Deprem bölgesinde yıkılan binaların yerine yenileri yapılacak. Şehirler tekrar imar edilecek, bu tamam. Yaralanan, uzuvlarını kaybedenlerin fiziksel tedavi ve rehabilitasyonları da zamanla tamamlanacak. Bu da tamam. Peki ya o depremlerin insanların ruhunda açtığı yaralar? O derin izler? Onlar nasıl tedavi edilecek? İşte bu hayati noktayı, konunun uzmanlarından biriyle, Psikiyatri Profesörü Tamer Aker ile konuştum. Aker, İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Yüksek Lisans Program Koordinatörü. Geçmişte, dünyanın farklı noktalarında çalışan Prof. Dr. Tamer Aker, 6 Şubat depremlerinin dört gün sonrasında bölgedeydi. Ekip arkadaşları halen depremzedelerin yanında... İşte Aker’in sorularıma verdiği yanıtlar:
‘BURADA OLMANIZ BİZE GÜVEN VERİYOR’
Tamer Hocam, yıkıcı depremlerin fiziksel yaralarının sarılması faaliyetleri ve devam eden yardımlar, bölgedeki insanların psikolojisini nasıl etkiler, etkiliyor?
- Temel ihtiyaçlar ile ruh sağlığına yönelik ihtiyaçlar birbirini doğrudan etkileyen bir döngü hâlinde. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından, fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da zorluk yaşar hâle geldiler. O nedenle, bu ihtiyaçlar bir bütün olarak görülmeli.
- Öte yandan bizler her ne yaşarsak yaşayalım ilişki içinde iyileşir, onarılırız. Yaşadığımız bu zorlayıcı dönemde yaslanabildiğimiz bir omuz bulmaya, bağ kurmaya, duygularımızı birbirimizle paylaşmaya ihtiyacımız var.
- Antakya’da, sahada psikososyal destek hizmeti verirken en çok duyduğumuz cümlelerden biri ‘‘Burada olmanız bize güven veriyor’’ oldu. Destek için orada olmanın, insanlara temas etmenin, dayanışmanın umut ve güven aşılıyor olması bireyleri ruhsal açıdan olumlu yönde etkiliyor elbette.
EN AZ BİR YIL PSİKOSOSYAL DESTEK
Depremzedelere verilen psikolojik destek hangi başlıklardan oluşuyor ve bu çalışmaların ne kadar sürmesi gerekiyor?
- Depremi yaşayan veya yakınlarını kaybeden bireylere verilen destekte öncelik, ‘psikososyal destek çalışmaları’nda olmalıdır. Ülkenin aklı başında her ferdi ‘psikolojik ilk yardım’ı bilmeli demek yanlış olmaz.
- Psikolojik destek çalışmaları, afet, kaza, terör saldırısı veya bireysel/toplumsal düzeyde olumsuz etkilere neden olan herhangi bir olay sırasında ya da sonrasında gerçekleştirilen bir çeşit ‘erken dönem psikososyal müdahale’ yaklaşımı olarak tanımlanır.
- Amaç, travmatik olayların doğası gereği bireyler üzerinde ortaya çıkabilecek stres belirtilerini olabildiğince azaltmaktır. Kısa ve uzun vadede kişilerin travmalarla baş etmelerini ve olağan yaşantılarına, rutinlerine de dönebilmelerini destekler. Tüm bu yönleriyle değerlendirildiğinde ‘psikolojik ilk yardım’ın önleyici ve koruyucu bir ruh sağlığı müdahalesi olarak uygulanması etkili ve işlevsel olacaktır.
- Çok geniş bir coğrafyanın etkilendiğini düşününce ruh sağlığı uzmanları olarak uzun soluklu bir maratonun içindeyiz. O nedenle olabildiğince ‘psikososyal destek çalışmaları’nı en az bir yıl boyunca sürdürmek önemli olacaktır. Not: Bugünlük yerim doldu. Prof. Aker’in aynı konudaki çok önemli açıklamalarına yer vermeye devam edeceğim.