Acının fotoğrafı her yerde aynı

İnsan yaşamaya utanıyor resmen! Depremden sonraki ilk gece herkesin psikolojisi tam olarak böyleydi. “İnsan sıcacık yatağında uyumaya utanır mı?” diye soruyordu herkes birbirine. Çünkü insan olan utandı. Yemek yemeye, duş almaya, bir bardak su içmeye utandık. Öyle bir felaket, öyle bir çaresizlik, öyle bir acı var. Dolayısıyla insan ne yazacağını da bilemiyor, ne desen boş çünkü. POSTA’nın da manşetinde dediği gibi, sözün bittiği yer. Günlerdir kare kare fotoğraflar ve görüntüler geçiyor gözümün önünden. İnsanların çığlığı, isyanı, umut anları, acı anlar, kurtarılanlar, hayatını kaybedenler, enkazlar, yardıma koşanlar… Gitmiyorlar gözümün önünden. Hele biri var ki, gerçekten sözün bittiği yer tam orası.

POSTA’nın manşete taşıdığı baba ile elini bırakmadığı kızının fotoğrafı. Allahım ne diyebilirsin ki?! Kim dayanabilir o acıya? Yer Kahramanmaraş. 15 yaşındaki Irmak Hançer ne yazık ki enkaz altında kaldı. Baba Mesut Hançer, kızının ölüsünü buldu ve aradan 48 saat geçse de enkaz altındaki kızının elini asla bırakmadı. Bu iç parçalayan kare aynı zamanda Wall Street Journal, New York Times ve Guardian gibi dünyanın en önemli gazetelerinin de manşetindeydi.

Çünkü dünyanın neresinden olursan ol, kim olursan ol, acı bellidir. Acının fotoğrafı aynıdır. 6 Şubat 2023 felaketinin sembolü de, dondurucu soğuğa rağmen kızının başında saatlerce bekleyen bu baba oldu işte. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum, geride kalanlara sabır diliyorum. Allah tekrarını yaşatmasın kimseye.

ACININ EN BÜYÜĞÜ...

Sosyal medyada biri yazmıştı geçen akşam... ‘10 şehir küçük bir ülke demek’… Küçük bir ülke yerle bir oldu gerçekten. Türkiye, tarihinin en büyük felaketini yaşıyor maalesef. Doğal felaket yaşandı tamam da insan suçu hiç mi yok? En büyük suç insanın! O kağıt gibi yıkılan binaları inşa edenin, onay verenin, affedenin. ‘Deprem yönetmeliğine uygun bina’… ‘Deprem sonrası yapılmış yeni bina’… Bu ifadelerin hiçbir şey ifade etmediği ortada artık.

Bu hesaplar da sorulsun, unutulmasın istiyoruz. Çocukları kurtarıldığında vermek için cebine koyduğu bir paket bisküviyi gösterip “Çıkamadılar” diyerek ağlayan o amca ve daha nicesi için sorulmalı bu hesaplar. Artık söz söyleme değil, aksiyona geçme zamanı. Celal Şengör’e soruyorlar ekranda; “Sizce 23 yıldır almadığımız dersi bu depremle alacak mıyız?” “Hayır” diyor Hoca, ekliyor: “İnsan tabiatı o kadar hızlı değişmiyor. Türkiye’deki genel bilgisizlik seviyesi o kadar korkunç ki. Zannetmiyorum.” İşte acının en büyüğü de bu!

EKMEK YETİŞTİRMEK İÇİN

Geçen akşam sosyal medyada, Gaziantep’te 14 liraya ekmek satan fırın herkesin hışmına uğradı, “fırsatçı” tepkileri eşliğinde. Şahinbey Belediye Başkanı da gitmiş fırını denetlemiş. Fırıncı “Ekmek yetiştiremedikleri için gramajı iki katına çıkardıklarını” söylemiş. Başkan dönüp ekmek kuyruğunda bekleyenlere sordu: “Sizin için sorun var mı?” diye. İnsanlar da “Kuyrukta bekliyoruz ancak yetişir” dediler. “O zaman devam” dedi başkan ve fırıncıya hatırlattı: “O zaman halka bunu söyleyin ki, sorun çıkmasın.” İşte aksiyon almak budur, insanlara çözümle gelmek budur. Laf değil sahada olmanın zamanı artık.

BU ÜLKENİN TUTKALI SİZSİNİZ

Onca acının içinde insana iyi gelen, umutlu olmamızı sağlayan, mutluluktan ağlatan öyle çok şey de var ki…

• Günlerdir aç susuz perişan bir şekilde enkazdan insan çıkaran profesyonel kurtarma ekipleri, madenciler, onları iyi eden doktorlar, hemşireler…
• Felaketin ilk anından itibaren havalimanlarına koşan, arabalarına atlayan, yardım toplayan gönüllüler… Siz bu ülkenin tutunacağı dalsınız, tutkalısınız resmen.
• Fiziki olarak sahada olamasalar da paralarını bağışlayan onlarca ünlü isim. Haluk Levent hepsini açıkladı, hepsine teşekkür etti.
• Elbette Haluk Levent.. Sana söylenecek öyle çok şey var ki! Böyle zamanlarda insanın birilerine güvenmesi gerekiyor, iyi ki varsın.
• Kahramanmaraş’ta yaşlı bir amca kurtaran ve onun çıplak ayaklarına kendi çizmelerini giydiren Merzifon Belediyesi itfaiye eri. Ağlattın bizi resmen.
• Camideki çocuklar ağlamasın diye çizgi film açıp duvara yansıtan imam. Sen çok yaşa, e mi?
• Sabah haberlerini ‘Ben Seni Sevdiğumu’ türküsüyle açan Yunan devlet televizyonu ERT.. Hırsların, düşmanlığın, egoların şöyle bir yeryüzünde hiçbir anlamının olmadığını gösterdiniz. Bravo size.