İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’na, özellikle Ramazan ayında gelen sorular hemen hemen hep aynıdır. “Sakız orucu bozar mı?”, “Terim ağzıma kaçarsa orucum sakatlanır mı?” gibi sorular işte... Hatipoğlu, bıkmadan, usanmadan aynı sorulara cevap verir, yine de bu sorular değişmez. Ama ilk kez, bir kadın gerçekten düzgün bir soru sordu Nihat hocaya, “Sevip de sevilmemenin, umut verip yarı yolda bırakmanın günahı nedir?” Öyle ya, terk edilen kişilerin, haksızlığa uğradığını düşünen ve buna karşı pek de bir şey yapamayan herkes gibi “Seni Alah’a havale ediyorum” dediğini çok duymuşuzdur. Bu işin bir yaptırımı olmalı değil mi? Bu dünyada olmasa bile öbür dünyada...
NİYET ÖNEMLİ
Nihat hocanın verdiği yanıtı ben çok beğendim. “Kötü niyetle başlanmışsa, umut verdiyse günahtır. Ama İyi niyetli bakarsak, karakterde farklılıklar vardır ‘Senin yolun sana benim yolum bana’ diyorsa problem yok. İstismar etmek niyetiyle ise günahtır. Öyle ise uzak dur, gerçi ‘Karpuz değil hocam içini göremiyorum’ diyeceksin... Ama bence bir görüşmede, birkaç soruda bile insanların karakterini anlamakta zorlanmazsınız...” Hoca, niyetin önemli olduğunu söylüyor, her terk edilenin haksızlığa uğradığını düşünmüyor. Dürüstçe, “Denedik ama olmadı, uyuşamadık” diyebiliyorsa bir insan, bunun Allah katında bir günahı yok. Ama farklı bir amacı var da bunu saklıyorsa ve o amaca eriştikten sonra saçma sapan bahanelerle terk ediyorsa, işte orada bir ‘günah’tan söz edilebiliyor. Ama ilişkiler dünyası, bu izleyicinin sorduğu sorudaki gibi basit olsa keşke... Oysa sorulacak öyle çok soru var ki... Sosyal medyada Nihat hocaya “Aşkolog” lakabı takıldı. Gerçekten öyle olsaydı başka soruları da yanıtlar mıydı acaba? Bu noktada bana gelen bazı soruları, Nihat hocanın cevaplayacağı şekilde düzenleyerek kendisine iletmek isterim.
KUL HAKKI
- Hocam, görüşmeye başladığımızda deli gibi ilgiliydi. Sonra birden ortadan kayboldu. Aramazsam aramıyor, yazmassam yazmıyor. ‘Görüşelim’ diyorum, bir bahaneyle buluşmuyor. Bu kişi benim hayatımı kötü yönde etkiliyor. Bunun günahı var mıdır acaba?
- Nihat hocam, eşim benim hiçbir şeyimi beğenmiyor. Ne yapsam yaranamıyorum. Sürekli beni küçümsüyor, yaptıklarımı takdir etmiyor. Oysa kendi yaptığı her şeyin mükemmel olduğunu düşünüyor. Sanki dünya onun etrafında dönüyor. Hocam bu kadar bencil olmak Müslümanlığa sığar mı?
- Aldatmak günahtır, çünkü zinadır, bunu biliyorum. Ama hocam benim eşim hem aldatıyor, hem de bunu ortaya çıkardığım zaman hep inkar ediyor. Çünkü her zaman bir bahanesi var. Ben de tam olarak kanıtlayamıyorum bir türlü. Ama biliyorum aldatıldığımı. Bana söylese, itiraf etse, özür dilese belki affedebilirim. Peki Allah affeder mi hocam?
- Ne zaman birini sevsem o beni sevmedi. Ne zaman da birine ‘kaçak’ oynasam peşimden koştu. Ben de hep böyle yapıyorum. Ama aslında ona karşı duygularım hoşlanmadan öteye geçmiyor. Hocam, bu durumda yalancı mı oluyorum? Yani günah işliyor muyum?
- Eviyle ilgisiz bir kocam var. Benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Sanki hiç evlenmemişiz gibi, bekarmış gibi davranıyor. Bir türlü düzeltemedim. Madem öyle yapacaktı niye benimle evlendi? Hocam bu yaptığı ‘kul hakkı’na girmez mi?
BEDDUA TUTAR MI?
- Boşanalı birkaç ay oldu. Evliliğimizde bana kötü davranan, beni istemediğini açık açık söyleyen adam birden nedamet getirdi. Şimdi bana “Sensiz yaşayamam, affet beni, yeniden evlenelim” diyor. Ama benim gönlüm çoktan başkasına kaydı. Fakat bunu söyleyemiyorum. Söylemeyi de düşünmüyorum. Zamanla geçer herhalde. Ben bu olayı sakladığım için günahkar olur muyum?
- Saçma sapan bahanelerle sürekli kavga çıkarıyor. Ben alttan almaya çalıştıkça daha da üstüme geliyor. Ben bu kavgalardan bıktım hocam. Allah aşkına söyleyin, bana yazık olmuyor mu? Eğer bana yazık oluyorsa, yazık eden bu insanın Allah katındaki cezası nedir?
- Hocam tek suçum çok sevmekti. Ama ailemi karşıma alamadım. İstemediler onu. Ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi bana beddualar yağdırıyor. “Mutlu olma, inşallah kendin gibi birini seversin de anlarsın ne çektiğimi” falan diyor. Bu beddualar tutar mı hocam?
Ah Nihat hocam, gördüğün gibi ilişkiler konusunda sorular bitmez. Ama yine de günahıyla, sevabıyla yaşadığımız her şey bizimdir öyle değil mi? Hayırlı Ramazanlar olsun Nihat hocam...