Sadık Gültekin’le Doğru TercihAklın sınırlarını zorlayan proje

HABERİ PAYLAŞ

Aklın sınırlarını zorlayan proje

Nazilerin silah teknolojisinde ulaştıkları seviye, pek çok alanda müttefik devletlerini zor durumda bırakıyordu. Özellikle denizlerin ve okyanusların savunması konusunda sorun yaşayan devletler, çözüm arayışı içine girdi. Atlantik Okyanusu’nu geçmeye çalışan İngiliz gemileri, Almanların U-boatları tarafından avlanıyordu. Gemileri korumak için uçak gemilerine ihtiyaç vardı. Ancak bu gemileri inşa edebilmek için tonlarca çelik lazımdı. Savaş ortamında bu miktarda çelik bulmak oldukça zordu. Petrol ve çelik gibi kıt kaynakları kullanmadan bir uçak gemisi inşa edilmesi gerekiyordu. İşte, tam bu esnada İngiliz mucit Geoffrey Pyke, buzdan uçak gemisi yapma fikrini ileri sürdü.

Haberin Devamı

II. Dünya Savaşı döneminde İngilizler, ‘pykrete’ kullanarak dönemin en büyük gemilerinden 10-15 kat daha büyük buzdan uçak gemisi inşa etmeyi planladılar. 610 metre uzunluğunda ve 2 milyon ton ağırlığında olması tasarlanan bu gemi, bombalardan ve torpidolardan etkilenmeyecekti.

İlk başta bu fikir çok saçma gibi gözükse de aslında arkasında bilimsel bir açıklama vardı. Saf buz, okyanusta dayanıklı olmuyordu ama ‘pykrete’ denilen malzeme kullanıldığında bu sorunun üstesinden geliniyordu. Pykrete, buz ile talaşın karıştırılması ile oluşturulan bir materyaldir. Yaklaşık yüzde 14 talaş veya başka bir ağaç hamuru formundan ve ağırlıkça yüzde 86 buzdan yapılmış donmuş bir buz bileşimidir. Yüksek ısı iletkenliğinden dolayı buzdan çok daha yavaş erir.

Ayrıca pykrete, buza göre oldukça sağlamdır. Odun talaşının içerisindeki lifler suyla donduğunda, normal buza göre patlayıcı ve mermilere karşı daha dayanıklı bir yapı oluşturur. Pykrete, çok yavaş eriyen bir madde olduğundan buz gemisi yapımına uygun olabilirdi. Pyke’in amacı, Atlantik’in ortasında bir çeşit yüzen hava üssü kurmaktı. Bu gemi o kadar büyük olacaktı ki üzerine uçaklar iniş yapabilecek ve lojistik destek sağlayacaktı.

Pyke, Lord Mountbatten’ı ikna etti. Lord Mountbatten, o dönem çok önemli bir isimdi, zira Churchill’i ikna edebilecek tek kişi oydu. Pyke yanılmadı, Churchill ikna oldu ve “Project Habakkuk” çalışması başladı. Pyke’ın hayalindeki yapı 150 uçağın barınabileceği, birçok savunma sisteminin monte edilebileceği bir gemiydi. Ancak bir sorun vardı: Buz, hızla eriyen bir madde idi. Pyke, buna da bir çözüm buldu: Devasa soğutma sistemi ile buzun erimesi önlenecekti.

Haberin Devamı

1943’te Kanada’da Patricia Gölü’nde geminin yaklaşık 1/10 ölçeğinde, bin ton ağırlığında bir prototipi üretildi. Soğutma sistemi yaz aylarında bile geminin erimesini engelleyecek donanıma sahipti. Testler esnasında sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Buz kırılgan bir malzemeydi, dolayısıyla geminin bazı yerleri kolaylıkla kırılabiliyordu. Çalışmalar hızlandıkça sorunlar üst üste gelmeye başladı. Maliyet, beklenenin 3.5 katına yükseldi, proje tepki almaya başladı. Ardından mekanik sistemler sorun yaratmaya başladı.

Pykrete isimli malzeme inşa için uygundu ama erime hızı kontrol edilemiyordu. Soğutma sistemleri ile desteklenmesi gereken geminin enerji sarfiyatı korkunç boyutlara ulaşmıştı. Geminin inşaası için 8 bin işçi gerekiyordu. Ayrıca bu derece büyük bir geminin manevrasını sağlamak oldukça güçtü. Gemi en fazla 6 deniz mili süratle seyredebiliyordu. Bu hız, deniz kuvvetleri için çok yavaştı. Zaten savaşın seyri de değişmeye başlamıştı. Müttefikler, Alman denizaltı tehdidini daha etkili sonar teknolojileri ve daha uzun menzilli uçaklarla kontrol altına almayı başarınca, Project Habakkuk’a olan ihtiyaç ortadan kalktı ve geriye gölün dibinde prototipin parçaları kaldı.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder