- Hayatımızı artık pandemiler, virüsler, salgınlar belirlemese,
- Trafikte sürücüler yayalara daha fazla yol verse, yol veren sürücü arkasındaki araçtan tepki görmese,
- Medyada işini hakkıyla yapanların sayısıyla birlikte okur ya da izleyicinin medyaya olan güveni artsa, - Atılan çamurlar iz bırakmasa,
- Din ve diğer kutsal değerler siyasete alet edilmese,
- Samimiyet ile hadsizlik arasındaki ince çizgiyi herkes görebilse,
- Okumuş, iyi yetişmiş olanlar da cahil ve eğitimsizler kadar cesur olsa,
- Kadın ve çocuklara yönelik taciz, tecavüz ve cinayetler bitse,
- Otoparklarda engellilere ayrılmış yerlere pervasızca park edenler cezalandırılsa,
- Sürekli empati yapmaktan bahsedenlerin sadece yarısı empati yapsa,
- Daha fazla kitap okusak,
- Daha az bağırsak, daha çok teşekkür etsek,
- Yalancılığın bir müeyyidesi olsa,
- Herkes sadece işine gelen yargı kararlarına saygı duyup medyada da sadece işine gelen haberleri referans kabul etmese,
- Türkçeyi düzgün kullanmak gibi bir kaygımız olsa,
- İnsan hayatı önceki yıllardaki kadar ucuz olmasa,
- Sanatçıların özel yaşamlarıyla değil eserleriyle ilgilensek,
- Sükûtun her zaman ikrardan gelmediğini, insanın bazen değmeyeceğini düşündüğü için sustuğunu fark edebilsek,
- Teoride var olan “İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir” ve “Bir kişi, hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmadığı müddetçe masumdur” prensipleri uygulamada da geçerli olsa,
- Aptal yerine koyduğumuz karşımızdakilerin bu durumu fark etmeyecek kadar aptal olmadıklarını görebilsek,
- Her istediğimizden istediğimiz kadar yesek ama kilo almasak,
- Daha çok resim sergisi gezsek, daha çok konsere gitsek,
- Bardakların sadece boş kısımlarını görmesek,
- Sevdiklerimizin kıymetini, onları kaybetmeden bilsek,
- Sadece Beşiktaş’ın değil, herkesin ‘Şeref’iyle oynayıp ‘Hakkı’yla kazanmak gibi bir derdi olsa, - Daha çok ezber bozulsa,
- Daha az şiddet haberi duysak,
- Kendimiz için ‘hak’ gördüklerimizi başkaları için ‘lütuf’ saymasak,
- Yargı adil olsa,
- Dünyanın merkezinde bizden başkalarının da bulunabileceğini düşünsek,
- Verdiği sözü tutmayanlar ifşa edilse,
- Bu ülke insanı devletine her konuda güvenebilse,
- Daha dürüst, daha saygılı, daha olduğumuz gibi olsak,
- ‘Çifte standart’, standart hâline gelmese,
- Haksızlığa, sadece kendimize yapıldığında değil, her zaman ve herkes için isyan etsek,
- Sadece alın teriyle kazanılan paranın, gönül huzuruyla harcanabileceğini unutmasak,
- Emek hırsızları itibar görmese,
- Efendilik ‘âcizlik’ olarak algılanmasa,
- Yaşamın her alanında daha ‘özenli’ olsak ve
- Yeni yılda daha az “Keşke” desek.
NOT: Bu benim geleneksel yılbaşı yazım… 20 yıldan fazla zamandır her senenin son ya da ilk gününde neredeyse aynı yazı yer alır bu sütunda. Nadiren de olsa gerçekleşenler listeden çıkar, yenileri girer listeye. Senelerdir maalesef azalmak yerine artıyor ‘keşke’ler. 2023 gönlünüze göre olsun.