9 yıl aradan sonra, Formula 1 nihayet yeniden Türkiye’de... Yarışlar, 13-15 Kasım tarihlerinde İstanbul Park’ta yapılacak ve tüm dikkatler yeniden İstanbul’da olacak. Meseleye sadece yarış olarak bakmayın; her anlamda enerjimiz değişecek; turizm ve ekonomi canlanacak, asılan suratlar bir nebze olsun gülecek. Çünkü pandemi sonrası Türkiye’de yapılacak en büyük etkinlik olacak bu. Belki de sonrakilerin tetikleyicisi.
İşin önemli bir başka yanı da şu: Formula 1 ilk kez özel sektör tarafından yapılıyor bu yıl. İstanbul Park’ı 7 yıl önce satın alan filo kiralama şirketi Intercity’nin patronu Vural Ak, elini taşın altına sokarak Formula 1’i tekrar Türkiye’ye kazandırdı.
Alkışı hak ediyor çünkü hiçbir mali destek almadan bunu yaptı. Kendisi de bir yarışçı ve otomobil koleksiyoneri olan Ak, hem Türkiye için çok önemli bir işe tek başına imza attı, hem de hayalini gerçekleştirdi. Vural Ak’la şirketi Intercity’nin merkezi de olan İstanbul Park’ta buluştuk, Formula 1 hakkında tüm merak edilenleri sordum...
9 yıl önce, Formula 1 Türkiye’den neden vazgeçti?
Kontrat 7 yıllıktı, bitti. O zamanki spor yöneticileri ile Formula yönetimi yeni kontrat şartları üzerinde anlaşamadı. Bu tesis de boşa çıktı... Biz de ihaleye girdik, özelleştirmeden burayı aldık.
Burayı almışken, Formula 1’i de yapayım mı dediniz?
Evet, bu benim hayalimdi. 7 yıldır neden olmadı? Bir ülkenin takvimden çıkması lazım ki, biz girelim! 2021 takvimine girmek için uğraşıyorduk ama COVID yüzünden bir sürü ülkede yarış yapılamayınca hemen devreye girdik. Türkiye pek çok ülkeye göre daha iyi bir kamu sağlığı politikası uyguladığı için, pisti çok beğenildiği için avantajlıydık, bir de ısrarcıydım hep. Bu sene mali ve operasyonel riski üzerimize almasaydım, önümüzdeki yıl da riske girecekti.
İlk kez bir özel sektör bu yarışları üstleniyor değil mi?
Evet, böyle büyük bir uluslararası yarışı üstlenen kimse yok dünyada.
Nasıl ikna ettiniz tarafları?
Amerikalılar şirketi aldıklarında şirketin başkanını Londra’da birkaç kez ziyaret ettim. Sonra Türkiye’ye davet ettim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Ankara’da toplantı yaptık. Cumhurbaşkanı’nın himayesinde yarışı yapmak üzere görevlendirildik.
Hiç mali desteğiniz yok mu?
Hayır. 7 yıl Maliye Bakanlığı’nın ödediği rakamı, bu sene biz üstlendik. Ama Cumhurbaşkanlığı himayesinde olduğumuz için kamusal desteklerimiz var. Gümrük, güvenlik, sağlık, lojistik...
Hem COVID, hem ekonomik sıkışma varken, böyle bir işe imza atmaya nasıl cesaret ettiniz?
Dediğim gibi hayalimdi bu. Ayrıca Formula 1 bir araba yarışı değil, çok büyük bir ekonomi. Mesela bu sene, insanlar eve kapandığı için, dünyada 500 milyona yakın insan Formula1 TV’ye üye olmuş. İstanbul yarışı da 2-3 milyar kişiye ulaşacak demektir.
80 bin bilet satıldı
Kişisel kazancınız peki?
Bu yaptığım şeyin kazanca dönme ihtimali yok. Bilet satışı bile detay. Belki boyumu aştım ama önüme gelen buydu. İşim bu.
Ne kadar seyirci alacaksınız?
Normal kapasite 230 bin. Pandemi nedeniyle 80 bin kişi izleyebilecek. Bu arada, 60 bin bilet bir günde bitti, çok şaşırdık.
COVID var, kriz var; nasıl olabilir bu kadar ilgi?
Birincisi, yaklaşık 10 yıldır burada yarış yapılamıyordu. Ayrıca, on yıl daha yaşlanan bir jenerasyonun merakı diyelim...
İnsanlar bu kadar aç mıydı bu işe yani?
Demek ki açmış! Biletix’te rakamlar belli, bakabilirsiniz. Biz ‘Madem bir hayır yaptık tam yapalım’ dedik. Intercity’nin 30’uncu senesi olduğu için bu yıl; ilk gün ilk on bin bilete yüzde 50 iskonto yaptık. 30 liradan sattık en ucuz biletleri. Bu biletler 1 saatte bitti!! Bir ay önce yaptığımız basın toplantımızı ve canlı yayını 12 milyon kişi izledi çünkü. İkinci neden de şu; bilet fiyatları Avrupa’ya göre on kat daha ucuz. 15 sene önce Türkiye’de yapılan yarışların fiyatıyla aynı! Bunlar bir araya gelince satış patladı tabii.
Kaç bilet satıldı yani?
Şu ana kadar 80 bin bilet.
Şimdi isteyen olsa...
Satabiliriz hala. 40 liradan 2 bin 700 liraya kadar 14 kategoride bilet var. En pahalısı padoktaki biletler. Yarışı özel locadan izliyorsun, yarış arabalarının arasına girip fotoğraf çektirebiliyorsun, pit alanında araçların lastikleri değişirken, yakıt alınırken izliyorsun, özel yemekler yiyorsun. İki günlük bu özel biletler de 4 bin 500 dolar.
500 tır, 7 büyük kargo uçağı gelecek
“Bir kere Sabiha Gökçen’in özel jet kapasitesi dolacak. Yarış araçları 7 büyük kargo uçağıyla gelecek. 500 TIR, gemilerle Pendik Limanı’na gelecek, o TIR’larla padok alanında geçici binalar kuracaklar. Her takımın üssü olan, içinde her şeyi bulunduran binalar.
Civardaki otellerde oda fiyatı 50-55 Euro’ydu; yarış haftası 350 Euro’ya çıkardılar. Yarış ekibi 4 bin kişi kadar. Düşünün… Uçak bileti satılacak, otel satılacak, yeme içme mekanları dolacak. Ülkeye/ekonomiye canlılık gelecek. Öyle ya da böyle İstanbul’a 100 milyon dolara yakın para girecek.”
Pilotların çığlığı
- 10 sene önce İstanbul’da yarışanlar emekli oldu. Bu sene gelecek 20 pilotun sadece üçü burada daha önce yarışmış; Sebastian Vettel, Lewis Hamilton, Kimi Raikkonen.
- Pilotların hepsi İstanbul’da yarış olacak diye çağlık attı. Çünkü İstanbul pistini seviyorlar. Genelde pistleri masa gibi düz yerlere yapıyorlar. Bizim pist rollercoaster gibi engebeli bir pist.
- Pilotlar için de, izleyenler için de çok zevkli. Virajları çok özel planlanmış. Meşhur 8. virajın içinde 4 tane ayrı viraj var mesela. 17 genç pilot bu meşhur virajı ilk kez kullanacak.
Seyirci yok derlerse paralar anında iade
“Tabii ki düğün dernek, doğumgünü, festivaller, bütün spor müsabakaları seyircisiz iken, bizim seyircili olmamızı herkes soruyor. İlk günden söylüyoruz; devletin alacağı karara saygılıyız. Biz gereken önlemleri almakla yükümlüyüz sadece.
Burada geçici hastaneler kurulacak, herkes HES koduyla içeri girecek ama son anda ‘seyircili yapmayın’ derlerse bize; aynı gün paralar kesintisiz şekilde iade edilecek. Önemli olan bu yarışın başarıyla gerçekleşmesi. Dünyada naklen yayınlanması, İstanbul’un tanıtılması. Seyircisiz bile olsa, yarış ekibinden 4 bin kişi geliyor.”