İlk ve ortaöğretimde 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı başlıyor. Bazı özel okullar dün açıldı. Diğer bütün okullardaysa ilk ders zili 12 Eylül Pazartesi sabahı çalacak. Çocuklar heyecanlı, okul yönetimleri ve öğretmenler son hazırlıklarını yapıyor, veliler de aile bütçesinin dengeleriyle boğuşuyor. Bu hararetli ortamda pek konuşulmuyor ama aslında tam da okullar açılırken gündemde olması gereken bir konu daha var. Yine COVID-19 pandemisi…
MEHMET CEYHAN NE DİYOR?
Böyle kritik zamanlarda görüşlerine başvurduğum uzmanlardan biri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan. Dün öğleden sonra aradım Mehmet Hoca’yı. Okullar açılırken son durumu öğrenmek ve yapılması gerekenleri sormak için. İşte Prof. Ceyhan’ın açıklamaları:
- Salgını bir türlü öğrenemedik maalesef. Okullar açılınca patlayacak diyor herkes. Oysa, hep söylüyoruz, salgının mevsimle ilgisi yok.
- Salgının bir döngüsü var. Yükselen dalga, ardından düz bir dönem şeklinde. Yani dalga-düz, dalga-düz şeklinde bir seyri var. Yüksek olduğu dönemdeyse, okulların açılmasıyla birlikte daha da yükselir ama o dönemde miyiz, onu bilmiyoruz.
- Sağlık Bakanlığı vakaların ancak 30’da, 40’da birini saptayabiliyor. Biliyorsunuz artık testler zorlaştırıldı. Tek bir semptomla test yapılmıyor. Durum böyle olunca da vakaların çok azını görebiliyoruz biz.
- Gerçek vaka sayısı için açıklanan rakamları 30’la-40’la çarpmamız lâzım. Ölüm sayılarını da en az 3-4 ile çarpmak lâzım.
- Şu anda sanki inişe girdik gibi görünüyor ama emin olmak çok zor çünkü az önce anlattığım durum sebebiyle, eldeki verilerle ciddi bir yanılma payı var. Bu koşullarda salgın azalacak ya da artacak diye bir tahminde bulunmak çok zor.
- Okullar açılınca, eskisi gibi temaslar artarsa bir miktar artış mutlaka olur. Ama bu dikkat çekici, büyük bir artış olur mu onu bilmek mümkün değil. Çünkü salgının iniş kolunda mıyız, bunu bakanlık dahil kimse bilmiyor.
- Okullara bir öneride bulunmanın da bir anlamı olmuyor. Biz tabii yine, mümkün olduğu kadar, kapalı ve kalabalık ortamlarda maske takılmasını öneriyoruz. Ve yine 2 metreyi sağlayamazsanız bile araya mesafe koyun diyoruz. Özellikle yemek yerken ya da yüksek sesle konuşulurken mesafe korunsun istiyoruz. Ama dediğim gibi okul yönetimleri de Milli Eğitim Bakanlığı’na bakıyor. Oradan da herhangi bir şey gelmeyince bizim söylediklerimiz de bir yere kadar etkili oluyor.
- Salgın yokmuş gibi yaşayalım dendi ve gerçekten öyle yaşıyoruz. Görmeyince böyle gidiyor işte. Şu örnekle anlatayım… Eve hırsız girdi. Siz görmek istemez, arkanızı dönerseniz, hırsız alacaklarını alır gider. Geriye kalanlarla yetinir, mutlu olursanız sorun yoktur. Ama giden de gitmiştir. Bizdeki durum bu işte.