Cumartesi (30 Kasım 2019) cezaevlerindeki mahkumların Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz’ı cep telefonundan arayıp “N’oldu şu bizim af işi?” diye sorduklarını yazdım ya... (www.posta.com.tr/yazarlar/muratcelik/ noldu-su-bizim-af-isi-2222957) O yazı üzerine çok sayıda mesaj aldım...
Tahmin edeceğiniz gibi elektronik postaların neredeyse hepsi hükümlü yakınlarındandı. Kimi “Gerçekten af çıkacak mı yoksa bizi oyalıyorlar mı?” diye soruyordu, kimi affın ne zaman çıkacağını...
Ama bir de mağdur ya da mağdur yakınları vardı mesaj gönderen. Onlar “Af çıkmasın. Hak edenler, hak ettikleri cezaları sonuna kadar çeksin” diyordu haklı olarak...
Peki nedir son durum?.. Cezaevlerindeki doluluk oranı ve koşullar sebebiyle kısmi bir affın gerekli olduğunu, yerel seçimler öncesi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme taşımıştı... Seçimlerin ardından MHP, önerisinin arkasında durduğunu birkaç kez daha hatırlattı ama ülkenin yoğun gündeminde konu geri planda kaldı. Hatta çoğunluk neredeyse unuttu. Tabii ‘içeridekiler’ ve onların yakınları hariç...
Ankara’da tercih edilen sözcük ‘af’ değil, ceza indirimi… MHP’nin Meclis’e taşıdığı teklifin üzerinden bir yargı paketi geçti. Şimdi ikinci yargı paketi gündemde. Adalet Bakanlığı çalışmalarını tamamladı. Paket TBMM gündemine gelecek. Ancak ‘af’ ya da ‘ceza indirimi’ konusu bu yeni yargı paketine de dahil değil. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün ifadesiyle “O konular ayrıca, siyaseten tartışılıyor.” Yani bir ceza indirimi gündeme gelecekse, bu ancak siyasi partilerin ortak iradesiyle olacak. Ya da olmayacak...
Konu gündeme gelecekse (ya da geldiğinde) elbette öncelikli tartışma başlığı ‘ceza indiriminin hangi suçları kapsayacağı’ olacak. Uyuşturucu, kadına ve çocuğa yönelik taciz ve cinsel istismar gibi suçların af (ceza indirimi) kapsamına alınmaması yönünde bir hassasiyet olduğu biliniyor. Ancak içerik tartışması aşamasına gelinmesi halinde, bu hassasiyeti bir şekilde tahrip edebilecek bir zemin oluşacağına da şüphe yok. Siyaset kurumunun önünde iki tarafı keskin bir bıçak var. Bir yanda ‘af’ bekleyenler, diğer tarafta toplum vicdanının zedelenmesi riski…
Konuşulanlara bakılırsa, Adalet Bakanlığı, yargı paketinden ayrı, bir ‘ceza indirimi taslağı’ hazırladı. Kulislerde konuşulanlara göre taslak, doğrudan MHP’nin teklifini esas almamakla birlikte, oradaki çerçeveyi göz ardı da etmiyor. Bu yasa teklifi taslağı şimdilik bakanlıkta bekletiliyor. Gündeme gelmesi, siyasi karar ve talimata bağlı. Takvim ile içeriğin netleşmesi, ancak o kararın ve talimatın verilmesiyle söz konusu olacak. Ve tabii asıl tartışma da işte o zaman başlayacak.