Kışkırtıcı mı, sunucu mu hiç bilmiyorum... Eline mikrofonu almış, sokakta başı örtülü bir kıza soruyor: “Sizce yeni yıl kutlanmalı mı?” Kız kendinden emin cevap veriyor: “Kutlanmalı.” “Neden?” diyor sunucu.. “Eğlenmek için” diyor kız, soruya anlam veremeyerek. “Evet, Milli Piyango da alırım” diyor başka bir soruya karşılık. “Peki bu işe hiç haram helal boyutunda baktın mı?” sorusu geliyor hemen. “Hayır bakmadım, benim için sorun değil” diyor.
Gelen soru şu: “Müslüman mıyız?” Yani şunu demek istiyor: Sen ne biçim Müslümansın! Başkası gelip ‘yakışmıyor’ diyor. Bu kez kız sinirleniyor: “Dış görünüşe göre mi beni değerlendiriyorsunuz? Benim seçimim bu, böyle!” Başka bir başı örtülü kız yanaşıyor, destek veriyor ona. O kadar aklı başında, o kadar düzgün cevaplar veriyorlar ki, anlayana tabii. Yeni yıl öncesi sosyal medyada yayılan bu videonun üzerine bir de Alişan çıktı, “Müslüman yeni yılı kutlamaz” dedi, tüy dikti.
Yanlış anlamayın Alişan bunu derken, yılbaşı gecesi Kıbrıs’ta sahneye çıktı. Olsun, ne önemi var, utanma duygusu olmadıktan sonra! Neyse işte her yıl bizde bu saçma tartışmalar yaşanırken, ben yeni yıla Dubai’de girdim. İlk kez bir Arap ülkesinde yılbaşı geçirdim, çok da şaşırdım! İnternette azıcık dolaşanlar zaten görür coşkuyu ve yapılan kutlamaları.. Dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’daki havai fişek gösterilerinin yanı sıra tam 25 ayrı noktada bu şovlardan vardı. İnsanlar bu şovları izlesin diye yollar bile kapatıldı. Dubai polisi ‘yılbaşı gecesi tek bir olay ve kaza yaşanmadı’ diye duyurdu.
Mollalar da ‘kutlama yapmayın’ diye de dolaşmadı sokaklarda! Böyle bir tartışmanın T’si bile yoktu. Hatta sosyal medyada yazılanlar şöyleydi: “Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki renkli kutlamalar Bangkok’u ve Avrupa şehirlerini bile solladı!” Yeni yıl kutlamalarını izlemek için 2 milyona yakın turistin Dubai’ye gelmesi boşuna değil.
Peki nasıl oluyor da oluyor? 80 milletin yaşadığı bir ülkede kimsenin kutlamasına karışılmıyor, içki tüketmesine karışılmıyor, en ufak taşkınlığa müsaade edilmiyor. Dubai bu yüzden dünyanın en çok turist çeken dördüncü şehri. Yani biraz akıl ve mantık, tüm sorunları çözüyor. Biz de eksik olan da bu galiba.
‘ATİYE’ UMUT VEREN BİR İŞ
Netflix’in Türk yapımı ilk dizisi ‘Hakan: Muhafız’ı izlemedim. Daha doğrusu herkes öyle çok kötüledi ki, başlayamadım bile. Platformun ikinci dizisi ‘Atiye’ ise ilk hayal kırıklığına rağmen merakla beklendi, ben de ‘hadi’ deyip başladım. Bir bölüm daha, bir bölüm daha derken 8 bölümü bir gecede izledim. Sardı yani, heyecan ve merak duygusu yaratmayı başarmışlar.
Tatlı bir hikaye olmuş, bir tadı var, çekimler, oyunculuklar genelde iyi. Ama eleştirilerim var tabii… Beren Saat her dizisinde aynı kadını oynuyor sanki, her duygusu aynı seviyede ama bu role yakışmış.. Bir sempatikliği var, izlemekten alamıyorsun kendini. Dizideki en şahane oyunculuk ise Melisa Şenolsun’a ait, bu konuda son derece netim! Hikaye her fantastik ve gizemli hikayede olduğu gibi bazı yerlerde inandırıcılıktan uzak, soru işaretleri ile dolu.
En azından bu topraklarda da bu işler yapılabilirmiş duygusu, umudu veriyor, o kısım da önemli. Göbeklitepe’deki bazı keşiflerle başlayan bir kendini bulma, öze dönüş, yaşadığı hayatı sorgulama hikayesi. Kendini izlettiriyor mu? Evet, izlettiriyor. Dizi başlamadan önce Netflix yetkilileri ile yediğimiz yemekte; ikinci sezonun da çekildiği, bittiği söylendi. İkinci sezon saçmalamazsa, aynı beğeniler sürerse; devam sezonları da gelecek.
AH ŞU KLİŞE BAŞLIKLAR…
‘Atiye’de sevişme sahneleri de vardı ve bütün hafta her yerde aynı başlığı görmekten midem bulandı... “Beren Saat’in sevişme sahneleri sosyal medyada gündem oldu..” “Melisa Şenolsun, sevişme sahnesiyle Atiye’ye damga vurdu…” Hayır arkadaşlar, diziye bu sahneler damga vurmadı! Birkaç saniye izledik bitti, o kadar.
Birincisi sadece kadınlar sevişmiyor bu dizide, haber vereyim. İkincisi sevişmek bir ilişkide normal sayılabilecek bir eylem. Sakin olun, çok da abartmayın ve bu sığlıktan kurtulun artık. Yıl 2020 oldu ya, bu klişe sıkmadı mı artık?
SAKIN SARILMAYIN SORUŞTURULURSUNUZ!
Dizilerdeki, filmlerdeki öpüşme/sevişme sahnelerini bu kadar büyüttüğümüzde, bu sığlıktan çıkamadığımızda ne oluyor biliyor musunuz? Birine sarılmak anormal sayılıyor, sarılanlar suçlu oluyor, bir kabahat işlemiş muamelesi görüyor. Alın, bu örümcek kafalılık nelere yol açıyor görün...
Van’ın Çıtak ilçesindeki bir lisede erkek öğretmen doğum günü olan kadın öğretmene sarıldı, iki öğretmen de kutlama yapan bu kişileri idareye şikayet etti, haklarında soruşturma açıldı, Milli Eğitim Müdürlüğü de müfettiş görevlendirdi. E sarılmanın bile anormal sayıldığı bir ülkede, dizideki sevişme sahneleri niye abartılmasın değil mi? Tabii, siz de haklısınız aslında.