Giriş
“Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi.” Türk Dil Kurumu (TDK) Sözlüğü’nde ‘cumhuriyet’ sözcüğünün karşısında bunlar yazıyor.
Özeti şu: Cumhuriyet = millet. Bu millete cumhuriyeti veren kişinin tek cümlede özetlediği gibi… “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Mustafa Kemal Atatürk, 1 Nisan 1923’te "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyor. Atatürk o gün, o konuşmanın sonunda TBMM kürsüsünden iniyor ama o cümle oraya kazınıyor. Hâlâ orada...
Cumhuriyet rejiminde, egemenlik hakkını belirli süreler için millet adına, siyasetçiler, siyasi partiler kullanıyor. Bazen muhalefette bazen iktidarda... Politikacılar, iktidardayken de en sık bu cümleyi kullanıyor, muhalefetteyken de. İktidarda olduklarında, icraatlarını savunurken de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” prensibini öne çıkarıyor, muhalefette olup iktidarları eleştirirken de… Cümle aynı, düstur aynı ama kullanan siyasetçinin, bulunduğu yere göre, o cümleye yüklediği anlam farklı oluyor. Kritik nokta bu işte.
Evet, egemenlik kayıtsız şartsız milletin. Ve o millet hepimiziz. Ne sadece iktidar, ne sadece muhalefet. Hepimiz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ‘hepimiz’e kutlu olsun.
AVCI VE KONUŞMASI
“Pazar akşamki derbi, Beşiktaş değil ama Beşiktaş Teknik Direktörü için son şans.” Böyle demiştim cumartesi günü bu sütundan. Abdullah Avcı o son şansı iyi kullandı. İstifası isteniyordu, şimdi üzerindeki kara bulutları dağıttı. Ama bir süre için…
Yine aynı yazıda; “Siyah Beyazlı camiayla doku uyuşmazlığı aşikar olan teknik direktör” ifadesini kullanmıştım Avcı için. Hâlâ aynı kanaatte olmakla birlikte önemli bir ayrıntının da farkındayım. Abdullah Avcı’nın maç sonu, soyunma odasında oyuncularına yaptığı konuşmadan söz ediyorum. Avcı “Bu aile…” diyor o konuşmada. “Ben de sorguluyorum, siz de sorgulayın…” diyor.
“Var olan bir şey var; Beşiktaş…” diyor. “Burası başka bir duygu…” diyor. Bu sözler önemlidir. Bu idrak seviyesi mühimdir. Abdullah Avcı eğer bunları bir derbi galibiyetinin ardından oluşan o atmosferde söyleyip, o soyunma odasında bırakırsa ne kendine faydası olur, ne Beşiktaş Ailesi’ne.
Yok eğer söylediklerini gerçekten içselleştirir, bundan sonra ona göre davranır ve bu anlayışla çalışırsa; o zaman başka şeyler konuşuruz. O zaman güzel şeyler konuşuruz. Çünkü tam da dediği gibi… Var olan bir şey var; Beşiktaş. Ve burası başka bir duygu.
