Giriş
Dünyanın en genç başbakanı Sanna Marin 36 yaşında.
34 yaşından beri Finlandiya’nın başında.
Elbette ve iyi ki! dans ediyor, eğleniyor, mutlu olmayı önemsiyor.
Zira bunları yapmayı bilmeyenlerin ülkelerinde pek hoş şeyler olmuyor.
O, arkadaşlarıyla dans edip eğlendiği için dünyanın dört tarafından üzerine atılan gülleleri savuştururken ben de kendisinin yaşam öyküsünün bir kısmını size aktarmak istiyorum.
Bilmeyenler için şok etkisi yaratacak bir ön bilgiyle başlamak istiyorum: Sanna Marin’in iki annesi var yani kendisi eşcinsel iki kadın ebeveyn tarafından büyütüldü.
Hikaye şöyle başlıyor: Marin, Kasım 1985’te, alkolik bir babanın ve maddi sıkıntılarla boğuşan bir annenin tek çocuğu olarak Helsinki’de doğuyor. Baba ile boşandıktan sonra anne, aşık olduğu kadın ile birlikte oluyor. Böylece Marin, kendi deyimiyle ‘gökkuşağı ailesi’nin bir ferdi olarak yetişiyor.
İDARİ BİLİMLER OKURKEN KASİYERLİK YAPIYOR
Liseden mezun olduktan sonra, 2006’da, Sosyal Demokrat Gençlik’e katılıyor ve politik hayatı başlıyor. Bu arada para kazanmak için bir fırında çalışıyor. Tampere Üniversite’sinde İdari Bilimler okurken de kasiyer olarak bir markette iş buluyor. Marin, ailesinde lise ve üniversiteyi bitiren ilk kişi olarak 2015’te Finlandiya Parlamentosu’na milletvekili seçiliyor.
22 AYLIK BEBEĞİ OLAN 34 YAŞINDA BAŞBAKAN OLUR MU?
22 aylık bir kız çocuğunun annesi olan 33 yaşındaki Sanna, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı olarak görev yaparken dönemin Başbakanı Antti Rinne bir dizi grev sonrası istifa etmek zorunda kalıyor. Sanna Marin, dünyanın en genç, Finlandiya’nın üçüncü kadın başbakanı olarak 2019’da ülkenin yönetimini üstleniyor.
Tahmin edersiniz ki “33 yaşında bir kadın! Hem de bir bebeği var…Nasıl başbakan olur? Olamaz”cılar hemen ayağa kalkıyor. Marin onlara şöyle cevap veriyor: “Biliyor musunuz? Yaşım ya da cinsiyetim konusunda hiç düşünmedim.”
Kabinesindeki 18 bakandan 12’si kadın olan ve 35 yaşından büyük kişi sayısı hayli az olan beş partili koalisyon hükümeti, idareyi onun başkanlığında devralıyor.
Bebeğinin babası, 16 yıllık sevgilisi Markus Räikkönen ile Ağustos 2020'de başbakanın resmi konutunda evleniyorlar.
Sızdırılan parti videosundan kareler...
“KAMUOYU BASKISI İLE DEĞİŞECEK DEĞİLİM”
Bugüne gelince… Arkadaşlarıyla dans edip eğlendiği için, birkaç gündür dünyanın dört tarafından atılan zehirli okların hedefinde. Finlandiya da dans videosunun sızdırıldığı çarşamba akşamından beri bunu konuşuyor. Tabii gelecek yıl yapılacak genel seçimlerin gölgesinde büyüyen bu tartışmalar, muhalefetin hayli hoşuna gidiyor.
İki grup var: Biri yaşlı ve özellikle erkeklerden oluşan karşıt grup, ikincisi gençlerden ve Marin’in seçmenlerinden oluşan genç grup. Marin’in de dahil olduğu ikinci grup, tartışmanın nedenini anlamıyor. Birinci grup ise olayı ‘ulusal güvenlik’ kapsamında değerlendiriyor çünkü bazılarını pek tanımadıkları kişilerin ülkenin başbakanıyla bu kadar yakın olup bu tip ortamlara girebilmesini tehlikeli buluyor. Marin, “Ben 36 yaşındayım, elbette eğleniyor, dans ediyor, şarkı söylüyorum. Ben neysem oyum, kamuoyu baskısı ile değişecek değilim” diyor ve kendisinin değil, politikanın artık değişmesi, gelenekçi hegemonyadan, status quo’yu sürdürmek isteyen gruptan sıyrılması gerektiği mesajını veriyor.
HAYAT GRİ ELBİSEDEN TAŞIYOR, SANNA MARIN SINIRLARI ZORLUYOR
Yöntemi bu mu bilmiyorum ama şunu biliyorum: Hayat artık içine sıkıştığı eski gri elbisesini üzerinden çıkarmak istiyor çünkü büyüdü, genişledi ve artık onun içinden taşıyor. Rahat, renkli, yaşamla değişen, yeni bir kıyafete ihtiyacı var.
Sanna Marin, yeni dünyanın parlayan yıldızı olarak her hareketiyle geleneksel politikanın sınırlarını zorluyor. Ahlaki ikiyüzlülüğü ilke edinmiş eski dünyaya doğal, cool, gerçek, saklanmayan bir kadın gösteriyor. Ve haliyle onlar için genişlemeden yok edilmesi gereken tekinsiz bir alan oluşturuyor.
Marin 2020’de bir dergi için verdiği bu sutyensiz pozla tartışma yaratmıştı.
BAŞKA BİR İNSAN MÜMKÜN
Onun politikayı araç olarak kullanarak, yaşamın kendisinde bir dönüşüm yaratmak üzere seçildiğini düşünüyorum. Marin bilinçli olarak sosyal medyayla çok iç içe ve onu çok iyi kullanıyor. Günlük hayatını da paylaştığı Instagram hesabını 800 bin, Twitter hesabını 425 bine yakın kişi takip ediyor. Yani sadece bir politik figür değil, başka bir insan’ın mümkün olduğunu gösteriyor.
Geçim sıkıntısı yaşayan orta halli bir aileden gelen, iki kadın ebeveyn tarafından yetiştirilen, Ivy League’de okumayan, evlilik öncesi doğum yapan, dergiye sutyensiz poz veren, (tüketim toplumuna mesaj vermek, geri dönüşüme teşvik etmek için) ikinci el 8 euro’luk elbisesiyle festivallere giden, arkadaşlarıyla içip dans eden, vejetaryen, genç, güzel, özgürlükçü ve başarısı tartışılmaz bir kadın başbakanın mümkün olduğunu…
Nihayetinde yeni insan’ın kazanacağı belli ama bakalım bugün Marin’i kaldırabilecek mi?
