Şirin SeverGazetemizi istiyoruz!

HABERİ PAYLAŞ

Gazetemizi istiyoruz!

Sağlık Bakanı açıklama yapıyor “Vaka artış hızı düştü” diye. Bizde hemen bir gevşeme. Havalar güzelleşti. Herkes kıpır kıpır olmaya başladı bile. Biz herkes evde sanıyoruz ama haberlere bir bakıyorsun herkes sokakta. Sahiller boşsa da, mahalle içlerinde hayat gayet yerinde. İşi gücü olan da değil üstelik, çoğunluk bir şekilde sosyalleşmenin peşinde. Bu yüzden de evinde oturanlar isyanda. “Kendimizi enayi gibi hissediyoruz” diyen diyene eve girmeyenler yüzünden. Saçmalamayın! Kendinizi korumaya alıyor, tehlikeden uzak duruyorsunuz işte ne güzel.

Haberin Devamı

Duyuyorum sağda solda, “E onlar da 20 gündür çıkmıyor, biz de... Mesafeli bir şekilde buluşabiliriz aslında” diye yol yapmalar, kıpırdanmalar başladı. En bilinçli olan, en kurallara uyan bile bu halde. Çünkü daraldık, darlandık, cama kapıya çıkıp bağırasımız geldi artık. Ama dayanacağız, kendimize ille de bir yol bulacağız. Sabredeceğiz. Sırf bu kendini bilmez, laf dinlemez kitleler yüzünden 23 Nisan ve 1 Mayıs tatillerinde daha uzun bir sokağa çıkma yasağından söz ediliyor.

Gazetemizi istiyoruz

İnşallah olmaz! Yasakların nelere mal olduğunu anlatmaya gerek yok. Kendini bilmezler yüzünden en temel ihtiyaçlarımıza ulaşmamıza engel olunuyor. Kurallara uymayanlara cezayı kesin, ne gerekiyorsa yapın ama önlemimi alıp markete gitmeme, alışveriş yapmama, en önemlisi gazetemi almama engel olmayın. Kendisi çıkamasa bile, apartman görevlisi gazetesini getirsin istiyor insanlar...

Çocuklarını çocuk sayfalarıyla eylemek istiyor anne babalar. Siz laf anlamayan dinlemeyenler yüzünden biz bu keyfimizden, hakkımızdan mahrum kalmak istemiyoruz. Lütfen evinizden çıkmayın artık.

Hesap sorma günü mü bugün?

Çok acayip günlerden geçiyoruz, bilmediğimiz bir şeyle savaşıyoruz diye sonrasına dair büyük beklentilere giriyoruz ya... Dünya da, biz de değişeceğiz sanıyoruz; farkındalıklarımız, insani dürtülerimiz, hoşgörümüz artacak, iyilik çoğalacak sanıyoruz ya hani… Hepsi yalan dolan!

Gazetemizi istiyoruz

Bakın bir anne çocuğunu kaybetti. Bu anne ünlü olduğu için, yaşadığı hayat için, tercihleri için, kendi doğruları olduğu için suçlanıyor, bu ölümü hak ettiği suçlamaları yapılıyor. Hem de çocuğunu toprağa verdiği gün! ‘Bir evliliği yıktığı’ gerekçesiyle bütün bunları söylüyorlar ona ama kusura bakmayın, o başka hesap, bu başka hesap. Bu vahşiliği yapamazsınız, böyle nefret kusamazsınız.

Haberin Devamı

Kaldı ki, kocasının eski eşi bile mesaj yazdı, “Acını en derinden hissediyorum, sabırlar diliyorum” diye. O kadın bile her şeyi bir kenara bırakıp bunu yazabilirken, bu acıyla tartışılamayacağını düşünürken; size ne oluyor? Böyle bir günde sosyal medyaya yaydığınız çıplak görüntülerle, kimin canını acıtacağınızı sanıyorsunuz? Bir kadının canını bu acıdan daha fazla ne yakabilir söylesenize? Bir çocuk öldü, siz neyin kafasındasınız?

Uzun zamandır oğlunun hastalığıyla savaşırken, bunu bir drama dönüştürmediği için, acısını içinde yaşadığı için de helal olsun Ebru Şallı’ya ayrıca. Ve bu acıyı Allah kimsenin başına vermesin... Ben anne değilim ama böyle bir acıyla empati kurmak çok da zor olmasa gerek. Biraz insan olmak yeterli diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Onun ‘ah’ı çok başka…

Gazetemizi istiyoruz

“Acın ciğerlerimden akıyor şu anda. Bilmez miyim yüreğine düşen o yangını. Ah! Ki ne ah.. Evlat. Çok üzgünüm..” Mısra Öz yazmış bu satırları Ebru Şallı’ya. Çorlu tren kazasında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden acılı anne. Tam 650 gündür kazanın sorumlularının bulunmasını, yargılanmasını bekleyen bir anne anlayabilir herhalde bu acıyı ancak.

O yüzden onun ‘ah’ları çok başka. Sadece ünlü bir anne bu acıyı yaşayınca hislenmesek, bütün annelerin ‘ah’ına kulak versek, empati kursak diye hatırlatmak ve buraya not düşmek istedim.

Elbet bir gün buluşacağız

“Zor zamanlar, düşündürücü zamanlar, öğretici zamanlar. Ellerin uzak, kalplerin bir olduğu zamanlar...” diyerek bugünlere özel bir şarkı sürdü piyasaya Kenan Doğulu. Adı ‘Bizimdir’. Paylaşan paylaşana… Çünkü şu günlerde duygularımıza hitap edecek en ufak şeyi havada kapıyoruz, ilaç niyetine sarılıyoruz ya, normaldir.

Bana kalırsa, pek üzerinde düşünülmüş sözleri yok. Pek çok içli cümle arka arkaya sıralanmış gibi. Tek numarası klibi. Pek çok ünlü Kenan Doğulu dostunun klipte rol alması ve anlamlı bakışları dikkat çekici olmuş, o kadar. Bu benim fikrim tabii, önemli olan Kenan Doğulu’nun da dediği gibi kalplerimizi birleştirsin bu şarkı. Ona yarasın biraz.

● Fuat Güner ve ünlü kamança ustası Mark Eliyahu’nun yaptığı ‘Nefes Yerine’ şarkısı da yine şu günlerin anlam ve önemine uygun. Ama aynı sorun onda da var: Aceleye gelmiş, sıradan sözler, sıradan bir müzik. İnsan bugünlerde daha derin anlamlar arıyor galiba.

‘Hah tam da bu işte’ diyeceğimiz bir şarkı olsun istiyoruz galiba. Bir içki markasının kullandığı ‘Elbet Bir Gün Buluşacağız’ şarkısı mesela; bugünlerin marşı gibi. Yılların şarkısı ama eskimiyor, sırıtmıyor, cuk oturuyor. Bugünlerin en anlamlı şarkısı. Bana ve çok kişiye o kadar iyi geliyor ki.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder