Önce Tatyos’u aradım. Ailesi Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflı köyünde yaşıyor. Can kaybı yaşamamışlar. Vakıflı, Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı bir köy. Muhtar Berç Kartun’la konuştum. Köy boydan boya yıkılmış. Depremden çok etkilenen 30 kadın ve çocuğu İstanbul’a göndermişler. Bazı insanlar İskenderun’a gitmiş. Muhtar Kartun, “Bu köyün nüfusu giderek azalıyor. Deprem, büyük yıkım oldu. Bu köyün yok olmaması için devletin desteği gerekiyor…” diye anlatıyor durumu.
Vakıflı’da ölen olmadığını, deprem bölgesinde, Hatay'da 6, Malatya'da 3 olmak üzere Ermeni Cemaati’nden 9 kişinin yaşamını yitirdiğini belirten Kartun şöyle diyor: "Saat 04.30 civarında deprem olduğunda, ben ve ailem evden yola kadar çıktık, yani 150-200 metre koştuk, deprem hâlâ sürüyordu. İlk gün, bugünkü kadar hasarımız yoktu. Son depremde yani üçüncüsünde merkeze yakındık. Kısa olmasına rağmen gayet hızlıydı. O son deprem bizim evlerimizi iyice yıktı.
35 haneyiz. 130 kadar nüfusumuz vardı. Depremin hemen ardından aşağı yukarı 30 kişi Sayın Patrik Hazretleri Maşalyan’ın gönderdiği otobüsle İstanbul’a gitti. 20 kişi de İskenderun’a, yakınlarının yanına. Gönderdiklerimizin, gidenlerin çoğunun psikolojileri bozulmuştu. Başlangıçta barınacak çadırın olmayışı da burada yaşamı çok zorlaştırıyordu.
Garbis’in yerinde ufak bir kahvaltı salonu gibi çadırdan bir yer yaptık. Üç gün boyunca aşağı yukarı sandalyelerin üzerinde yatarak, soğuktan titreşerek günlerimizi geçirdik. Evlerin içine bir daha giremedik korkudan. İyi ki girmemişiz. Üçüncü depremde evlere dağılsaydık can kaybı olabilirdi. Köyde on beş ev ağır hasar gördü.
Birkaç bina ufak tefek çatlaklarla ayakta kaldı. Kilise ağır hasarlı. Biraz önce Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile gezdik, tamamen yıkık halde. Şu anda 25’e yakın çadırımız var, çadırlarda kalıyoruz. Aynı yerde, Garbis’in çay bahçesinde sabah-öğleakşam yemeğimizi yiyoruz. Sağ olsunlar her yerden yardım geliyor. Yardımseverlere çok teşekkür ediyoruz. Maşallah 4. günden sonra aktı.
Bundan sonrasını devletten bekliyoruz. Yıkılan evler nasıl yapılacak? Para yardımıyla mı, başka yollarla mı? İnsanların bu köyü terk etmesinin önüne geçecek imkanları yaratmalıyız. Köylülerin göç etmesinin önüne geçmek için öncelikle barınma meselesine çözüm getirmek gerekiyor.
120 kişi kaldı
Köyün nüfusu 120’lere kadar indi. Bunu da kaybetmek istemiyoruz. Türkiye’de kalan tek Ermeni köyünü ayakta tutmak amacıyla çabalıyoruz, kafamızı yoruyoruz. Her gelenden bu köyü ayakta tutmak için yardım istiyoruz. Çok büyük bir felaket yaşadık.
Böyle bir şey olamaz. Benim köyüm kadar Hatay’ın da bir an önce ayağa kalkması için çabalamalıyız. Hatay bir medeniyetler şehri idi. O eski güzellikleri tekrar ayağa kaldırıp, ihya etmemiz lazım. Sağolsun… Başkanlarımız olsun, komutanlarımız olsun bizi yalnız bırakmıyor. Allah razı olsun herkesten.”