CHP ve DP’nin aynı masada yer almaları, çok eskilerde kalmış olan bir ezeli rekabetin artık romantizme dönüşmüş nostaljik bir tarafıdır. Bu açıdan bakınız... Öyle ya... 14 Mayıs’lar artık 27 Mayıs’ları çağrışım ettirmiyor.
..........
Diğer misafirleri bilmem ama CHP ve DP’nin aynı masaya oturması, bari bir anlam taşıyor. Ama mesela o masaya Babacan’ın ne taşıdığı bilinmiyor.
*
Beri tarafta... Ecevit’in DSP’si, Özal’ın ANAP’ı ve Erbakan’ın Refah’ı, eğer sahiden aynı ittifakın içinde bulunabilirlerse hoş bir oluşum doğacak. Ve Mustafa Destici’nin özenle muhafaza ettiği ilkeler, bu seçimde daha da öne çıkacak.
*
Erdoğan, bir misyondan bahsederken hep der ki: Menderes-Özal çizgisi. Yani aradaki Demirel’i atlar... Onu saymaz. Sorsanız elbet sebebini izah eder ama Türk Milleti, hiçbir siyasi liderini unutmuyor. Bıraktıkları eserleri hep saygıyla anıyor. Nitekim görüyorsunuz, 14 Mayıs Seçimleri için sahaya çıkan partiler, hep eski liderlerin gölgesinde yürüyor. Her şeye rağmen ahde vefa yaşıyor.
*
Bu havayı kirleten tek unsur, ara sıra duyduğumuz yuh sesleri ve benzer organizasyonlardır.
- Nereden gelirse gelsin...
- Kime gelirse gelsin... Bunu şiddetle kınıyorum.
Not: Terör, göç, salgın hastalık, savaş, çılgın dolar, enflasyon, fahiş fiyat, deprem, sel, tekrar deprem, tekrar sel... Ama insaf yahu. Teker teker gelin.