Öyle bir rüzgardır ki o... Kaçırırsan, bir daha yakalayamazsın. İyi kullanman lâzım.
Ecevit, fırtına gibi geldi. Birinci parti olmakla kalmadı, önemli belediyeleri de sildi süpürdü. Ahmet İsvan’ı kim tanırdı? İstanbul’a belediye başkanı nasıl seçildi? Ecevit rüzgarıyla.
Ankara öyle.
İzmir de öyle.
Öbür iller de öyle.
Turgut Özal geldi. Bir rüzgarla geldi.
Sadece iktidar olmakla kalmadı, bütün belediyeleri de peşinden sürükledi. İstanbul, Ankara, İzmir dahil, hangi şehire hangi adayı koyduysa hepsi kazandı.
Nasıl oldu?
- Özal rüzgarıyla.
Şimdi CHP, büyük şehirlere aday arıyor.
Lâkin o adayların, liderden alabilecekleri bir güç yok. Çünkü Kılıçdaroğlu Rüzgarı diye bir şey yok. O rüzgar, 8 yıl evvel Gandi Kemal’le birlikte bir süre esecek gibi oldu, sonra durdu. Bugün ortalık süt limandır. Yaprak kıpırdamıyor.
Özetlersek... Tren, 8 yıl evvel kaçmıştır.
CHP’nin Belediye Başkan adayları, sadece kendi güçlerine güvenecekler. Varsa, kendi rüzgarlarını kendileri estirecekler.
Yani, yukarıdan hiç hayır beklemesinler.
Hatta uzak dursunlar.
Eczacıbaşı
Herkes okusun. Ama gençler mutlaka okusun.
Bülent Eczacıbaşı’nın kitabı:
“İşim gücüm budur benim”
İçeriği kadar kitap yazma tekniği olarak da mükemmel. İş âlemindeki başarısını kültür ve sanat faaliyetleriyle taçlandıran Eczacıbaşı Ailesi, aslında “muasır medeniyet”i, asır’dan önce yakalamıştır. Nitekim kitabın mihrabı, insan kalitesi’nden oluşuyor.
Yazar’ın seviyesi, kitaba aynen yansımıştır.