Siirt’te, İpek Er’e 20 gün boyunca tecavüz edip onu ölüme sürüklediği ileri sürülen Musa Orhan, 6 gün tutuklu kaldığı cezaevinden önceki akşam tahliye edildi. İnsan sürekli ‘neden’ diye haykırmak istiyor... Neden ya, neden? Çünkü, kaçma tehlikesi yokmuş! Bu kadar basit yani. Delirirsin! Evet, belki suçu henüz kanıtlanmadı ama bu iddiayla yargılanan birini salmak neden? Hakkında tecavüz suçlaması bulunan birinin, elini kolunu sallayarak gezmesine izin vermek neden? Bu karar, onları korumak kollamak demek değil mi?
Kendi kızınızı, kız kardeşinizi, annenizi koyun yerine; onları düşünün ve yapmayın şunu, yeter!! Tecavüz suçtur, bunu artık o kalın kafalarınıza sokun. Ve bu iddiayla yargılanan birinin serbestçe dolaşması kamuoyu vicdanını yaralar, kadınları yaralar. Bunların serbest kalmasından daha acısı da; bu kararı verenlerin, bu zihniyettekilerin varlığı... Siyaset dünyasının sessizliği. Yazık, gerçekten çok yazık. İnsanın kelimeleri tükeniyor.
Adaletin bu mu dünya?
Bütün gün Twitter’da bir karşılaştırma dolaştı durdu. Bence burada da paylaşmaya değer. Soldaki şahıs; sokak ortasında şiddet gören bir kadını koruma pahasına kendini ortaya atan Kadir Şeker... Şu an tutuklu. Eğitimi, tüm hayatı yarım kaldı. Sağdaki şahıs ise; genç bir kıza 20 gün tecavüz ettiği ve intiharına sebep olduğu ileri sürülen Musa Orhan... “Bana bir şey olmaz” dedi, dediği gibi de oldu. Elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Üstelik mahkemenin gerekçeli kararında ‘rızaya dayalı cinsel yakınlaşma’ deniliyor. İşte beklenen oldu! Sonra gençler, “Yurtdışında yaşamak istiyorum” dediğinde, onları suçlayanlara, çamur atanlara gerekçe lazım olursa, bütün bunlar burada dursun.
Karakteri ondan ünlüyse demek...
Oyuncu Erkan Kolçak Köstendil, polis çevirmesine denk gelmiş geçenlerde... Alkollü mü değil mi bilmiyorum. Ama olsaydı haberciler allayıp pullayıp yazardı mutlaka. Demek ki değil! Habere göre; polislere ‘Çukur’ dizisinde oynadığı ‘Vartolu’ karakterini hatırlatıp “Ben Vartoluyum, beni nasıl tanımadınız?” demiş.
Yeni doğmuş bir bebeği var malum, alkollü de olmadığına göre bekletmesinler, bir an önce evine gitsin istemiş belli ki. İyi de çok gereksiz olmamış mı? Dizide oynadığı karakterle torpil istemek nedir ya? Gerçi o da haklı kendince… Ölen dizi karakterlerine cenaze töreni, mevlit yapmış, helva kavurmuş bir milletiz; işler böyle dönüyor demek ki! O da deneyeyim demiştir.
Deli Müjde gürültüye karşı
Alaçatı’da evi olan, yazları orada geçiren arkadaşım yazdı geçen gün; gürültü yüzünden isyanlarda: “Biz de, buradaki oteller de delireceğiz. Saat gece yarısını geçmiş ‘Erik Dalı’ dinliyoruz bangır bangır. Bizi geç, bu oteller milyon dolarlık yatırımlar yapıyor. Ama 20 gün iş yapıp çekip giden insanlar yüzünden, hepimiz mağdur oluyoruz. Alaçatı’nın değerini yerle bir ediyorlar…” Haklı mı? Haklı. Bir gece, iki gece olsa neyse. Her gece bu işkenceye maruz kalıyorlarmış.
Aynı sorun Bodrum’da da var. Ama Müjde Ar işin peşinde. İnat etti “Bu gürültü kirliliğini bitireceğim” diyor. Çünkü o da evinde artık oturamaz halde. Deli Müjde bu, yapar mı yapar. (Gürültüden delirdiği için kendine böyle diyor!) Hatta şikayetlerinden sonuç alamayınca bir platform bile kurmaya karar vermiş. Adı ‘Gürültüsüz Yaşam Platformu’. “Öğlen başlayıp gece yarılarına kadar süren gürültüyü dinlemek zorunda değilim.
Bunun bir kader olmadığı konusunda farkındalık yaratmak istiyorum” diyor. Gerekirse belediyenin kapısına dayanacakmış. Toplamda iki ay çalışıyorlar diye her türlü şımarıklıklarına göz yumulan işletmeleri bugüne kadar kimse durduramadı, bakalım Deli Müjde durdurabilecek mi? Alaçatı’daki arkadaşıma da naçizane bir tavsiye: Siz de Müjde Ar gibi bir deli bulun, başka çaresi yok bu işin!
Sanal yarışa var mısın?
Pandemi boyunca sinemayı, konserleri, festivalleri, hatta defileleri bile online olarak izlemeye alıştık ama… Bir maratonu sanal ortamda yapmak epey sıradışı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Vodafone İstanbul Yarı Maratonu, bu yıl Covid tedbirleri nedeniyle sanal olarak yapılacak. Sloganı da “Tek Başına Bizimle Koş!” O nasıl olacak dedim ben de sizin gibi, şaşırdım...
Şöyleymiş: Bu tarihi koşuda 21 kilometre koşmak isteyen katılımcılar; sanal koşu uygulamasını 1 Eylül’den itibaren Play Store ve App Store’dan indirecek. Sporcular uygulamayı açarak 19-20 Eylül tarihleri arasında, diledikleri zaman aralığında, diledikleri yerde 21 km koşusunu tamamlayacak. Covid yüzünden kontenjan sınırlı, onu de ekleyeyim. Belli ki ilk ve heyecanlı bir yarış olacak. Pandemi bize daha neler yaptıracak, neler öğretecek hep birlikte göreceğiz.