Şirin SeverDurduk yere uçuş fobisi sahibi olduk, iyi mi?

HABERİ PAYLAŞ

Durduk yere uçuş fobisi sahibi olduk, iyi mi?

2024’ü kazasız belasız geride bırakmaya çalışırken, sürekli uçak kazası haberi almamız kaç puan peki? Durduk yere fobi sahibi olduk iyi mi! Son bir hafta içinde tam 7 uçak kazası oldu, olmaya da devam ediyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği tarafından yayınlanan verilere göre, önceki iki yıldan daha yüksek bu rakam. Bu kazalarda en büyük can kaybı Güney Kore’de yaşandı. İniş sırasında pistten çıkan yolcu uçağının içindeki 179 kişi maalesef hayatını kaybetti. Jeju Air firmasına ait uçak iniş yaparken kontrolden çıktı, havalimanı duvarına çarparak infilak etti. Norveç’te Hollanda Kraliyet havayolları uçağı pistten çıktı. Kanada’da Pal Airlines firmasına ait uçağın kanadı inişte piste sürttü.

Haberin Devamı

Durduk yere uçuş fobisi sahibi olduk, iyi mi

Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait bir spor kulübüne ait hafif hava aracı düştü. En son da Almanya’nın Stuttgart kentinde küçük bir uçak düştü, 2 kişi yaralandı. En şaşırtıcı olan da, geçen hafta Azerbaycan Hava Yolları (AZAL) uçağının Kazakistan’da düşmesi; 38 kişi hayatını kaybederken 32 kişinin o uçaktan yürüyerek çıkmasıydı. Kurtulanların çoğunun kuyruğa yakın kısımda oturması, ‘uçağın kuyruk kısmı daha güvenli’ tezini ortaya koydu. Zaten ABD Federal Havacılık İdaresi verilerine göre;

* Uçağın arka kısımları yüzde 28’lik ölüm oranıyla en güvenli bölge.
* En tehlikeli koltuklar ise yüzde 44’lük ölüm oranıyla kabinin ortasındaki koridor koltukları.

Bu sonuca göre; artık business yerine arka koltukların yüksek fiyatlı satılması yakındır! Peki neden arttı bu kazalar? Sosyal medyada onlarca spekülasyon olsa da, uzmanlar kazaların ortak bir nedeni olmadığını söylüyor. Kimine kuş sürüsü sebep oluyor, kimi de teknik bakım eksikliğinden kaynaklı. Güney Kore’de düşen uçağın son 48 saat içinde 13 sefer yapmış olması kazaya davetiye bir nevi!

 Durduk yere uçuş fobisi sahibi olduk, iyi mi

‘Hayalperest’in iddiası büyük, hikayesi ise zayıf

2024’te en son izlediğim sahne işi, Enis Arıkan’ın ‘Hayalperest’ isimli hikayesi oldu. ‘Hayalperest’ ne anlatıyor derseniz... Tanıtım metninde şöyle diyor; “Hayallerine sığınarak yaşamın ve sektörün zorluklarına göğüs germeye çalışan genç bir oyuncunun trajikomik hikayesi...” Bu genç herhangi biri değil, Enis Arıkan’ın ta kendisi. Yani aslında kendi hayatından kesitler sunuyor Enis. Yer yer komik anılarını, yer yer hüzünlü zamanlarını anlatıyor. Hep oyunculuk yapmayı hayal eden bir genç, şeytanın bacağını kıracağı anı bekliyor. Babasının ölümü, ona bıraktığı devasa borçlar, bu yüzden istemediği işlerde çalışması, yaşadığı hayal kırıklıkları, sektörün saçmalıkları onu yıldırsa da, düşlediği hayaller sayesinde hep ayağa kalkıyor. Sonra gün geliyor, çektiği bir videoyla sosyal medyada ‘fenomen’ olma serüveni başlıyor... Oyun bitince de “Eee ne oldu şimdi?” duygusuyla kalakalıyorsunuz. Nedenini hemen anlatayım... Çünkü Enis’i yıllar içinde DOT’ta, Craft’ta müthiş oyunlarda izledim, hem de oldukça cesur oyunlarda. Hiçbirinden bahsedilmiyor. Rol aldığı diziler, sunduğu TV programları falan da yok. Çocukluğu, aile ilişkileri, çocukken kutsal topraklara gidip hacı olması, (ki en komik bölüm burasıydı), biricik dostu, yol arkadaşıyla ilişkisi (ki o kişi de Şebnem Bozoklu sanırım), hüsranlı yılları var, sonrasında şans eseri patlayan bir influencer’a dönüşmesi de var. Oyunculuk kariyeri neden yok sayılmış anlayamadım. Hikaye çok eksik, yetersiz ama dans ve şov bol. Üstelik epey kalabalık bir kadro var; koreografi de Beyhan Murphy imzası taşıyor. Hikayeyi yazan Mert Dilek, sahneye koyan da Mehmet Ergen. Sahnedeki oyuncu, hayal etmenin, kendine inanmanın tılsımını anlatıyor, ki çıkış noktasında bir sorun yok ancak şunu da düşünüyorsun: Çok erken bir oyun değil mi? Sahnedeki oyuncu, ‘ben oldum’ diyor alt metinde çünkü, bana geçen duygu bu. Enis Arıkan çok parlak, çok sevilen bir oyuncu ve o müthiş enerjisiyle daha neler yapacak kimbilir? Bence erken. Öte yandan bu ‘hayal ettim ve oldu’ alt metinli hikayeyi bir müzikal yerine, tatlı ve eğlenceli bir stand up’ta toparlasa anlatsa, daha samimi, daha organik olabilirdi. O zaman böyle büyük bir prodüksiyonun altında kalmazdı bu hikaye, eksik durmazdı. Bence Enis’e haksızlık olmuş; naçizane görüşümdür, arz ederim.

Haberin Devamı

 Durduk yere uçuş fobisi sahibi olduk, iyi mi

Haberin Devamı

Coffee Club coşmaları

2024’ün son günlerinde patlayan ve 2025’te bolca göreceğimiz malum trendden bahsetmeden geçmeyelim... Coffee Club trendi. Yani sabahın köründe kahvecilerde buluşup, bangır bangır müzik eşliğinde kahve içip çılgınca dans etme akımından bahsediyorum. Aslında gayet mantıklı; kahve up yapan/uyandıran bir içecek madem, bi’ zahmet coşulsun, öylece durulmasın, geç bile kalmışız bu işe! Olayı az çok biliyorsunuz; insanlar sabahın 6’sında 7’sinde kalkıyor, işe ya da okula gitmeden önce bu akımı hayata geçiren coffee club’ta DJ’lerin müziği eşliğinde kahvesini içip dans edip enerji yükseltiyor. Bazı yerlerde bu etkinlik spor amaçlı da yapılıyor. İstanbul’da birkaç mekanda başladı. Giden bir arkadaşım gösterdi çektiği videoları; millet içeri giremiyor, kapıda Zara indirimi varmışçasına bir izdiham! Ben gider miyim peki? Büyük konuşmayayım ama sabahları ben ben değilimdir genelde. Afyonum geç patlar, nemrutluğum dillere destandır. Sabahın 7’sinde evden çıkıp o izdihamın içine girmem için bana ancak piyango falan vurmuş olması lazım!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder