Marmara Denizi’ni saran müsilaj (deniz salyası) insan ve hayvan sağlığına zararlı mı? Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın bu soruya verdiği yanıt aynen şöyle:
- Müsilajın kendisi organik yapıda olduğu için, insan ya da hayvan sağlığına doğrudan bir zararı yok. Ancak bu organik yapı, mikroorganizmaların üremesine, beslenmesine, büyümesine çok uygun bir ortam oluşturuyor. Yapılan bilimsel çalışmalar müsilaj içindeki mikroorganizma sayılarının, çevresindeki su ortamından iki-üç kat yüksek olduğu yönünde. Onun için kıyılarda birikmiş olan o müsilajdan uzak duralım. Mümkünse fiziksel temastan kaçınalım. Lâkin Marmara Denizi’nden avlanmış olan balık ya da su ürünlerini tüketmekte herhangi bir sakınca yok. İnsanlar kaygı duymadan balık yiyebilirler.
ACİL EYLEM PLANI ŞART
Marmara Belediyeler Birliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bugün “Marmara Denizi’nde Müsilaj Problemi ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir çalıştay düzenliyor. Çevrimiçi çalıştayın katılımcılarından biri de Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı. Prof. Sarı’ya bugün neler anlatacağını sordum. İşte Mustafa Hoca’nın ‘Marmara Denizi’ni kurtarmak için yapılması gerekenler’ listesi…
- Biraz geç kaldık ama zararın neresinden dönsek kârdır. Yapmamız gereken şey, acilen bir eylem planı üzerinde mutabık kalmak. Bu eylem planının üç ana aksı olmalı.
- Birincisi, evsel atıkların arıtılmasıyla ilgili olan belediyeler boyutu. Bir litre bile atık, artık arıtılmadan denize bırakılmamalı. Arıtma tesisi olmayan yerlere arıtma tesisi yapılmalı ama bunların hepsi ‘ileri arıtma’ olmalı artık.
- İkinci başlık endüstriyel kirlilik. Bu daha çok akarsu şebekesiyle denize ulaşıyor. Bu noktada atık arıtma sistemlerinin aktive edilmesi gerekiyor. Arıtma sistemi olmayanların faaliyetlerine kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor. Bunun için eğer bir destek gerekiyorsa yasal düzenleme yapılması ve sanayiciyi de mağdur etmeden ama hızlı şekilde bir mekanizma oluşturup sanayi atıklarını acilen azaltmamız lâzım.
- Üçüncüsü de iyi tarım uygulamalarına geçmeliyiz. Marmara Bölgesi’ndeki yoğun tarımsal faaliyette kullanılan gübreler, kimyasallar en sonunda, ya akışla, ya yağışla yıkanarak Marmara Denizi’ne ulaşıyor ve yükü artırıyor. Yani bir taraftan akarsu ağımızdaki endüstri kirliliğini azaltırken, bir taraftan da tarımsal kirliliği azaltıp denizin yükünü hafifletmemiz gerekiyor.
HERKES HASSAS OLMALI
- Bütün bunlar için hem sayın bakanın, hem sayın cumhurbaşkanımızın açıklamaları önemli. En üst düzeyde bir irade beyanı ortaya çıktı ama bu hassasiyetin aşağılarda da aynı olması gerekiyor. Siz ne derseniz deyin, en son aşamada denetime giden mühendisin, denetleyen resmi görevlinin de bu bilinçte olması lâzım.
- Sonuç olarak, yapılacaklar çok açık ve net. Yalnız, hızlı bir şekilde harekete geçmemiz lâzım.