Giriş
Okullar açılıyor. Bu sene uzaktan eğitim seçeneği yok. Çocuklar okula gidecek. Velilerinse kafası karışık.
Doktor Tomris Cesuroğlu, pandemi sürecinde Türkiye’de okulların açılması konusunda çalışmalar yapıyor.
Cesuroğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu bir hekim ve araştırmacı. 2010’dan bu yana Hollanda’da VU Amsterdam Üniversitesi’nde sağlık sistemleri ve politikaları ile toplum sağlığı genombilim alanlarında çalışıyor. Aynı zamanda Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu ve Okul Sağlığı Çalışma Grubu üyesi.
VELİLERE ÇAĞRI
Dün öğleden sonra telefonda görüştüğüm Dr. Tomris Cesuroğlu, velilere “Ayrışmayın, birleşin” çağrısı yaptı.
- Özellikle Delta Varyantı ve yüksek vaka sayıları sebebiyle velilerin endişelerini anlıyorum ama veliler ne kadar bir arada olur ve birlikte hareket ederse sınıftaki önlemler de o kadar iyi alınır. Velilerin “Birimiz hepimiz için” anlayışıyla hareket etmesi gerekiyor.
- Türkiye’de okulları kapatan pandemi değil, eğitim sistemiydi. Dünyada birçok ülke pandemi boyunca okullarını açık tuttu. Okulların açık olması için sanki çok yüksek güvenlik standartları gerekiyor gibi bir algı var. Oysa okullarda bulaşı azalttığı görülmüş üç önlem var.
ÜÇ ÖNEMLI TEDBİR
- Birincisi havalandırma. Pencereleri ve kapıları açarak cereyan yaptırmak. Ebeveynler çocuklarının cereyanda kalmasını istemez ama bu iyi cereyan. Sınıfı ne kadar sık havalandırırsanız virüsün bulaşma riski o kadar azalıyor. Kışın da 20 dakikada bir pencereleri ve kapıları açıp 5 dakika süreyle havalandırmak gerekiyor.
- İkinci konu maske. Okuldaki -aşılı ya da aşısız- tüm yetişkinlerin maske takması çok kritik. Vaka sayıları yüksek olduğu için her seviyedeki öğrencinin de maske takması gerekiyor. Yetişkinlerin maskeli olması öğrencilerden daha önemli çünkü bulaş en fazla yetişkinlerden kaynaklı.
- Üçüncü nokta da, belirti gösteren ya da temaslı öğretmen ve öğrencilerin okula gitmemesi. Ateşi 38 derecenin üzerinde olan, burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük ya da solunum sıkıntısı belirtilerinden en az biri olan çocuk ya da yetişkinin okula gitmemesi gerekiyor. Test yaptırıp negatif çıktığında gidebilirler.
EN ÖNEMLİSİ AŞI
- Sınıf mevcutlarının 30’un altında tutulmasını öneriyoruz. İlkokul seviyesinde dünyada vakalar nadir. Asıl endişemiz liseler. 12 yaş üstünde bulaş riski yetişkinlerle aynı. Bunu önlemenin yolu da aşı yaşını 12’ye düşürmek. Okuldaki tüm yetişkinler ve evdeki veliler zaten tam aşılı olmalı.
- Önlemleri sıkı şekilde uygulayalım ve bilelim ki, çocuklar hastalıktan, yetişkinlere göre çok daha düşük oranda etkileniyorlar. Normal bir eğitim yılında “Çocuğum grip olur da kaybeder miyim?” endişesi yaşamıyorsanız, “Covid’den kaybeder miyim?” endişesi de yaşamayın.
- Velilerin aşılı-aşısız kavgası yerine, belirtili çocukları gizlememesi, “Belirti ya da temaslılık durumu varsa çocuğu okula göndermeyelim” noktasında birleşmesi gerekir.
- Bu arada aşısı tam olanların, hasta olsalar bile, bulaştırıcılığı daha az oluyor. Yani “Aşılılar da hastalanıyor ve bulaştırıyor” görüşü yanlış. Evet hastalanabiliyorlar ama daha hafif geçiriyorlar ve virüsü de daha az yayıyorlar.
