Son bir iki haftadır İstanbullular bir merdiveni konuşuyor, sosyal medyada herkes bu merdivenin fotoğraflarını paylaşıyor... Çünkü Osman Hamdi Bey’in ‘Mimozalı Kadın’ isimli ünlü eseri, boydan boya Fındıklı’da bulunan Enli Yokuşu’ndaki merdivenlere resmedildi. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin karşısındaki merdivenler burası. Öyle şahane görünüyor ki, kayıtsız kalmak elde değil. Herkes bir duruyor, fotoğraf çektiriyor, paylaşıyor, duyan duymayana anlatıyor. Peki ‘nerden çıktı bu iş?’ diye soruştururken; kendimi Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’la o merdivenlerde buldum ve bu boyamanın hikayesini dinledim. Üstelik buluştuğumuz zaman 1 Ekim Dünya Kahve Günü’ydü, kahvemizi ‘Mimozalı Kadın’la birlikte, onu konuşarak içtik.
'Burası da bizim İspanyol Merdivenimiz’
Bu fikir nasıl çıktı?
Beyoğlu’nda sokak güzelleştirme, yayalaştırma çalışmalarını bir yıl önce başlatmıştık zaten. En güzel sokak, en temiz mahalle gibi yarışmalar yaptık; insanlar camlarına, balkonlarına çiçekler koysun diye onları teşvik etmek istedik. Başka neler yapabiliriz diye icra heyetinde konuşurken de bu fikir çıktı. Gençlerle çalışmak istedik ve Mirar Sinan Üniversitesi’yle işbirliği yaptık.
Neden bu merdiven?
Ortak akılla karar veriyoruz her şeye. Bu merdiven en uygunuydu, genişti. Boyamaya karar verince rektörümüz Handan Hanım’la irtibata geçtik, çok mutlu oldular. Güzel Sanatlar’dan üç genç de hünerlerini sergiledi.
Eseri kim seçti?
Üniversitenin kurucusu Osman Hamdi Bey. Yani resim tarihimizin en yetkin ismi. Onun için bu karar verildi. ‘Mimozalı Kadın’ı da birlikte seçtik. Resmin orijinali de karşıda, okulda olduğu için güzel bir tesadüf oldu.
Kaç günde yapıldı?
On günde boyandı. Yağış da etkiledi tabii... Belediye olarak zeminin düzenlemesini yaptık, boyaları aldık; gençler de çok güzel boyadı.
Sponsorunuz var mı?
Bunda yok ama bir sonrakinde olacak.
Kaç merdiven var boyanacak toplamda?
Şimdilik 3-4 merdiven. Sırada Galata Üniversitesi’nin yanındaki merdiven var. Orayı da Galata Üniversitesi öğrencileri boyayacak. Galata Kulesi’ni resmetme fikri ağırlık kazanıyor ama net değil. Portre çalışmaları farklı bir zenginlik katıyor ama eserlere ortak akılla karar vereceğiz.
Amacınız Roma’daki ‘İspanyol Merdivenleri’ gibi turistik bir bölge yaratmak mı?
Evet öyle, neden olmasın? Galataport yıl sonu itibariyle bitecek. Bu güzergahları yabancılar da kullanacak, Cihangir’e bu yokuştan çıkacaklar. İstiyoruz ki burdan geçenler tadını çıkarsın. Kenarlara banklar koyacağız, kahve satışı yapacağız. Boyanın zarar görmemesi için özel bir madde uygulanacak. Yalova’dan üç tane mimoza ağacı getiriyoruz, buraya dikeceğiz. Özetle kamuya açık yerleri estetize etmek istiyoruz. Hoş bir soluk alalım istiyoruz. Çok talep var üstelik; insanlar ‘bizim merdivenleri de boyayın’ diyor. İnsanların ilgisi de motive ediyor bizi.
Beyoğlu’nu canlı tutmak istiyoruz
“Beyoğlu önemli bir kültür sanat merkezi. İlklerin şehri. Sinemanın doğduğu yer, ilk tiyatro Darülbedayi burada. Ayrıca enstitülerle beraber 20-25 üniversiteye sahibiz. O yüzden Beyoğlu’nun kültür sanat yönünü canlı tutmak istiyoruz.. Beyoğlu’nun yaşayan simalarına sahip çıkmak, vafat edenlere vefa göstermek amacındayız.
Atlas Sineması’nın yanında bir sinema müzesi olacak mesela. Mehmet Akif Ersoy’un evinin olduğu Mısır Apartmanı’nı müzeye dönüştürme çalışması var. Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ romanını yazdığı binaya tabela astık, göstermek istedik herkese.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Huzur’ romanını yazdığı Narmanlı Han da yazarların buluştuğu önemli bir kültür sanat ortamı olsun istiyoruz. Beyoğlu’nu kitaplarında yazan Ahmet Ümit, önemli bir değer.. Orhan Pamuk’la pandemiden önce buluştuk, romanlarını anlattığı sohbetlerde bulunmuştum daha önce, bunu devam ettirelim demiştik. Bu yazarları gençlerle buluşturmak ve bölgeyi canlandırmak istiyoruz.