.
"Okay belki milli takımda olduğu hatırlar" diye diye maçın sonu geldi. Ortaya koyduğu performans berbattan halliceydi. Tek kelimeyle Sırbistan'ı 12 kişi oynattı. "Mert Müldür dururken neden Okay stoper oynadı?" sorusunun ise bende mantıklı bir cevabı yok.
Okay Yokuşlu ikinci yarının hemen başında da ilk yarıdaki kötü oyununu taçlandırarak Sırbistan'ı 2-0 öne geçiren penaltıya sebebiyet verdi.
Ha "Penaltı, penaltı mı?" diye soracak olursanız, bence kesinlikle değil. Hatta VAR uygulaması olsaydı karar büyük ihtimalle video yardımcı hakemden geri dönecekti. Ama olmuşla ölmüşe çare yok. Sen eğer o ayağı oraya öyle dengesiz sokarsan, rakip penaltı uğruna kendini de atar, hakemi de kandırır.
Ayrıca Uluslar Ligi gibi bir turnuvada video yardımcı hakem sistemi niye kullanılmıyor, bunu da anlamak güç.
Dün akşam temsilcilerimiz Galatasaray, Beşiktaş ve Alanyaspor Avrupa Ligi 3. eleme turunda rakipleriyle karşı karşıya geldiler.
Beşiktaş, Portekiz ekibi Rio Ave'yi ağırladı. İki takımın da birçok gollük pozisyonu cömertçe harcadığı mücadelenin normal süresi 1-1 bitince maç uzatmalara gitti.
Beşiktaş karşılaşmaya iyi başladı ve golü de erkenden buldu.
Fakat golün ardından kaçan birkaç yüzde yüzlük gol ve Beşiktaş'ın bir türlü 2-0'ı bulamaması ilerleyen dakikalarda rakibin direncini arttırmasına sebep oldu.
İlk yarıda başka gol olmadı ve soyunma odasına temsilcimizin 1-0'lık üstünlüğüyle gidildi.
İkinci yarıya konuk Rio Ave daha etkili başladı.
Etkili oyununun karşılığında pek net pozisyon bulamasa da 85. dakikada Mane'nin sağ taraftan ters ayakla açtığı ortada Bruno Moreira yaptığı kafa vuruşuyla golü buldu.
Sezona belki de 2017/18 sezonundan beri ilk defa bu kadar etkili giren Galatasaray, dün akşam Başakşehir Fatih Terim Stadyumu'nda oynanan maçta son şampiyon Başakşehir'i 2-0 mağlup etti.
Gaziantep karşısında sezona galibiyetle başladıktan sonra 5 senedir galip gelemediği Başakşehir deplasmanında da kazanmasını bildi.
Galatasaray önce Gaziantep, sonra da Neftçi Bakü galibiyetleriyle sezona moralli girmişken, Başakşehir ise ligin yeni takımı Hatayspor'a karşı 2-0 mağlup olmuştu.
Başakşehir, Galatasaray'a ters gelen bir takım.
Başakşehir'in rakibine kendi evinde beş senedir yenilmemesinin yanında geçen sezon Türk Telekom Stadyumu'nda Galatasaray'ın Süper Lig özelinde kendi evindeki 41 maçlık yenilmezlik serisini bitiren takım olduğunu da unutmamak gerek.
Son şampiyon Başakşehir'e karşı Galatasaray maça gayet iyi başladı.
13. dakikada Demba Ba'nın koluna çarpan pozisyonda hakem Atilla Karaoğlan beyaz noktayı gösterdi ve Galatasaray 14. dakikada Falcao ile penaltıdan golü buldu.
Bazı futbol ve hakem yorumcuları penaltı pozisyonunu tartışmalı veya hatalı bulsa da hakemin kararı bence doğruydu.
Dün akşam Azerbaycan temsilcisi Neftçi Bakü ile Bakü'de karşı karşıya gelen Galatasaray maçı 3-1 kazandı.
Lig öncesi son hazırlık maçında Süper Lig'e yeni çıkan Hatayspor ile karşılaşan Galatasaray rakibiyle 1-1 berabere kalmıştı.
O maçta hiç de iyi görünmeyen Galatasaray'ın o hali hem rakipler hem de sarı kırmızılı taraftarlar için yanıltıcı oldu.
Ama Hatayspor maçının ardından yazdığım yazıda Galatasaray'ın iyi bir futbol oynamadığını fakat sakat ve milli takım kampında bulunan futbolcuların kadroya katılmasının ardından bambaşka bir Galatasaray görebileceğimizi söylemiştim.
Ligin ilk haftasında oynanan Gaziantep Futbol Kulübü karşısında ise beni haklı çıkaran bir Galatasaray gördük.
Sarı kırmızılıların 3-1 kazandığı maçta, geçen sezonun neredeyse tamamında ve Hatayspor maçında gördüğümüz, kağnı gibi top oynayan Galatasaray gitmiş; yerine koşan, basan, mücadele eden bir Galatasaray gelmişti.
Galatasaray'ın Gaziantep karşısındaki iyi futbolu taraftarlarına ve rakiplerine verdiği mesajlar bakımından da önemliydi.