Kabul edelim, gayet çifte standartlıyız!

Ünlü piyanist Fazıl Say, sevgilisi Ece Dağıstan ile alışveriş yapmış, bir mağazada bot denemiş. Botların bağcıklarını yere eğilen sevgilisi bağlamış. Görenler şaşırmış tabii ama o kadar. Yani yer yerinden oynamadı, Fazıl Say’ı kimse taşlamadı. Ama...



Adım gibi eminim, bu haberde Alişan’ın ismi geçseydi; adamın ne kıroluğu, ne maçoluğu, ne görgüsüzlüğü, ne de kadın düşmanlığı kalırdı; çoktan linç edip bitirmiştik. Kabul edelim, bazı konularda ikiyüzlü ve çifte standartlıyız.

Tabii Fazıl Say niye böyle bir şey yapmış; belinde bir araz mı var, eğilemiyor mu bilmiyoruz ama sonuçta o böyle bir şey yapıyorsa mutlaka sebebi vardır diye bakıyoruz. Minik bir anket yaptım, bazıları için de gayet normal bir görüntü bu…

Sonuçta seven insan sevdiğinin ayakkabısını da bağlar, ayağını da yıkar, terliğini de getirir. Bunu kadının görevi olarak görmediği sürece, bunun cakasını satıp böbürlenmediği sürece olur böyle şeyler. Çünkü bunlar sevgiyle ilgili bana göre. Ha bir de şu var tabii...

Erkeklerin anne şefkati gösteren sevgili isteme sendromu hep var. Bu sendrom da eğitim ve kültür farkı dinlemiyor maalesef.

Madonna’nın koltuk meselesi

Dünyanın en ünlü starlarından Madonna, Londra’dan Lizbon’a ekonomi sınıfta uçunca epey heyecan yarattı...

Fotoğraftaki gerçekten Madonna mı, yoksa ona çok benzeyen biri mi bilmem ama sosyal medyada fotoğrafı paylaşan herkes “Bizim ünlüler de görsün öğrensin” tadında notlar döşedi durdu.



Hayır neyi öğrenecekler, sorabilir miyim?

Parası ve imkanı olan; özel hizmet almak için, daha rahat uçmak için fazla para ödemek istiyorsa, bundan kime ne?

Niye bu bir suç ya da ayıp gibi davranıyorsunuz? Konuları saptırmayın bence..

Ama bakın, şu meseleye hiç itirazım olmaz mesela... Business class uçup, üzerinde 1A, 1B vs yazan biletini, kırk takla atıp business class’ta ikram edilen portakal suyuyla ya da yemekle görüntüleyen ve bunları sosyal medyada paylaşan görgüsüzlere örnek olsa keşke…

“Bak, senin hava attığın mesele Madonna’nın umrunda bile değil, sakin ol dostum heyecan yapma” demek adına çok iyi haber. Ama o kadar. Fazla da anlam yüklemeyin.

‘Kürk Mantolu Madonna’ oyunu hüsran mı?

Biraz hüsran, biraz değil…

Karışık yani.



“Kötü” diye kestirip atamıyorsun çünkü müthiş bir emek var; dekor, kostümler, yaratılan atmosfer ve eserin gücünü yok sayamıyorsun.

Ama “İyi” ya da “Şahane” de diyemiyorsun çünkü bir olmamışlık hissiyle koltuğundan kalkıyorsun.

FİLMİ DE ÇEKİLİYOR

Bugüne dek iki milyondan fazla satmış, 87 baskı yapmış, Türk edebiyatının en kült eserlerinden biri ‘Kürk Mantolu Madonna’…

Aşkı, yalnızlığı, kaybetmeyi, unutmayı, tesadüfleri anlatan, müthiş bir eser. Naif, süssüz, sade diliyle bile o kadar görkemli bir eser ki bu, ‘oldurmak’ zor sanat neticede.

Sabahattin Ali’nin efsane eseri Ay Yapım tarafından sinemaya aktarılacak diye beklerken; Tuba Ünsal hızlı davrandı, ortak yapımcı olarak sahneye taşıdı.

Kendisi ana karakter ‘Maria Puder’ rolünde, Menderes Samancılar ona aşık ‘Raif Bey’, Alper Saldıran da onun gençliği.

Yazarı seslendiren, yani onun iç sesini okuyan da Sercan Badur.

Galiba oyunun tıkandığı yer de burası. Size kitabı okuyor olmaları. Bazı duyguları okuyarak ‘açıklamaları’…

Oyuncuların fazla teatral ve fazla büyük hislerle oynaması.

Ayrıca Tuba Ünsal’ın ‘Maria Puder’ rolünün hakkını verememesi... Kitabı okurken hayalinizde yer eden kadının sahnedeki o delikanlı, dan dun hali sizi arafta bırakıyor.

“İyi ama bilet bulamıyoruz, oyuna yer yok” diyecekseniz, o da bu eserin güzelliğinden ve meraktan. Yakında geçer.

SEZEN AKSU'LU 'VEDA'

Oyunla ilgili eleştirilerim bir tarafa, ‘Kürk Mantolu Madonna’ son derece iddialı bir prodüksiyon, dünya standartlarında bir yapım, bunu kabul etmek lazım.

Kostümler efsane. Dekor sürekli gıcırdadığı halde gayet zekice ve kullanışlı tasarlanmış.

Herkes elini taşın altına koymuş bir kere, destek çok. En sonunda dinlediğiniz ‘Veda’ isimli şarkıyı Sezen Aksu yapmış mesela...

Maria Puder otoportresi Ahmet Güneştekin imzalı. Kostümlerde Beymen Artistik Direktörü Murat Türkili’nin ve Beymen Collection ekibinin imzası var ki, her biri şahane.

Destek verenleri kutlamak gerek, müthiş bir emek var.