Giriş
Koronavirüs bütün bir yılımızı yuttu, sildi geçti. Geriye hatırlanacak neredeyse hiçbir şey bırakmadı. Geçen gün hafızamı yokladım, hiç mi iyi bir şey olmadı bu yıl diye? Yok bulamadım! Ama geçen gün dergi karıştırırken farkettim; normalleşme ve delirme arasında ufak tefek de olsa bir şeyler yaşanmış dünyada. Pandemiden başka neler olmuş, buyrun hatırlayalım:
- Her şeyden önce evde oturmayı öğrendik. Yalnız zaman geçirmeyi, kendimize yetebilmeyi, gerektiğinde ekmek bile yapabileceğimizi idrak ettik!
- Dijital çağa hızlı geçtik bu sayede. Hayatımız artık online!
- Tarihte ilk kez özel bir şirket tarafından uzaya insan gönderildi. Elon Musk’ın şirketi Space X’ti bunu yapan elbette!
- Megxit gerçekleşti. Tarihin en önemli iki figürü, Prens Harry ve Meghan Markle; özgürlük ve mutluluk için sarayı ve ihtişamı terk etti.
- Bu arada Birleşik Krallık, Avrupa Birliği'nden resmi olarak ayrıldı.
- Regl izni hayaldi gerçek oldu! Kadınların her ay çok zor geçirdikleri o birkaç gün; Zomato şirketi, İzmir Barosu ve Tunceli Belediyesi tarafından resmi izin günü sayıldı. Helal valla.
- Kore filmi ‘Parasite’ Oscar aldı. Bu kültürel bir kırılmaydı çünkü ilk kez anadili İngilizce olmayan bir film Oscar’ı kazandı. Pandemi hayatımıza girmeden önce de en konuştuğumuz şey, bu filmdi. Son da oldu!
- Yılların küsleri Brad Pitt ve Jennifer Aniston; yardım amaçlı film seslendirdi. Tabii koca bir nesil gaza geldi, umutlandı, heyecanlandı ama nafile... Bazen biten şeyler bitmiştir, geriye dönmek zordur!
- ABD’de siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine çıkan olaylar, ırkçılığın geldiği noktayı gösterdi.
- ABD seçimleri bizim seçimlere döndü! ‘Sandıkları boş bırakmayın’ esprileri havada uçuştu ama Trump gitti, Joe Biden geldi.
- Ayasofya, müzeden camiye dönüştürüldü.
- En prestijli festivallerden Berlin Film Festivali artık oyunculuk ödüllerinde cinsiyet ayrımı yapılmayacağını açıkladı. Bundan sonra ‘En İyi Performans için Gümüş Ayı’ verilecek.
- Formula 1, geçen 9 yılın ardından yeniden İstanbul’da düzenlendi.
- Kadın Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası’nda ‘3 çember 2 labut’ aletinde altın madalya kazandı ve böylece tarihinde ilk kez Av
Kızınız masallardaki prensi beklemesin
Hatırlar mısınız…. Oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, kızına masal anlatırken sonunu revize ettiğini yazmıştı sosyal medya hesabında. Şöyle diyordu o paylaşımında: “Kızı yatırırken ‘Uyuyan Güzel’i anlatıyordum... Finalde prensle evlenmek için birbirlerine zaman tanımışlar, yemeğe filan gitmişler, prens iyi davranıyor mu diye biraz beklemek istemiş Uyuyan Güzel diye revize ettim…” Güçlü, akıllı, kendi ayakları üzerinde duran bir kız çocuğu yetiştirmek isteyen her babanın yapması gerekeni yapmıştı.
Çok etkilenmiştim. Uraz Kaygılaroğlu, bilerek olmasa da şahane bir değişimin fitilini ateşledi... Öğrendim ki; Odeabank ve Can Yayınları, ‘eşit masallar’ projesiyle cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldıran kitaplar çıkarmış. Bu kitaplarda çocukluğumuzun masalları; kız çocuklarına daha doğru mesajlar vererek yeniden kurgulanmış.
Hem de psikolog gözetiminde. ‘Kırmızı Başlıklı Kız’, ‘Rapunzel’ ve ‘Sindrella’ artık daha güçlü, daha akıllı ve daha doğru rol modeller olmuş; kızlar artık beyaz atlı prensini beklemekten vazgeçmiş. Doğru sorular soran, bilgi ve yaratıcılığa önem veren genç kızlar olmuşlar. Fikre bayıldım, şahane bir iş bence. Güçlü kızlar yetiştirmek isteyen her anne baba kızlarına bu kitapları okutmalı.
Online sergi ve film keyfi
- İstanbul Modern, festivallerde ödüllendirilen ancak vizyonda hak ettiği değeri göremeyen yepyeni Türk filmlerini “Biz de Varız!” programıyla seyirciyle buluşturmaya devam ediyor. 17-30 Aralık boyunca sürecek gösterimler çevrimiçi ve ücretsiz. Tek yapmanız gereken istanbulmodern.org’ta kayıt oluşturmak. Şahane fikir, şahane hizmet!
***
- Akbank ana sponsorluğunda yapılan Virtual Contemporary İstanbul; 21 Aralık-6 Ocak tarihleri arasında sanal olarak başlıyor. 11 ülkeden 37 galeri, 550 sanatçı ve 1500 eserin yer alacağı fuar ücretsiz olacak. Pandemi yüzünden sanal olarak yapılan etkinlik; fiziki olarak da 27 Nisan-2 Mayıs tarihleri arsında gerçekleşecek.
Demet Evgar’ın izindeyiz; böyle adalet istemiyoruz!
Evde oturduğumuz şu günlerde diziler en büyük kurtarıcımız. Kaçırmadan izliyoruz, her sahneye dikkat kesiliyoruz. O yüzden dizilerde bazı mesajları vermek için de, toplumsal farkındalık yaratmak için de en doğru zaman. Mesela ‘Alev Alev’ dizisi... Son bölümünde kadına yönelik şiddetle mücadele mesajı çok etkileyiciydi. Demet Evgar’ın oynadığı karakter; şöyle diyordu: “Bir kerecik olsun inanılan olmak istiyorum.
Taktığı kravatı, canını aldığı kadından daha değerli gören erkeklere inat istiyorum. Bir kadına inanmak için delil, bir adama inanmak için bahane arayan adalet istemiyorum…” Şahane replikti. Evgar; kadını döven, kesen, doğrayan, her türlü eziyeti yapan, sonra da ‘aldatmıştı ama’ gibi saçma gerekçelerle indirim verilen kararlara gönderme yaptı. Erkekler için o bahaneleri arayıp bulan hakimler, savcılar, avukatlar izleseydi keşke!
