İstanbul’daki taksi sorunu, artık bir güvenlik meselesi haline geldi. Dünkü gazetemizin manşetini okumuşsunuzdur. Ramazan Şimşek adlı bir taksi sürücüsü, iki kadının içinde bulunduğu cipi takip edip aracıyla arkadan defalarca vuruyor. Kadınlar kaçıyor ama bir türlü kurtulamıyor. Sonunda tesadfen yolda görev yapan polisler olayı fark ediyor da kadınlar kurtuluyor. Kadınlar yolda polise rastlamasa, Ramazan Şimşek cipi durdurmayı başarsa acaba ne yapacaktı?
En iyi ihtimalle cipi çalıp gidecek, ya da kadınların üzerindeki paraları, takıları alacaktı. Kötü ihtimali ise düşünmek bile istemiyorum. Ramazan Şimşek, kaçtı ama güvenlik kameraları incelenerek bulundu. Peki bulundu da ne oldu? Adli kontrolle serbest bırakıldı. Bu adamın tam 63 adet suç kaydı var. Şaka değil, üstelik bunların 35’i otodan hırsızlık. Dünkü manşetimizde “Bu adam nasıl taksici oldu?” diye sorduk.
Herhangi bir kuruma iş için başvurduğunuzda sizden mutlaka adli sicil kaydı isterler. Bu bir kamu kurumuysa bir de güvenlik soruşturmasından geçersiniz. Yani adli sicil kaydınıza girmemiş olan suç kayıtları da bu soruşturmada belirlenir. Taksicilik bir kamu görevi midir? Bana göre, evet. Plaka sahibi, “Yevmiyemi versin de kim olursa olsun” mantığıyla hareket ettiği için aracını kimin kullandığını önemsemiyor.
Taksiciler Odası’nın başkanı ise sadece taksimetreye zam istiyor, bir de kente yeni taksi alınmasını engellemekle meşgul. Hiçbir işte dikiş tutturamayanların, suç makinesine dönenlerin kullandığı taksilerle İstanbul halkı baş başa kaldı. Sahip çıkan yok, ilgilenen yok. Bu konuya birilerinin el atması için ille bir taksi müşterisinin başına düşünmek bile istemediğim o kötü şeylerin gelmesi mi gerekiyor?
BRAVO TARKAN!
Tarkan, yılbaşında KKTC’deki bir otelde sahne aldı. Ücretinin 1 milyon dolar olduğu konuşuluyor. Doğrudur, almıştır, ayrıca hak ediyor. Konserde tam 19 şarkı söylemiş, geceyarısına 10 dakika kala da “Yeni yıla ailemle gireceğim” deyip sahneden inmiş. Kimisi “Ayıp etti” diyor, kimisi de “Zaten böyle planlanmıştı” deyip Tarkan’a hak veriyor.
Daha önceki yılbaşlarında geceyi ailesiyle geçirmek istediği için gelen sahne tekliflerini reddeden Tarkan, bu kez konser vermeyi kabul etmişse mutlaka sözleşmesine saat kaçta sahneden ineceğini yazdırmıştır. O yüzden tartışmaya gerek yok. Yani gece yarısı 10’dan geriye saymadı diye söylediği şarkıları yok mu sayacağız? Konseri hiç vermemiş olarak mı kabul edeceğiz? Bütün gece “Oynama şıkıdım şıkıdım”, “Gül döktüm yollarına” diye bağırarak, oynayarak geçireceksiniz, gece yarısı sizin patlattığınız konfetilere eşlik etmedi diye Tarkan’a sitem edeceksiniz öyle mi? O zaman sizi bundan sonra “Van, tu, tri, foro” tarzı konserlere alalım. İnanın bana, daha çok eğlenirsiniz.
ESKİ SEVGİLİ KISMET KAPAR MI?
Oyuncu Büşra Develi’nin eski aşkı Burak Deniz ile buluşup kahve içmesi “Yeniden mi birlikteler?” sorularına sebep oldu. Develi de dedi ki; “Kesinlikle barışmadık, Böyle haberlerle kısmetimi kapatmayın.” Merak etmesin, eski sevgili hiçbir zaman kısmet kapatmaz. Kötü ayrılınmamışsa, her iki tarafın da hayatında kimse yoksa, eski sevgililer buluşur, konuşur, kahve içer hatta “hasret sevişmesi” bile yaşar.
Bunda garip bir yan yok. Ancak ben Büşra Develi’nin sözünden şunu anlıyorum. Ya hayatında bizim henüz bilmediğimiz biri var ya da biri onunla ilgileniyor ama daha ilişkiye dönmemiş. Yani “kısmet” dediği şey somut bir kişi. “Bu haberlerle yeni başlayacak ilişkime çomak sokmayın” diyor aslında. Hadi bakalım, hayırlı olsun.