Şirin Severİnsanlığını unutanlar var

HABERİ PAYLAŞ

İnsanlığını unutanlar var

“İnsanlık dışı diye bir şey var ama hep insanlar arasında geçiyor...” Geçen gün Twitter’da rastladım bu cümleye; yaşadığımız korkunç günleri öyle iyi özetliyor ki, üstüne diyecek şey yok. Türkiye’nin göçmenlere Avrupa kapıları açmasının ardından Yunanistan’a akın var ama o sınırda resmen insanlık dramı yaşanıyor, resmen insanlık suçu işleniyor.

Avrupalı diye, medeni diye, insan haklarına saygılı diye öykündüğümüz ülkelerden Yunanistan; kimse kendi sınırından geçmesin diye gaz bombaları atıyor, ateş ediyor, çoluk çocuk demeden denize döküyor.

Haberin Devamı

Büyük bir insanlık suçu ama kimse ses çıkarmıyor! O çocuk fotoğrafları unutulacak gibi değil ama...

Yemeğe, sıcağa, süte, oyuna, okula, gülmeye ihtiyacı olan çocukların ve ellerinden hiçbir şey gelmeyen çaresiz ana babaların halleri gerçekten içler acısı. ‘Doğurmasalardı, gelmeselerdi, kaçmasalardı’ diyenler nasıl ve niye bu denli nefret dolu? Bu görüntülerden etkilenmemek, ırkçı kafalarına az biraz duygu ekleyememek neden? ‘Ya bizim başımıza gelse’ diyerek empati kurmak çok mu zor gerçekten?

Göçü ve göçmenliği anlamak için festival

Yeni bir hayat umuduyla yollara düşen insanları anlamak, dinlemek için çaba sarfetmek zorundayız. Eğer insansak, duyarsız kalmamak zorundayız. Şimdi bu hali anlamaya çalışmak için bir fırsat var... İnsanlık dışı koşullar yüzünden yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan milyonlarca göçmene kucak açan Türkiye; bu başlıkta bir film festivaline de ev sahipliği yapacak:

Uluslararası Göç Filmleri Festivali. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’ ilk kez 18-22 Nisan tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirilecek. Festival; ağırlıklı olarak göç, göçmenler, mülteciler ve göçün kültürel etkileri konularında çekilmiş ve göçmen bir yönetmen tarafından yönetilen filmlere odaklanıyor.

50’den fazla filmin gösterileceği festival; insanlığın ortak kaderi göç olgusunu medeniyete katkıları bakımından yeniden anlamaya davet edecek, farkındalık yaratacak.

Haberin Devamı

Delirdin mi sen? Yurtdışına gidilir mi!

Hafta başı yurtdışına iki seyahatim var; İrlanda ve Barselona. Herkes “Delirdin mi?” diye soruyor bana. Haklılar; Sağlık Bakanı bile “Yurtdışına çıkmayın, uçağa binmeyin. Yurtdışından dönenler raporlu sayılır, evinden çıkmasın” uyarısı yaparken; tırsmıyor değilim açıkçası.

Benimki kafa dağıtma inadı. Önceden ayarladığı Paris tatilini yapan arkadaşıma yazdım; ‘Durumlar nasıl?’ diye. Anlattı: “Şehir normal, herkes işinde gücünde. Hatta metroya maskesiz binen çok. Zaten havalimanları ve uçaklar tehlikeli. Gelirken maske taktık, yanımda da sürekli el dezenfektanı var.” Evet ama yetmez! Öyle bir kaos var ki...

İşi gereği sürekli uçan arkadaşlarım seyahatlerini iptal etti. Turizm işindekiler “Oteller bomboş” diyor. Yurtdışındaki fuarlar, etkinlikler iptal ediliyor bir bir. Toplantılar telekonferans ya da Skype’la yapılıyor. Sağlık Bakanı bile İran’dan gelmek isteyen heyete “Gelmeyin, Skype üzerinden görüşelim” demiş, malum. Öte yandan el sıkışma ve sarılma tarihe karışacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

NBA’de bile ‘seyircilerle temas yok’ kararı alınmış. İnsanlar evinden çıkmak istemiyor, toplu taşıma kullanmak istemiyor. Gerçekten enteresan bir 2020 yaşıyoruz. Neyse, tırsmaz da gidersem, oralardan bildiririm size.

Bu gösteriler kaçmaz!

■ Yılmaz Erdoğan’ın son stand up’ı ‘Münaşaka’yı en son 4-5 yıl önce izledim ama mevzular değişti ve oyun yeni versiyonuyla tekrar sahnede. Geçenlerde gittim; öyle iyi geldi ki… Baba çocuk ilişkileri, ki gösterinin en iyi kısmıydı... Erdoğan’ın oğlu Rodin’le kurduğu ilişki, tüm anne babalarınki gibi ama o anlatınca komik tabii. Russell Crowe ile film çekme hikayeleri, Cannes macerası, hastalıklar, insanlık halleri derken iki saat nasıl geçiyor anlamıyorsunuz. Gerçekten güzel muhabbet.

■ İkinci tavsiyem Serhat Kılıç’ın ‘Müzikoman’ isimli müzik dolu şovu. Kılıç’ın performansını nasıl beğendiğimi daha önce de yazmış, ona ‘Yetenekli Bay Serhat’ adını takmıştım hatta. Tiyatro sahnesinde yaptığı yeni gösterisinde de; şarkılı, eğlenmeli, sorgulamalı bir şekilde müzik tarihinin içinden geçiriyor sizi. Her telden çalan, sıradışı bir gösteri.

★ ★ ★

Nefes aldıran, ufuk açan, başka pencerelerden bakmanızı sağlayan bu anlar var ya, hayatla baş etmenin en iyi yolu bence.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder