Giriş
Farkında mısınız; kadınlara yönelik ayrıştırıcı, ötekileştirici dil ve en önemlisi şiddet eskisinden daha fazla tepki çekiyor. Şükür ki öyle. Bu işte sosyal medyanın tepkisi gerçekten çok önemli. Mesela Ozan Güven’in sevgilisine şiddet göstermesi kesinlikle affedilmedi. Nitekim o da tepkilerin ardından bir karar aldı ve oynadığı ‘Babil’ dizisinden ayrılmaya karar verdi. Olması gereken oldu yani.
Bu saatten sonra, onu izleyenlerin, olan biteni unutması mümkün değildi zaten. Bakmayın, aklı başında insanlar artık kadına şiddete isyan ediyor. Hepimiz bıktık, ‘yeter’ diye bağırıyoruz, bitsin istiyoruz. En ufak kelimelere dahi tahammülümüz kalmadı. Geçtiğimiz günlerde bir sunucunun ekranda kadınları ayrıştırması da cezasını buldu. beIN Sports’ta görev yapan Melih Şendil, bir maçta yorum yaparken “Kadınlar futbolda olmamalı. Basketbol da bence erkek oyunu” demişti.
Büyük tepki çeken bu konuşma nedeni ile kanal, sunucunun işine son verdi. Kanalı affetse, zaten toplum vicdanı affetmezdi. Bakın, önceki gün POSTA’nın manşetinde de şahane bir haber vardı... Trafikte önüne geçti diye bir kadına saldıran adam serbest bırakıldı.
Kadın da telefonla kaydettiği o anları yayınlayıp, o adamı tutuklattırdı. Yani artık sosyal medya sayesinde kadınlar korkmuyor, sinmiyor, susmuyor. Bu sosyal medyanın gücüdür. Gazetem diye söylemiyorum, POSTA’nın bu duyarlılığına da bir kadın yazar olarak mest oluyorum. Kadınlara destek veren yazıişlerine teşekkürler.
Bozburun Türkbükü olur mu?
Bu gidişle maalesef olacak! Bunu yazarken üzülüyorum; Türkiye’nin en bakir lokasyonlarından biri özellikle tekneciler için Türkbükü olma yolunda.. Niye mi? Anlatayım… Arkadaşlarım davet edince; Selimiye Bozburun taraflarına geçtim, ilk kez.. Buraların salaşlığını, huzurunu keşfettikçe, neden daha önce gelmemişim diye hayıflandım açıkçası. Bu arada ben mutluyum ama bölgeye sürekli gelenler, burada yaşayanlar pek değil.
Çünkü koylar, Selimiye’nin içi, Bozburun fazla kalabalık. Bir kere sınır kapalı olduğu için Yunan adalarına gidemeyen bütün tekneler bölgede duruyor. Geçenlerde ‘keyifliyim’ isimli blog yazarlarının paylaştığı fotoğraf önüme düşünce, durumu net gördüm. Koylar AVM otoparkı gibi!! İnsanlar teknelerini demirleyecek yer bulamıyor neredeyse. Herkes birilerinin çıkmasını bekliyor.
Herkes şikayetçi ama orada. Kalabalık dışında şikayetin bir nedeni de teknelerin yarattığı kirlilik. Güzelim Bozburun koylarında o kadar çok tekne var ki, deniz nasıl temiz kalsın? Çoğu tekne günlerce kıpırdamıyor. Oldukları yerde durmaları da, sintinelerini oldukları yere boşalttıkları anlamına geliyor.
Hatta geçenlerde bir tekne, yağ ve makine sintinesini koya boşalttı, iki gün kimse denize giremedi. Umrunda olan da yok işin kötüsü. Öğrendiğim kadarıyla TURMEPA (DenizTemiz Derneği) yok buralarda. Burası küçük olduğu için pek önemsemiyor galiba. Ancak onca turistin, onca tatilcinin yığıldığı, Türkiye’nin en özel lokasyonu bu ilgisizliği hiç hak etmiyor. Birilerinin buraya dikkatini çevirmesi gerekmiyor mu artık?
Selimiye bozulmasın
Bu arada Selimiye’ye tek kelimeyle bayıldım... Yurt dışındaki küçük tatil kasabalarının havası var. Limanı, restoranları, kafeleri, küçük butikleri, çarşısı pazarıyla acayip huzurlu, keyifli ve doğal. Fakat, burayı da betonseverler keşfetmiş durumda ne yazık ki; sürekli site yapıyorlar. Bu kadar bakir bir yere neden site yapılır, bu yapılaşmaya kim neden izin verir anlamak mümkün değil.
Bu arada bölgede Bodrum’daki gibi bir eğlence hayatı yok, onu baştan söyleyeyim. Gündüzleri sakin, teknelerin botların trafiği var ama geceleri nispeten hareketlenen bir bölge burası. Bunun sebebi de bölgede gastronomi kalitesinin giderek yükselmesi. Oldukça iddialı, tekne ahalisinin müdavimi olduğu lezzetli mekanlarla dolu bu bölge.
Bölgenin en lüks oteli D Maris Bay Hotel’in restoranları ve eğlence mekanları, bölgenin en popüler oteli Sabrinas House’un ambiyansı, sosyalleşmeyi sevenlerin mekanı Bozburun Yat Kulübü, Ege mutfağıyla ünlü restoran Giritimu, senelerin balıkçısı Sardunya, eşsiz manzarasıyla Söğüt’teki Manzara restoran, ahtapot sevenler için Octopus, Dilara Endican’ın ünlülerin mekanı haline gelen Söğüt’teki meşhur restoranı Barba Saranda... Hatta Barba Saranda, Serdar Bilgili ve Defne Samyeli’nin ilk görüldüğü mekan olarak da şu ara bölgede epey popüler.
Yelkende eğlence organizasyonu
Tatlı bir organizasyonla da tanıştım burada… Adı ‘The Sound of Sails’. Denizin ortasında ne kadar çok eğlenilebileceğini gösteren, gezi ve eğlence odaklı bir yelken festivali bu. İnternet sitesine giriyorsun; rotanı seçiyorsun, yat ve kabin seçiyorsun, farklı tekne seçeneklerinden birine karar veriyorsun, tarih de seçip rezervasyonunu yapıyorsun.
Başka tatilcilerle birlikte tekneyi paylaşıyor, müzik ve yarış yaparak eğleniyorsun. Geçen gün tekneler Sabrinas House önünden geçerken; eğlencenin, müziğin, kahkahaların sesini duydum da anlattılar bu organizasyonu. Vallahi insan tatil rotasına eklemek istiyor ister istemez; öyle çekici bir hali vardı ekibin. Aklımızda bulunsun.
