Şu bir gerçek ki ne “Söz” (Star TV) dizisinden sonra Tolga Sarıtaş’ın, ne de “Savaşçı” (FOX) dizisinden sonra Gaye Turgut Evin’in kariyerleri eskisi gibi olmayacak...
Tolga, “Söz”de, önceki işlerinden üstünde kalan romantik işlerin sarışın genci gömleğini çıkarıp attı. Bana göre artık dört başı mamur bir aktördür...
Gaye’nin işi daha zordu. “Beni Affet”in (Star TV) talihsiz Bahar’ı olarak havsalamıza kazınmıştı ve bu çok zor değişebilirdi. “Çiğdem Teğmen” olarak bu işi ilk ve tek seferde başardı. “Savaşçı” dizisinde özellikle geçtiğimiz pazar çıkardığı performans artık onun için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını kanıtladı. İki oyuncuyu da içtenlikle kutluyorum...
TRT WORLD ÖDÜL AVCISI OLDU
TRT World’ün “Sessiz Ölüm” belgeseli İtalya’da “Uluslararası Araştırmacı Gazetecilik Ödülü”ne layık görüldü. Açıkçası sevindim...
Detay da verelim. TRT World, “Off the Grid” belgesel serisinin Ortadoğu’da açığa çıkan insanlık dışı organ ticaretini gözler önüne seren “Sessiz Ölüm” adlı bölümü ile dünyanın en prestijli araştırmacı gazetecilik ödülleri arasında yer alan DIG’de “En İyi Araştırma” ödülünün sahibi oldu.
TRT ortak yapımcı olduğu filmlerle de bugüne kadar uluslararası festivallerde 100’e yakın ödül kazandı. “Kalandar Soğuğu” isimli film bildiğim kadarıyla 20’den fazla ödülün sahibi oldu. Hadi bakalım, bereketi artsın inşallah...
Gitme Hüsnü komiserim!
Okurumuz Mustafa Bey rica etmiş: “‘Arka Sokaklar’ (Kanal D) dizisinin sıkı bir takipçisiyim. Sizden bir ricam olacak. Sevgili Hüsnü başkomiserimizin diziden ayrılmaması için yapımcı Sayın Türker İnanoğlu, yönetmen Orhan Oğuz ve Özgür Ozan ile konuşmanızı veya mail atmanızı rica ediyorum...
Eski jeneriklerde Rıza Baba’nın bir sözü var; ‘Bu meslekte yaşamak da ölmek de ekip işidir’. Ben bunu biraz değiştirmek ve şöyle demek istiyorum; ‘Bu diziyi sevdirmek de, sevdirmemek de ekip işidir’. Bizi terk etme Hüsnü başkomiserim. Sen bu diziye lazımsın. Bir de ek ricamı ileteyim; Mesut komiser ile Selin komiser artık evlensin. Hatta eğer çekilmedi ise, bombasız, kurşunsuz, kazasız bir düğünü ekrana taşıyan sezon finali çok güzel olurdu.”
Bu nasıl bir hafta?
Bu hafta birçok dizinin sezon finali vardı. “Hangisine yetişeceğim?” derken, devreleri yakıverdim. Ve önceki gece sosyal medyadan durumumu paylaştım... Belki gözden kaçırmışsınızdır ama sezon finali kovalayan bir televizyon eleştirmeninin haftalık psikolojik durumu şudur; “Arka avlunun adını ufak tefek gelin ve kızları duymasın diye yasak elma koydum. Siyah beyaz aşk ve mavi, kalk gidelim derse söz verin; gömün beni çukura!”... Hepsi bir arada değil mi? Aynı soruyu bir de mavi ekran veren beynime sorun. Ne diyeyim; “geçmiş olsun Mesutcuğum!”...
Porselen kadınlar...
Okurumuz Tülin Ketenci not düşmüş. Geçtiğimiz hafta sürpriz bir şekilde gününde birinci olan “Avlu” (Star TV) dizisini öznede tutuyor. “Ben Avlu’yu en fotoşopsuz dizi ilan ediyorum! İzlemediğim ama fragmanlarında gördüğüm ‘Yasak Elma’daki (FOX) kadın karakterleri görünce, o diziyi de en fotoşoplu dizi ilan eden bir ben sayılmam herhalde! Hayır kıskandım desem, kıskanacak kadar genç değilim. Dikkat ederseniz kadıncağızların hepsi porselen gibi. Biri kırılsa dizi biter diye korkuyorum...”
AMAN DOKTOR!
Ayten Teksoy isimli TV kurdu kardeşimiz “Çukur” (Show TV) içinde bir ayrıntı yakalamış: “Sena tarafından bıçaklanan Saadet’in ilk müdahalesini yapan doktor geçtiğimiz yıl ekranda olan ‘Paramparça’ dizisinde Dilara karakterine elbisesinin üzerinden müdahale yapmıştı...
Hâl böyle tıbbın çok dışında gelişirken aynı doktora Sadiş’i teslim etmek, ‘Sena öldüremedi, bir zahmet sen gömebilir misin doktor?’ demekten farksız...
Vallahi dizilerde en çok hastane sahneleri var. Hatta bazıları sadece hastane koridorları ve odalarında geçiyor. Eh, insan bu tip sahnelerde bir miktar profesyonellik bekliyor; haksız mıyım?”