Şirin SeverAbsürd ötesi 'Kel diva'

HABERİ PAYLAŞ

Absürd ötesi 'Kel diva'

Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay yıllar sonra buluştu... En son 2003 yılında aynı sahneyi paylaşmışlardı, şimdi ‘Kel Diva’ isimli oyunla yeniden sahnedeler. 20 yıl sonra bu ikiliyi tekrar sahnede buluşturan bir oyun kaçar mıydı? Asla kaçıramazdım! Rica ederim, bunu öyle magazinel bir merak da sanmayın. Tiyatronun eşsiz iki oyuncusunu tekrar aynı sahnede izlemek paha biçilmez değil de nedir? Bir ay bekledim. Sonunda, 2 Kasım gecesi Uniq İstanbul’da yerimi aldım. Salon full. Ünlü isimler, yazarlar, tanıdıklar doldurmuş salonu. Perde açıldı. Son derece kasvetli bir dekorun ortasında, iki ayrı koltukta oturan Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer karşımızda. Önce sessizlik, sonra otomatik hareketler, robotik diyaloglar..

Haberin Devamı

Absürd ötesi Kel diva

Nereye varacaklar diye nefessiz izlemedeyiz.. Ve izledikçe absürdleşti hikaye. Bir yere varmıyor, akmıyor ama siz büyülenmiş gibi onları izliyorsunuz. Zira bir oyunculuk şovu var sahnede. Olcay ve Bilginer dışında; Özlem Zeynep Dinsel, Yiğit Özşener, Gözde Kırgız ve Kıvanç Kılınç. Hepsi muhteşem. Döktürüyorlar. Zaten her oyuncunun oyna-ya-mayacağı bir performans gösterisi bu.

Bilet sitelerinde oyun şöyle anlatılıyor mesela: “Bir İngiliz burjuva ailesinin, İngiliz koltuklarla döşenmiş oturma odası. Bir İngiliz akşamı. Yıkımın ortasında, Bay ve Bayan Smith, ellerinde kalan son İngilizlik kırıntılarla Bay ve Bayan Martin’i evlerinde ağırlayacaklar. Peki evde en ufak bir yangın başlangıcı bile yokken İtfaiye Şefi’nin Hizmetçi Mary’nin taburesi üzerinde ne işi var? Onlar Londra dolaylarındaysa bizi delirten, who? Bu kadar yabancılaştıran, what? Diva aslında kelse bizim gerçeğimiz saat kaçta gelecek? Bu karışıklığı sürdürmek kimin işine geliyor?” Gördüğünüz gibi her şey absürd ve son derece soyut. Hatta yer yer o kadar anlamsız ki, sinirden bütün salon kahkahalar atıyor. Zaten, orijinal adı ‘Kel Şarkıcı’ olan oyunun yazarı absürd tiyatronun en önemli isimlerinden Eugene Ionesco. Oyun türü gereği, geleneksel tiyatronun hiçbir unsurunu barındırmıyor. Oyunun adı bile oyundan bağımsız! Oyunda sadece bir kez bahsedildi ‘Kel Diva’dan, ortaya atılmış öylesine bir soru olarak. Siz de izlerseniz oyunu, benim gibi ‘Kel Diva’yı beklemeyin diye diyorum! Oyunda anlatılan aslında iletişimsizliğin bizi sürüklediği haller, aynı evin içinde yaşayan bireylerin bile birbirine yabancılaşması, birbirini dinlemeyen ve anlamayan robotik bir toplum. Bu ipuçlarını bulmak, anlam katmak seyirciye bırakılmış. Yani size didaktik bir şekilde verilmiyor bu mesajlar. Özetle, bu oyunu ‘oyun’ olduğu için izleyin ve şovun tadını çıkarın. Hele o Zuhal Olcay neydi öyle yaaa? Önünde saygıyla eğiliyorum.

Haberin Devamı

Absürd ötesi Kel diva

Eğitim tarihine dijital yolculuk

Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında pek çok etkinlik düzenlendi malum. Onlardan biri de Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Türkiye’nin 100 yıllık eğitim tarihini dijital enstalasyonla anlattığı buluşmaydı. Üstelik bu bir tırın içinde yapıldı! Evet, geçtiğimiz günlerde Üsküdar meydanında, bir grup basın mensubuyla birlikte bir tırın içindeydik. Tırın üç tarafı dijital ekranla kaplanmıştı ve sanatçı Mert Onaran’ın yapay zekayla yaptığı 3 dakikalık enstalasyonu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’le birlikte izledik. ‘Bu 3D film neden bir tırın içindeydi?’ derseniz.. İşin güzelliği de burada... 100 yıllık eğitim tarihini çocuklara çağın ruhuna en uygun şekilde ve en eğlenceli yoldan nasıl anlatabiliriz sorusundan yola çıkarak hazırlanan bu teknolojik şov, Anadolu’daki çocukların da ayağına gidecek. Vakıfbank’ın desteğiyle hayata geçirilen bu tır, İstanbul Üsküdar’dan sonra Türkiye’nin 7 bölgesinde 10 farklı noktayı ziyaret edecek. ‘Köklü Mirastan Türkiye Yüzyılı’na temalı bu gezici eğitim tırı; Bakan Tekin’in de dediği gibi, ‘eğitim tarihimize dair kısacık bir hatırlatma ama bu tırdan çıktıktan sonra hem geçmişten alınması gereken dersler, hem de gelecekle ilgili vizyon ve beklentiler hafızalara yer edecek.’

Haberin Devamı

Absürd ötesi Kel diva

‘Hafize Ana’yı unutmayalım

Yeni medya sanatçısı Mert Onaran ve ekibi tarafından üç boyutlu görseller ve ses efektleri ile 3.5 ayda hazırlanan filmde; bir zamanlar hepimizin geçtiği o sıralarda öğrencilere neler öğretildiyse, bugün neler öğretiliyorsa ve eğitimde önemli süreçler nelerse, çoğu hatırlatılıyor. 100 yıllık birikimden hareketle filmde Atatürk de var, Aziz Sancar da.. Mimar Sinan da var, Filenin Sultanları da. Yani 100 yıllık birikim ve başarılar da var, yeni kuşaklar ve yeni kazanımlar da. Hatta ‘Köklü Mirastan Türkiye Yüzyılı’ ifadesini vurgulamak için etkinlik alanında bir ‘Hafize Ana’ bile vardı! ‘Hababam Sınıfı’ filmlerinde Adile Naşit’in oynadığı ‘Hafize Ana’ karakterinin tıpatıp benzeri, elinde ziliyle yüzyıllık birikimi hatırlatıyordu o gün orada bize. Bizler bu detayla nostalji yapmış olduk ama teknolojinin son imkanlarıyla eğitim alan yeni nesiller, 100 yıllık eğitim yolculuğunu bu 3D filmle pekiştirmiş olacak.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder