“Bizim şu aşamada ısrarla istediğimiz, yıkılan binaların çevresine meraklı vatandaşlarımızın gelmemesi. Rica ediyoruz, lütfen gelmeyin...”
Bu çağrının sahibi, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın.
Dün öğleden sonra telefonla görüştüğüm Aşkın, sahadaki ekipleri koordine ederken yanıtladı sorularımı.
Meraklılara uyarı
Emniyet Müdürü Aşkın’ın hemşehrilerine çağrısı şu:
- Kahraman arama-kurtarma ekiplerimiz enkazdan hâlâ canlı insanlarımızı çıkarıyor. Lütfen kimse bu çalışmaları izlemeye gelmesin. Bunun kimseye faydası yok. Aksine, arama kurtarma bölgelerine gelenler sıkıntı yaratıyor. Bu durum, o noktalara ulaşımı da, yürütülen çalışmaları da zorlaştırıyor, faaliyetlere zarar veriyor. Sevgili İzmirliler, lütfen enkaz bölgelerine, olan biteni izlemeye gitmeyin.”
İlk saatler
İzmir Emniyet Müdürü, depremden birkaç gün önce bir ameliyat geçirmiş. Deprem olunca hemen mesaiye dönmüş. Nekahet dönemini görevde geçiren Hüseyin Aşkın, ilk saatleri şöyle anlattı:
- İzmir eski bir şehir. Başta yollar olmak üzere, altyapı da eski. Polis ve bekçilerimiz, ilk yarım saat içinde yıkılan 17 binaya da ulaştı. Motosikletli polislerimizle ulaşıp enkaz bölgelerinde çevre güvenliğini sağladık. İnsanları hasarlı binalardan uzaklaştırdık. Bazı binalar daha sonra yıkıldı.
- İlk panikle yollar tıkandı, trafik sıkıştı ama birkaç saat içinde ekiplerin intikalini ve yardımların güvenli şekilde ulaştırılmasını sağladık.
Yağmacılar yakalandı
Peki ya doğal afetler sonrası ortaya çıkan, o bildik ‘yağmacılar’ meselesi? Emniyet Müdürü Aşkın bu konuda da önemli bilgiler verdi:
- Geçmiş tecrübeler ışığında, ilk andan itibaren yıkılan binalara kötü niyetli kişilerin, yağmacıların girebileceğini değerlendirdik. Şu anda da 172 binada 24 saat esasına göre bekçi ve polis görevde. Çadırkentlerde de geçici karakollar oluşturuyoruz. Ayakkabı hırsızlığı, yardım malzemesi çalıp satmaya çalışanlar gibi birkaç olay dışında büyük çaplı bir hırsızlık ya da yağma olmadı.
- Vatandaşlarımız da bize şüpheli durumları bildiriyor. Şu ana kadar 11 kişi yakaladık. Aralarında başka şehirlerden gelenler de var. Giresun’dan, Ankara’dan, başka yerlerden hırsızlık yapmaya gelen kötü niyetli -kimse kusura bakmasın- ‘hain’ kişiler bunlar.
Ne yapılmalı?
Fay hatları ve çevresindeki yörelerde, deprem yönetmeliğine uygun yapılmamış, özellikle 1999 öncesinde inşa edilmiş binalarda oturmamak en önemli tedbir.
Bu tür binalarda yaşamak zorundaysanız; yapıların deprem analizlerinin tamamlanması, varsa sorunların giderilmesi, güçlendirme vb çalışmaların yapılması şart.
Aklıma takılan
İzmir’de yıkılan ve insanların öldüğü ‘Emrah Apartmanı’nın müteahhidi Hayati Uzun nerede? Uzun’un, Erzincan’da inşa ettiği bina 1992 depreminde yıkılmış. O binada torunu ölen Hayati Uzun İzmir’e taşınmış ve Bayraklı’da yaptığı yeni apartmana, yitirdiği torunu Emrah’ın adını vermiş.
Ve şimdi geliniyle iki torunu daha (yine kendi yaptığı) yıkılan o apartmanda hayatını kaybetti. Yani yaptığı bina depremde yıkılmış ama Uzun, müteahhitlik yapmaya devam edebilmiş. Kendi ailesinden de kayıp veren, iki depremde iki binası yıkılan bu müteahhit hakkında henüz bilgi yok.
Aydın’ın Didim İlçesi’nde yaşadığı söylenen Hayati Uzun hakkında savcılık soruşturmasının sürdüğünü öğrendim. Sanırım yakında öğreniriz akıbetini..