‘Bit artık 2022’ yazan yok!

Farkında mısınız? İlk defa ‘Yılbaşında n’apıyosun?’ sorusu sorulmuyor. En azından ben hiç duymuyorum. ‘Bit artık 2022’ yazan ve yeni yılı heyecanla bekleyen de yok. Çünkü yenisinden ölümüne korkuyoruz! Her gelen yıl, eskisini mumla arattığı için kimsenin içinde yeni dilekler, yeni beklentiler, yeni yıla umutla giriş hevesi yok. Varsa da, kimse seslendirmiyor korkudan. ‘Uyuyan devi uyandırmayalım’ gibi bir şey sanırım. ‘Mevcut durumu koruyalım yeter’ hali var herkeste. Ben zaten ağaç kurmaya kaldırmaya üşenirdim ama arkadaşlarımdan çoluk çombalak sahibi olanlar evde neşe olsun ister, kurardı. İlk kez arkadaşlarım da bu yıl ağaç kurmadı, ‘içimizden gelmedi’ diyor herkes. Pandemi, hayat pahallılığı, umutsuzluk, belirsizlik o kadar baskın ki; kimsenin içinden yeni yıla girmek bile gelmiyor. Hani mümkün olsa, kapıları sıkı sıkı kapatıp, ‘biz girmek istemiyoruz, sen de gelme, kabul etmiyoruz’ diyeceğiz, o derece! Yine de geleceksen, yormadan, üzmeden gel 2023.

Uçakta telefonla konuşma kararı gözden geçirilsin!

• Telefonda bağıra çağıra görüntülü konuşma yapanlar...
• Ve etrafta kimse yokmuşçasına son ses video izleyenler. Bunlara tahammül edemiyorum! Yapanları mutlaka uyarıyorum, kulaklık vermeyi teklif ediyorum, hatta ölümüne kavga ediyorum. Bazıları utanıyor, ‘pardon’ diyor ve toparlanıyor. Bazıları saygısızlık etmeye devam ediyor. Bir gün çok fena dayak yiyeceğim biliyorum ama dayanamıyorum bu terbiyesizliğe. İşte tam da bu nedenle karalar bağlamış durumdayım. Zira Avrupa Komisyonu, uçak yolculuklarında cep telefonlarını uçak moduna alma kuralını kaldırmaya hazırlanıyor. AB’ye üye devletler, uçaklar için 5G frekans bantlarını kullanılabilir hale getiriyorlar. 5G’nin telefonların otomatik uçuş kontrol sistemleri üzerinde etkisi yok denecek kadar az. Dolayısıyla, Avrupa’dan sonra Türkiye’deki uçak firmaları da cep telefonu ile konuşmayı serbest bırakabilir. Yani seyreyle gümbürtüyü! Hayır, ne gerek vardı ki? “Huzur uçuşta” diyorduk, onu da bitireceksiniz. Yüksek sesle telefonla konuşulmasına tahammül edemeyenler derneği başkanı olarak rica ediyorum; bir daha düşünün bu kararı.

Ben bu ara sürekli…

• Ben bu ara sürekli Burcu Güneş’in yeni albümünü dinliyorum.. Burcu’nun sesine hayranım, dev gibi. Doğru şarkılar seçince de dinlemesi büyük zevk. Dört yıl uğraştığı ‘Benim Yolum’ isimli albümün çıkış şarkısı ‘Anıları Yak’ ve ‘Aşkın Emri’ çok iyi, defalarca dinledim yorulmadım. Kışın albümü olacak gibi.
• Ben bu ara sürekli Türk dizileri izliyorum... Dijital platformlarda falan da değil, bildiğiniz ana kanallarda sakız gibi uzayan dizileri izliyorum. Üstelik ne fark ettim biliyor musunuz, acayip kafa boşaltıyorum! ‘Mala bağlamak’ dedikleri böyle bir şey mi?
• Ben bu ara sürekli burç yorumları okuyorum... Kesinlikle inanmıyorum, astralojiye göre hayatını düzenleyen biri de hiç olmadım. Ama yeni yıl yaklaştıkça burç yorumlayan kime rastlasam, satır satır okuyorum. Umut fakirin ekmeği dedikleri bu mu?
• Ben bu ara sürekli yemek yapmak istiyorum… Sosyal medyada önüme düşen her tarifi pişirmeyi deniyorum. Önüme bir tarif mi çıktı, evdeki malzemelere bakıyorum, hoop deneyiveriyorum. Bazıları şahane oluyor, bazıları çöpe dökülüyor. Can sıkıntısı dedikleri böyle bir şey mi?
• Ben bu ara sürekli ödül gecesi duyuyorum… Ödül dağıtmayan kurum kalmadı, ödül almayan hiçbir oyuncu ve şarkıcı da kalmadı. Herkes çok başarılı, herkes bol ödüllü olsun tamam da, bu ödüllerin bir anlamı olmasın mı? Bir noktada, ‘ben de ödül vermeyeyim artık’ diyen olacak mı acaba?

İstanbul’un yeni buluşma yeri

Divan grubu iki yıldır büyük bir yenilenme içinde. Değişiyor, dönüşüyorlar ama geleneksel mirasa saygıyı elden bırakmıyor, klasik ‘Divan’ markasına yakışan şekilde yapıyorlar bu işi. Bunu da çok saygı duyduğum, zarif insan, işine aşkla bağlı Divan Otelleri Genel Müdürü Murat Tomruk ve ekibi ile başarıyorlar. AKM’deki Divan Fuaye, ardından Kuruçeşme Divan derken; şimdi de Türk turizminde yeri çok büyük olan Elmadağ’daki Divan Oteli’nin içinde ‘Lokanta by Divan’ı açtılar. Buranın bir hikayesi var elbette…

5 Ocak 1956’da Semahat Koç ile Nusret Arsel’in düğünüyle ön açılışı yapılan Divan Otel’in lokantası uzun süre İstanbul’un en özel buluşma mekanları arasındaymış. Yıllar içinde sıradan bir otel restoranı havasına bürününce, 2021’de yenilemek üzere kapatılmış. İşte geçtiğimiz günlerde ‘Lokanta by Divan’ olarak kapılarını yeniden açtı bu mekan. Ambiyans, lezzetler, sunumlar ve servis on numaraydı. Şef Volkan Arık, Türk mutfağını baz alan, yerel malzemelerle oluşturulmuş şahane bir menü sunuyor. Restoran ekibi, Divan kültüründen yetişmiş isimler. Taksim civarına gitmek için yeterli bir neden benim için. Çünkü bayıldım.

Yeme içme dünyasından haberler

• Google her sene olduğu gibi, bu sene de en çok aranan yemek tariflerini açıkladı. İrmik helvası 6, babagannuş mezesi 8, bulgur pilavı 9’uncu sıradan listeye girmiş. İlk sırada ne mi var? Hint mutfağından ‘paneer pasanda’. Peynir ve baharatla yapılan geleneksel bir Hint yemeği.
• Çikolata ve Antep fıstığının eşsiz buluşması Nestle Damak, 11 yıl önce TEMA Vakfı ile el ele verip ‘Fıstığımız Bol Olsun’ projesini başlatmıştı. Amaç, Antep fıstığının üretiminde verimliliği artırmak ve bu değerli ürünü gelecek nesillere aktarmaktı. Yeni haber şu; Antep fıstığında 2.5 kat verim elde edilmiş. Bir işe kendini adadığında işte sonuç bu. Emeği geçenlere tebrikler.
• ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) laboratuvar üretimi et tüketiminin güvenli olduğunu açıkladı. Tavuklardan alınan canlı hücrelerin laboratuvar ortamında geliştirilerek et formuna dönüştürülmesi esasına dayanan yapay eti, annnem ve babam geçen ay Amerika’ya gittiklerinde denemiş ve beğenmişlerdi. Artık sıra bize gelsin madem.
• İnce belli çay keyfinin yerini dünyada hiçbir çay tutamaz, net. Turizm ve Kültür Bakanlığı da bir başvuruda bulunmuştu. O başvuru kabul edildi. Türk kahvesinden sonra Türk çayı da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne eklenmiş. Bi çay koyun, kutlayalım.