İki satır duyar kas da sonra halaya devam edersin!

Doğrudur, öyle çok şey oluyor ki, hepimizin ses çıkarması lazım. Hele ünlülerin daha çok. Çünkü onlar daha çok insanı etkileyecek güce sahip. Hayranları onlarla empati kuruyor, onlara özeniyor, onlardan etkileniyor.

Dolayısıyla kadınlar, çocuklar, hayvanlar öldürüldüğünde seslerini çıkarmalılar, olayların üzerine gitmeliler, kamuoyu oluşturmalılar, yeri geldiğinde ‘bütün masumların ve acı çekenlerin sesi olmalılar’ dün Hande Yener’in de dediği gibi. Bu konuda net ve tamamız, sorun yok. ‘Ama’ diye devam ediyorum şimdi... Ama, gittiği mekanın ya da çıktığı davetin kapısında burnuna mikrofon dayadıklarında, konuşmak zorunda mı ünlüler? Şevval Sam bir davete girmek üzere, koşturuyor, o an mikrofon dayadılar, o da ‘yeri değil’ dedi. Vay efendim, bu ne duyarsızlıkmış! Ne münasebet ya! Ne istiyorsunuz mesela? Herkes iki cümle duyar kassın, sonra halayına devam etsin. Bu mu? Peki neyi çözüyor bu? Hayır, konuşanı da beğenmiyor evinde yan gelip yatarak duyar isteyenler! Sibel Can’a sormuşlar “Kendinizi güvende hissediyor musunuz?” diye... O da hiç hamaset yapmadan, duyar kasmadan en gerçekçi cevabı vermiş. “Kendi adıma konuşuyorum, tabii ki güvendeyim.” Vay efendim nasıl böyle dermiş? Linçlediler kadını, o da açıklama yapma ihtiyacı duydu. Oysa cümlesi çok açık değil mi? Toplu taşımaya binmiyor, aracında özel şoförü, belki koruması var. Evinde güvenlik, konserlerinde de kocaman ekibi. Elbette benden, senden daha güvenli hissediyordur. Yalan mı söylesin? Ama beğenmiyorlar işte. Delirirsin. Ben bu her şeye çemkirenlerden çok sıkıldım gerçekten. Kimse gerçek sorumlulardan hesap sormuyor, o katilleri yetiştiren anne babalardan hesap sormuyor, o ruh hastalarını dışarı salanlara hesap sormuyor ama ‘neden açıklama yapmıyorsun’ diye ısrarla ünlüden hesap soruyor. Ben size söyleyeyim; bu gayretinizi gerçek sorumlulara yönelttiğinizde, işte biz o gün kurtulacağız, inanın.

Ruh sağlığı yasası şart!

İki genç kızı vahşice katleden Semih Çelik’in psikolojik sorunlarının olduğunun ortaya çıkması, bazı ülkelerde hayata geçirilen ‘Ruh Sağlığı Yasası’nı gündeme getirdi malum... Zira, 19 yaşındaki Çelik’in beş kez hastaneye gitmesi ancak yatırılmaması önemli bir konu. Bu yasaya göre; kişide ciddi akıl sağlığı varsa, mahkeme kararı ile yatışı sağlanıyor, gerektiğinde zorla tedavi, koruma altına alma işlemleri daha kolay yapılıyor. Psikiyatristler bu yasa için ‘elzem’ diyor, hukukçular ise ‘olası suçları önlemede tedbir olacağının’ altını çiziyor. O zaman ne duruyoruz? Artık sosyal medyaya bakamaz, haberleri izleyemez olduk şiddet haberlerinden, manyak kişiliklerden, hiç sebepsiz rahatsızlık verenlerden. Demek ki ruhsal bir problem var. Çözmek için daha ne olması lazım, çok merak ediyorum.

Adana Lezzet Festivali zamanı

Adana festivallere doymuyor! Şehrin enerjisi öyle başka ki, şehrin lezzetleri öyle iyi ki; festivalin biri bitiyor biri başlıyor. Portakal Çiçeği Festivali’nin ardından (gerçi iş o kadar büyüdü ki ona karnaval deniliyor artık) Adana Lezzet Festivali de her sene coşkuyla turist çekiyor şehre. Ve işte, yılın Adana Lezzet Festivali vakti de geldi... Adana Valiliği himayesinde Adana Büyükşehir Belediyesi, dört merkez ilçe belediyesi ve oda başkanlarının katkılarıyla düzenlenecek 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nin içeriği, önceki gün İstanbul Feriye’deki basın toplantısı ile tanıtıldı. Köklü bir geçmişe sahip Çukurova ve Adana için bu yılın festival teması ‘Kökleriyle Adana’ olarak belirlendi. Her yıl büyüyerek dünyaca önemli konukları ağırlayan, gastronominin her açıdan ele alındığı festival 17-20 Ekim tarihleri arasında Adana’da Merkez Park’ta lezzet severler ile buluşmaya hazır. Yine Çukurova’nın verimli topraklarındaki eşsiz lezzetler tadılacak, kebaplar yenecek, bir taraftan da yerli ve yabancı birçok ünlü şefin gastro şovlarıyla ortam renklenecek. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, “Geçen yıl 923 bin ziyaretçiyi ağırladığımız Lezzet Festivali’mizde bu sene 1.5 milyon ziyaretçiyi ağırlamayı bekliyoruz” diyerek, festivalin 4 günde şehrin ekonomisine yaklaşık 3 milyar TL’lik katkı sağlayacağını söyledi.

‘Universal Plate’ etkinliğinde ihtiyaç sahipleri için yemek

Adana Lezzet Festivali’nde çok değerli paneller de olacak... Bunlardan en önemlisi; yaşanan iklim değişikliğine, su ve enerji kaynaklarındaki daralmaya, tarım, toprak ve sağlıklı gıda erişimine dikkat çekmek amacıyla Social Gastronomy Movement (Sosyal Gastronomi Hareketi) ve Ebru Baybara Demir iş birliği ile düzenlenen zirve. Dünyanın farklı ülkelerinden Adana’ya gelecek uzmanların katılacağı Uluslararası Tarım Zirvesi’nde, ‘Çukurova- Toprağın Lezzeti’ ana temasıyla düzenlenecek panellerde çiftçilere, gastronomi profesyonellerine ve girişimcilere yol gösterecek paylaşımlarda bulunulacak. Sosyal Gastronomi Hareketi ile yapılacak iş birliği ile ‘Universal Plate’ etkinliği de gerçekleşecek. Birlemiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) açlığın son bulması ve herkesin kaliteli gıdaya erişmesini sağlamak amacıyla belirlediği 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında gerçekleştirilecek ‘Universal Plate’ etkinliğinde, şefler ihtiyaç sahibi vatandaşlar için yemekler pişirip dağıtacak.