Giriş
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Sivasspor maçında yardımcı hakeme yumruk gösteren ve tehdit eden Arda Turan’a 16 maç ceza verdi.
Karar sonrası Rıdvan Dilmen “Bu cezaya oh olsun diyen bir kişi bile yoktur” deyince de, Twitter coştu tabii. ‘Oh olsun’ etiketleriyle yapılan onbinlerce paylaşım, Arda Turan’ı kısa sürede en çok konuşulanlar listesinde zirveye taşıdı.
Şaşırdım açıkçası...
‘Herkes bu kadar mı sevinir, hiç mi üzülen yok’ dedim. Ama Arda bu sonu kendi elleriyle hazırladı ne yazık ki.
Öfkesiyle, herkese had bildirmeleriyle, ‘bana bir şey olmaz’ güvencesiyle sürekli saçmaladı. Ki itiraf ediyorum, uçakta bir gazetecinin üzerine yürüdüğü zaman bile ‘kışkırttılar mı acaba, damarına mı bastılar’ diye kafamdan geçiriyordum.
Hakeme yumruk göstermek artık üzerine tüy dikmek oldu.
Arda Turan’a 16 maç ceza verilmesini çok bulanlara, hemen yukarıdaki fotoğrafı gösteriyor Twitter ahalisi…
“Şu hareketi yapan birine nasıl bir ceza verilmeliydi!” diye soruyor herkes.
Bu kadar gözde bir futbolcu nasıl bu hale geldi, kariyerini nasıl buraya taşıdı, şimdi oturup düşünmeli Arda...
Çünkü artık herkesin onu yakıştırdığı yer ‘Survivor’.
OLAYLARA FRANSIZ YÖK!
Gün geçmesin ki, ağzımızı hayretten açık bırakacak kararlar alınmasın şu güzide ülkemizde…
Bakın bu kez de Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye’deki yükseköğretim kurumları bünyesinde yer alan Fransız Dili ve Edebiyatı ve Fransızca öğretmenliği bölümlerine öğrenci alınmamasına karar verdi.
Yani özetle dedi ki, bundan böyle olaylara Fransız kalıyoruz gençler! Kararın gerekçesi olarak da şunu dedi: Çünkü Fransa’da da Türk Dili ve Edebiyatı, Türkoloji bölümleri yok!
Bu kadar basit..
Eğitim dediğin kısasa kısas bir şey çünkü!
Şimdi bu iş, Fransa’da “Bazı ayetler Kuran’dan çıkarılsın” temalı bildiriye karşılık mı yapılıyor?
Eğer öyleyse, Türkiye’deki öğrencileri cezalandırarak Fransa’ya ders mi vermiş oluyorsunuz?
Birilerini cezalandırmak için Fransızca öğrenmek isteyenleri mi harcıyorsunuz?
O zaman Türkler’in eğitimini, Fransızlar’ın tutumuna göre belirlemiş olmuyor musunuz?
YÖK’ün vizyonu ve misyonu bu kadar mı?
YÖK artık!
ÇİTA SEVENLER PARMAK KALDIRSIN
Burak Özçivit ve Fahriye Evcen çifti Güney Afrika seyahatlerinde bir çitayla poz verince ortalık ayağa kalktı...
“Siz seveceksiniz diye uyuşturuluyor o hayvanlar” diyerek tepki gösterenler oldu.
Her zamanki gibi ezberden hesap soran sorana, zılgıtı basan basana…
6-7 yıl önce Cape Town’da o çita çiftliklerinden birindeydim ve aynı pozu ben de verdiğim için olaya dahil oluyorum şimdi...
İşin aslı şu:
Maalesef çitaların nesli tükeniyor. Tüm dünyada 15 bin çita kaldığı tahminleri var.
Bunun 3 bini Namibya’da yaşıyor. Bir yandan da Namibya çitaların en çok katledildiği yer. Çünkü sürülere musallat oluyorlar.
Cheetah Outreach isimli bu ‘Çitaları Kurtarma ve Yaşatma Parkı’ da çitaların korunması için kurulmuş.
Turistlerin para karşılığı çektirdiği bu yukarıdaki fotoğraflar sayesinde de çiftlikler ayakta kalabiliyor. Fotoğraftaki uyuyan hayvanlara gelince…
Fotoğraf çektirirken ben de sormuştum; “Bu hayvanlar sırf bu iş için mi uyutuluyor?” diye. Yanıtları “Hayır!”dı.
Çitalar dünyanın en hızlı koşan hayvanları... O yüzden harcadıkları enerjyi geri toplamaları için günün neredeyse 20 saatini uyuyarak geçiriyorlarmış.
O sırada özel eğitmenler ile yanlarına yaklaşıyor ve çitayla poz veriyorsunuz...
KUYRUĞU COP GİBİ ÇARPIYOR
Çitayı sevmenin de kuralları var elbette…
Bir kere tehlike anında rahat kalkabilmen için, tek dizin yerde olacak.
Baş ve kuyruğa asla dokunulmayacak. Sadece karın kaslarını, kedi sever gibi seveceksin.
Yanlarında yüksek sesle konuşmayacaksın, şapka ya da gözlük takıp hayvanın kafasını karıştırmayacaksın. Kuyruğunu bir şaplatması, cop etkisi yaratıyor.
Onun dışında her şey kontrol altında!
Bir de not: Zamanında çitalar, koyunları yedikleri için hükümet Türkiye’den Sivas kangalı ithal etmeye başlamış, böylece çitalar koyunlara saldıramıyor. Çiftliğin ayrı bir ucunda kangalları görmek, vatan toprağında hissettiriyor!
12 Mayıs 2018, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı
