Türkiye’de bir şeyler oluyor. 20 yıl önce ilk seçimini, “Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak” diyerek kazanan Aziz Yıldırım, Ali Koç’a, hem de tarihi bir farkla başkanlığı devredince, Türkiye’deki değişim rüzgarının fitili ateşlendi. Hem de herkesi bir gün için Fenerbahçeli yaparak.
Sonra Fikret Orman, “Maçlar kazanılır kaybedilir. Ancak rakibe saygı duyulması önemlidir” dedi. Ali Koç, “Kaybettiği zaman bile saygı duyulan bir ekol yaratmak istiyoruz” dedi. Ve Mustafa Cengiz noktayı koydu: “İsterdim ki, Fenerbahçemiz Euroleague şampiyonluğunu yeniden kazansın.” İşte bunlar da futboldaki değişimin ayak sesleriydi. Gelelim boşanmalara... Onlar da çağ atlıyor. Değişim rüzgarı onları da etkisi altına aldı. Boşanıyorlar ama aile kalıyorlar. “Birbirimizi sonsuza kadar sevmeye devam edeceğiz” diyerek. Çocuklarına bir travma yaşatmamak için. Ne güzel. Suçlama yok, hakaret yok. Çocuklarla beraberler ama gün gelecek onlar da kendi özel hayatlarını yaşayacaklar. İki günde 3 ünlü boşanmasıyla bunu gördük. Bunun adı değişim değil de nedir? Film setlerinde de artık tacize müsamaha yok. Bu da bir değişim.
Evet evet. Hepimizi sevindiren bir değişim rüzgarına kapıldık gidiyoruz. Hayırlısı olsun.
BU YAZIYI ADAYLAR YAZDI
Öylesine eğlenceli bir seçim dönemi yaşıyoruz ki... Adaylar birbirini lafla boğazlıyor ama videolarla da güldürüyor. Bir vaatler zinciri oluştu. Sıralasanız, bırakın aya 4 şeritli otoban olmayı, altında raylı sistemi bile olur. Hele hele iktidar cenahı her dakika bir müjde veriyor. Eee, seçim pazarı bu. Ve şimdiye kadar olduğu gibi, yine herkes kıskanmakla kalmayıp, delirecek bile.
Yazının bundan sonrası bana ait değil. Cumhurbaşkanı adayları ile iktidar peşinde koşanlar yazacak. Sadece 5 günde söyledikleriyle. Öyle sıralama filan da yok. Ortaya karışık. Hadi buyurun bakalım. Söz de kalem de onlarda:
“İnce ince Demirtaş’ı ziyaretin anlamı teröre destek vermektir.” Erdoğan “Bir sarayını okul, öteki sarayını engelli tatil evi yapacağım.”
İnce “Gelen dip dalganın üzerinde ben sörf yapacağım.”
Akşener “Anketler 53-56 bandında. İkinci tura kalma ihtimali yok.”
Ünal “Biz kesin ikinci tura kalacağız.”
Perinçek “Telefonda 10 dakika da olsa miting yapan tek adayım. Ve şanslıyım.”
Demirtaş “Korucular albay da olacak, general de.”
Soylu “Türkiye’nin hedeflerinin önüne geçen emperyalist güçler ülkemizi işgale kalkışıyor.”
Yıldırım “Fizik öğretmeni olmuşsun ama okuman yazman yok.”
Erdoğan “Siyaset malı götürme sanatı değildir.”
Kılıçdaroğlu ‘Laiklik elden gidiyeah’ repliğine değinerek, “Erbakan’ın kemikleri sızliyeah.”
Karamollaoğlu “Komutanımızın apoletlerini sökecek müptezel daha anasından doğmamıştır.”
Bahçeli “Her eve buzdolabı giriyorsa, refah seviyesi var demektir.”
Erdoğan “Erdoğan’dan önce yiyecekleri ağaç kovuklarında saklıyorduk.”
İnce “’Ben onun da paşasıyım’ diyen Erdoğan’a ‘Tosun Paşa’ filmini seyrettireyim.”
İnce “Kitap okunacak millet kıraathaneleri kuracağız. Çayı, kahvesi, keki de bedava.”
Erdoğan “Bu ülkenin çıraklarla kaybedecek vakti yok.”
Erdoğan “Geçen sene de, bu sene de Çankaya’da iftardayız ama seneye garantisi yok. Çünkü dükkanı kapatıyoruz.”
Yıldırım “Gül’e Erdoğan’ın bilgisi dahilinde gittik ve kibarca, ‘Aday mısınız?’ diye sorduk.”
Kalın “Türkiye ekonomi performansıyla dünya çapında bir efsane.”
Erdoğan “Yastık altı döviz, altın ve paralarınızı sisteme sokun. Üstelik vergi de yok.”
Erdoğan “TRT’de seçim konuşması yapmayacağım. Herkes benim ne dediğimi biliyor.”
İnce Ve yazının sonunu halen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’a ayırdım.
Şöyle ki; İnce, cumartesi günü Bağdat Caddesi’nde sahur yürüyüşü yapmadan önce CNN Türk ve Kanal D’de ben yazımı yazarken, adeta bir sahur programı yaptı Erdoğan. Çok yorgundu. Ama gülümsemeyi ihmal etmedi. İnce ve Kılıçdaroğlu’na mutadın aksine, “Sayın” diyerek hitabetti. Güzel bir gelişmeydi. Tek önemli haberi ise, seçimden sonra “makul bir süre içinde” OHAL’in kalkabileceğini söylemesiydi. Bedelli konusunu da geçiştirdi. Tek parti döneminden çok partili döneme geçiş tarihini şaşırmasını ise “O kadar olur” diye bitireyim bari. Eveeet...
Herkesin bir rengi, yani bir partisi var. Sözüm hâlâ karar veremeyenlere. Eh, hadi artık bir karar verin yahu. Aman anketlere bakıp karar vermeyin. Hepsi bir çıkar peşinde yüzdelerle dolu. Yüreğinizin sesini dinleyin. Şunun şurasında 2 hafta kaldı.
COME TO BEŞİKTAŞ
Fenerbahçe’de Aykut Kocaman’ın yerine ünlü teknik direktör Luis Enrique adı heyecan yarattı. Taraftarlar da Beşiktaş’ın transfer sloganı ‘Come to Beşiktaş’ı çevirip ‘Come to Fenerbahçe’ olarak kullanmak istedi. Kullandılar da. Ama teknik direktörle aynı adı taşıyan ünlü şarkıcı Luis Enrique’ye atarak... Adam da şaşırmış bu ne diye. Fenerbahçeli kardeşlerimiz öğrenmişlerdir herhalde, ‘Come to Beşiktaş’ sloganının her renge yakışmayacağını.
CIZZZZZ
“İnşallah şehir hastanelerinin müşterisi artacak.” RTE