Yaz, sıcak, tatil zamanı madem; tatil konuşalım... O zaman soruyorum: Türkiye’de tatil deyince ne düşünülür? Yani, nedir bizim tatil anlayışımız? Yazlık evi olan ikiüç ay yan gelip yatmalı, bol bol karpuz kesmeli bir tatil hayali kurar, tabii eş dost akraba huzur verirse! Teknesi olan hafta sonları tekneye git gel yapar, biraz cömertse arkadaşlarını da tekneye toplar.
E kolay değil, tekne pahalı şey. Bunları olmayan da, bütün kış biriktirdiği parayı her şey dahil otele yatırıp, acısını da bol bol açık büfeden çıkarır. Tatil vizyonumuz özetle budur! Yerli turistin tercihi genel olarak böyle ama bu yazının konusu onlar değil! Dünyadaki trendleri konuşalım bence biraz.
Özellikle pandemiden sonra, ‘hayat şezlongta yatmak için çok kısa’ diyenler o kadar arttı ki; deneyime, keşfetmeye, farklı alternatiflere yöneliş büyük. Artık insanlar, ‘ölmeden önce yapılacaklar’ listesine bir check atmak için uğraşıyor resmen!
Özellikle bütçesi sağlam olanlar, tatili deniz kum güneş diye sınırlandırmıyor. Peki bu değişen seyahat trendleri arasında neler var? Buyrun, aşağıdaki yazıdan devam edelim.
DENEYİM YAŞARSANIZ O TATİL UNUTULMAZ OLUR
- Özellikle pandemiden sonra, açıkhavada ve kalabalıklardan uzak olmak tercih ediliyor. Bu yüzden teknede ya da doğanın içinde müstakil evlerde olmak isteyenler artıyor. Maldivler’e gidenlerin artması, bu kadar çok tekne satılması/ kiralanması boşuna değil.
- Yolculuk başlı başına tatil diyenler, karavan turizmini patlattı. Motorla, otomobille yol yapanlar, haritaya baka baka gezenler hiç olmadığı kadar arttı.
- Küresel ısınma, yangınlar, gıda krizi gibi gerçekler ekolojik ve çevreci tatili de trend yaptı. Sürdürülebilirliği öne çıkaran, bağı bostanı bahçesi olan oteller, ekip biçmeye izin veren yerler revaçta.
- Wellness yani iyi hissettiren seyahatler en çok tercih edilenler! Detox, arınma, SPA imkanları Covid sonrası en çok talep alan şeyler. Dünyada wellness pazarının büyüklüğü 800 milyar doları aşmış, Türkiye’de ise yaklaşık 400 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Talebi siz düşünün.
- Dünyanın çeşitli yerlerindeki festivaller, karnavallar eğlence arayanların tercihi. Pandemide bu trend durma noktasına gelse de, eğlence turizmi yeniden canlanıyor. Kısa süre önce Kapadokya’da yapılan elektronik müzik festivali, yurt dışı örneklerini hiç aratmadı.
- Safari, trekking, rüzgar sörfü hatta bungee jumping gibi çılgın sporlar denemek için bile kilometreleri aşan maceracılar var.
- Deneyim turizminin en önemli halkası, gastronomi. Önemli bir şefin restoranına gitmek, yemekleriyle ünlü bir yöreyi keşfetmek için gezen milyonlarca insan var.
- Bir de özellikle pandemiden sonra ‘stycation’ kavramı yayılmaya başladı. Kendi ülkesinde, hatta kendi şehrinde günübirlik tatil yapmak, etkinliklere katılmak, otelleri deneyimlemeyi içeriyor. Pandemide yurtdışına çıkamamak ve artan döviz kurları bu trendi patlatmış durumda.
- Bir de estetik turizmi var ki, o konuya hiç girmiyorum, aşağıdaki yazıya geçiyorum…
GASTRO TURİSTLERİN MEKANI
Az önce de bahsettiğim gibi, gastronomi turizmi bütün dünyada trend. Kimine göre bağ gezmek, şarap tadımı yapmak… Kimine göre önemli şeflerin restoranlarını deneyimlemek... Kimine göre de yöresel ürünleriyle öne çıkan bölgeleri keşfetmek gerçek bir tatil deneyimi demek. Urla tam da böyle bir yer.
Son zamanlarda lezzet haritalarında öne çıkan, zeytinyağları, bağları, otları, yemekleri ile konuşulan özel bir bölge. Bu bölgenin en ünlü mekanı da, kesinlikle Od Urla. Çiftlik tarzı yemekleri, aylık hazırlanan menüleri, şef masası ve zeytin ağaçlarıyla dolu bahçesi ile ünü yurt dışına kadar taşmış durumda. Şef Osman Sezener’in 17 dönümlük zeytinliğini restoran ve butik otele dönüştürdüğü Od; yeni nesil turizm trendlerine örnek olabilecek bir hikaye.
Od, ismini ve ilhamını ateşten alıyor. Pek çok ürün odun ateşinde pişiyor. Restoran tamamen Ege ürünleriyle hizmet veriyor, civar köylerdeki çiftçilerle, balıkçılarla çalışıyor. Konseptiyle, lezzetiyle ve tarzıyla Türkiye gastronomisine değer katan bir marka gerçekten. Yurt içinden yurt dışından fark etmiyor, unutulmaz bir yemek deneyimi yaşamak isteyenlerle doluyor mekan. İşte gastronomi deneyimi deyince, böyle yerlerden bahsediyoruz.
FİLM VE DİZİ TURİZMİ DE VAR
Gezginlerin ilgi duyduğu bir başka trend de, film ve dizilerin geçtiği mekanların izini sürmek. Oscar ve Cannes’dan ödüllerle dönen Parasite (Parazit), soluksuz izlenen Squid Games gibi yapımlarla dikkat çeken Güney Kore; bu başarıları turist çekmek için de kullanıyor.
Bu yapımların etkisinin turizme de yansıdığını belirten Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Ofisi Direktörü Hyuncho Cho, “Güney Kore, son yıllarda film ve dizi endüstrisindeki atılımıyla, artık çok daha fazla görülmek istenen destinasyonlardan biri haline geldi.
İnsanlar, film ve dizilerde gördükleri yerlere gitmeyi, yemeklerden yemeyi, kıyafetleri satın almayı ve sadece Güney Kore’de yaşayabilecekleri güzellikleri deneyimlemek istiyor. Biz de bunun için elimizden geleni yapıyoruz” diyor ve özel turlar düzenlediklerinin altını çiziyor. İşte trendleri takip etmek, tam da bunu gerektiriyor.