Giriş
“Benim tarzım bu. Ve birileri beğenmiyor diye tarzımı değiştirecek de değilim.”
Millet İttifakı’nın CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu Ankara temaslarının ardından dün öğleden sonra böyle dedi telefonda.
İmamoğlu’na, Beştepe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesini eleştirenlere yanıtını sordum. Tabii özellikle partisi CHP’nin içinde de böyle düşünenler olduğunu hatırlatarak...
Ekrem İmamoğlu söze, “Benim tarzım bu, ben yerelde de hep böyle davrandım. Herkesle, her kesimle, her partiyle sürekli temas ve iyi ilişkiler içinde oldum” diye başladı.
Sonra da şöyle devam etti:
- Belediye başkanı icraat yapan, sorun çözen, çözüm üreten insandır. Bunun için de çok farklı kişi, kurum ya da kesimlerle sürekli iletişim hâlinde olmalı, iyi ilişkiler kurmalıdır.
Ben böyle düşünüyorum ve hep bu şekilde davrandım. Bizim arkadaşlarımızdan da farklı düşünenler olduğunu biliyorum ama Türk siyasetinin geleneklerinde yok diye ya da birileri doğru bulmuyor, beğenmiyor diye -kimse kusura bakmasın tarzımı değiştirecek değilim.
OCAK SONUNA KALMADAN...
Ekrem İmamoğlu dün İstanbul’a dönmeden, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla uzun bir toplantı yaptı. İkilinin görüşmesindeki başlıklardan biri, ‘seçim kampanyasında kullanılacak siyasi dil ve üslup’ olmuş.
Ve tabii İstanbul’un ilçeleri için adayların belirlenmesi süreci konuşulmuş. İmamoğlu, “İlçeler için benim doğrudan isim belirtmem şık olmazdı.
O noktada il başkanımız var, genel merkezimiz var, genel başkanımız var...
Ama ben takvime ilişkin şunu söyledim” dedi ve anlattı:
-İlçe adaylarımızı bir an önce belirlememizde yarar var. Gecikme, zaman kaybı, aleyhimize olur.
Mümkünse gelecek hafta… Ama en geç Ocak sonu bütün isimleri belirlemiş olmamızda yarar var. Bu konu öncelikli ve önemli.
O HAKİMDEN MESAJ VAR
Salı günü bahsetmiştim... Dünyanın saygın üniversitelerinden Princeton, kütüphanesine ilk kez bir Türk hukukçunun kitabını aldı...
Salih Zeki İskender’in “Namus Cinayetleri” kitabını…
Salih Zeki İskender, gönderdiği elektronik posta mesajında bakın neler diyor:
- Emekli olma nedenim, yazdığınız gibi, başkanlık seçimi yanında, asıl önemlisi Yargıtay’daki o bilinen yapılanmaya tepkimdi.
Özellikle Hamdi Yaver Aktan ve benle ilgili haince planları olduğunu açıkça ifade ediyorlardı.
- Kendilerine, “Adalet, bir gün gelecek en çok size gerekecek” demiştim. Gerekti de…
İnandığım bir ilke vardır: Tarihi kimse geri döndüremez ve bilime kimse yalan söyletemez.
VASİP REYİZ (!) DİYOR Kİ...
Bizim liseliler öyle diyor Ankara Valisi Vasip Şahin’e... “Vasip Reyiz”… Daha küçükler, “Vasip Abi” ya da “Vasip Amca”. Vasip Şahin’e hatırlattım durumu… “Biliyorum” dedi gülerek... “Ben İstanbul’dayken bu ilişki kendiliğinden gelişti. Görüyorum.
Ben de takip ediyorum ama hiçbirine cevap vermiyorum sosyal medya üzerinden. Çok zekiler, yaratıcılar. Kalemleri çok kuvvetli. Cevap verirsem yetişemem, iş yapmaya vaktim kalmaz.”
Bir de kar yağmaya başlar başlamaz, ‘tatil’ beklentisi var tabii öğrencilerin... “Kar tatili konusunda, İstanbul’daki kararlarınızın da etkisiyle, biraz ‘notu bol öğretmen’ misali mi görüyor çocuklar sizi” diye sordum Vali Bey’e.
“Kar sebebiyle eğitime ara verme kararlarını biz gerektiği zaman, gerektiği için veriyoruz. Yoksa öyle çocukların gönlünü kazanmak, onların sevgilisi olmak gibi bir düşünceyle değil tabii.
Özellikle öğrenci servisleriyle ilgili trafik güvenliği boyutu gibi noktalar var... Meteorolojiyle, belediyeyle en az 3-5 sefer görüşüyorum.
Kararın akşam geç saatlere kalması da en son bilgileri almaktan kaynaklı oluyor. Hepsini değerlendirip veriyorum son kararı” dedi ve ekledi:
- ‘Notu bol hoca’ olmak gibi bir niyetim yoktu tabii ama neticede böyle güzel, sempatik bir ilişki kurulmuş oldu çocuklarımızla aramızda.
Son soru... “Alıştınız mı İstanbul’dan sonra Ankara’ya?” Cevap… Yine gülerek: “Alıştık alıştık… Biz alışmaya alışığız.”
GEÇEN SENE BUGÜN
12 Ocak 2018 tarihli gazetelerin birinci sayfalarındaki ortak haber şuydu: “Anayasa Mahkemesi, cezaevindeki gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tutukluluğu için ‘hak ihlali var’ dedi ve tahliye yolunu açtı. Ancak yerel mahkemeler iki isim için de tutukluluğun devamına karar verdi.”
"NE GÜZEL AF"
“İtimat kontrole mani değildir.” (Alman atasözü)
