Murat Çelik'Çocuğum ya popçu ya topçu olsun' diyenler...

HABERİ PAYLAŞ

'Çocuğum ya popçu ya topçu olsun' diyenler...

Bu yazı anne babalar için. Özellikle de çocuklarına planladıkları gelecekte öncelikleri şöhret ve çok para olanlar için…

Hürriyet’ten Fulya Soybaş, 1 Ekim Salı günü “Cinsel İstismardan Şantaja… İşte Puff Diddy Gerçekleri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. (https:// www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fulyasoybas/ cinsel-istismardan-santajaiste- fuff-diddy-gercekleri-42549329) Okumayanlar muhakkak okusun lütfen.

*

‘Puff Diddy’ lakaplı, dünyaca ünlü Amerikalı Rapçi Sean Combs halen cezaevinde. 16 yıldır süren ve bütün dünyanın hayranlıkla izlediği çok sayıda Hollywood yıldızının da doğrudan ya da dolaylı içinde bulunduğu bir ‘sapkın ağ’ söz konusu olan. Bazılarının bile isteye, bazılarının ise farkında olmadan içine düştüğü bir ağ. Uyuşturucu, sapkın cinsellik, şantaj, tehdit... İçinde ne ararsanız var olan kriminal bir yapı.

Haberin Devamı

*

Türkiye’de bir kesim var… (Gerçi sadece Türkiye değil, dünyanın neredeyse tümünde var ama benim önceliğim bizim memleket.) Genelde gençlerden oluşan bir kesim… Bahsettiğim, ünlü olup çok para kazanmak için neredeyse her şeyi yapabilecek insanlar.

Bir de kendileri değil ama çocukları için aynı yolda yürüyenler var. Çocukları kısa yoldan hem ünlü hem zengin olsun isteyenler. Bilinen tabiriyle çocuğunun ‘ya topçu ya popçu’ olması için uğraşanlar…

Sözüm bu ebeveynlere işte. Evladının yetenekli olup olmadığına dahi bakmadan elinden tutup ya spor kulüplerinin ya da ‘cast ajansları’nın (film ya da dizilere oyuncu tedarik eden şirketler) kapısını aşındıranlar. Şöhret ve çok para hedefinin gözleri kararttığı bir dünyada yaşayanlar…

*

Türkiye’de ‘Puff Diddy’ çarkının aynısı vardır demiyorum. Ama öyle bir yapı ya da benzeri “Kesinlikle yoktur” diyebilir misiniz?

Televizyon kanalları ya da dijital platformlarda yayınlanan ve izlenme rekorları kıran dizilerde, sorumlu pozisyonlarda görev yapan tanıdıklardan birkaçıyla konuştum.

Anlattıklarından bir kısmını aktarayım…

* Genellikle çocuklar isteksiz ama anne-babalar aşırı istekli oluyor.
* Dizi setleri gece geç saatlere kadar sürer. Hatta çoğu zaman sabahlara kadar. Çocuklar uykusuz kalıyorlar. Daha önemlisi, günlerce okula gidemiyorlar.
* Bir başrol oyuncusu çocuk vardı mesela… Bir ayda sadece iki-üç gün devam edebilmişti okuluna. Düşünün sekiz-dokuz yaşlarında bir çocuk bu.
* Yükseklik korkusu olan ama çekilecek sahnede yüksek bir yere çıkması gereken bir çocuk oyuncu vardı mesela. Aile bunu bilmesine rağmen -ki senaryo ailede de var- hiçbir şey söylemedi. Saatlerce çekilememişti o sahne.
* Mesela bir yemek sahnesi çekilecekti. Çocuk meğer annesinin yaptıkları dışında yemek yemiyormuş. Sahnede hamburger yemesi gerekiyordu. Çığlıklar atarak direndi çocuk. İki saat uğraşıp ikna edemeyince hamburgeri annesi yaptı ve sahne öyle çekilebildi.
* Ağlayan, seti terk etmek isteyen çocuklar oluyor. Anne-babalar bir şekilde, zorla da olsa devam ettiriyor çocukları.
* Tabii en önemlisi, sette hayat sadece kamera karşısından ibaret değil. Kamera arkasında, karavanlarda süren bir yetişkin hayatı var ve çocuklar bu hayata maruz kalıyor. Kostüm ve makyaja yetişkinlerle birlikte giriyorlar. Yetişkin şakalarına, küfürlü diyaloglara maruz kalıyorlar. Tabii yüksek oranda sigara dumanına da...
* Ve böyle bir ortamda, anne babalar; değil evlatları adına rahatsız olmak, çocuklarının orada ne kadar mutlu olduğunu anlatıyorlar.

Haberin Devamı

Son söz…

Haberin Devamı

Anne babalar, lütfen. Çocuklarınızı da kandırmayın, kendinizi de. Ve bir sorun kendinize: “Şöhret ve para uğruna tüm bunlara değer mi?”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder