Şirin SeverPahalılığı Bodrum Çeşme üzerinden tartışmak…
HABERİ PAYLAŞ

Pahalılığı Bodrum Çeşme üzerinden tartışmak…

Tatil beldelerindeki fahiş fiyatlar bizi her gün hayretler içinde bırakırken, enteresandır ama durumun normal olduğundan dem vuranlar da var… Biz tatil bölgelerindeki gecelik otel fiyatlarının, ev kiralarının uçukluğuna şaşakalırken, “Ne var canım, Bodrum Çeşme de Türkiye’nin Cote D’Azur’u” diyenler var. İnsanlar daha insaflı tatil yapmak adına Yunan kıyılarını tercih ederken, kapı vizesinin kalkması için uğraşanlar var. Kardeşim kazıklamayın insanları, onlar da gitmesin karşı kıyıya! Ama yok! ‘Hem kazıklayacağım, hem de bana gelsinler’ kafasında esnaf var! Değişik duygulara kapılıyorsun haliyle…

Haberin Devamı

* * *

Geçen hafta Arkas Sanat Alaçatı’nın açılışı için Çeşme’deydim mesela. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli de açılışa katıldı ve merkezi açan Lucien Arkas’a bu değerli yatırım için teşekkür ettikten sonra gazetecilerin soruları başladı. Konu tatil beldelerindeki pahalılığa da geldi kaçınılmaz olarak... “Genç sanatçılar pahalılıktan dolayı Çeşme’ye gelemiyor, barınma problemi sanatın buraya taşınmasına da engel oluyor” şeklindeki bir tespit ve soru üzerine Başkan Denizli şu cevabı verdi: “Bu düşünceyi turizm açısından sakıncalı buluyorum. Çeşme pahalı mı? Evet ama Çeşme’nin pahalılığı Türkiye’den farklı değil. Bugün enflasyonun yüzde 150 sınırlarını geçtiği bir ülkede, barınma sorununun tüm Türkiye’ye yayıldığı bir ülkede lokasyon üzerinden pahalılık tartışması yapılması bana göre yanlış. Bodrum Çeşme gibi sezonluk bölgeler her zaman piyasanın üzerinde fiyatlara sahipti. Elbette ülkedeki fiyat artışları sezonluk bölgeleri daha fazla etkilemiş olabilir ama bu meseleyi Çeşme Bodrum İzmir üzerinden tartışmak doğru değil.”

* * *

Bana da bu mevzuya sakıncalı demek çok sakıncalı geliyor nedense! Zira gerçeği kabul etmeyince sorunların da üzerine gidilmiyor maalesef. Evet, Türkiye’de genel bir pahalılık olduğu doğrudur; hem konut, hem otel, hem yeme içme anlamında uçurumun giderek açıldığı herkesin malumudur. Fakat Çeşme ve Bodrum gibi yerlerde kantarın topuzunun iyice kaçtığını da kabul etmek gerek. Beach ücretleri, gecelik otel konaklama fiyatları hatta lahmacunun fiyatı dahi insanların kaçmasına yetiyor. Bir başkan olarak Denizli yaklaşımında haklı olabilir, onu da anlıyorum ama bu beldelerdeki pahalılığı ‘her yer böyle’ diyerek normalize etmek yerine işe yarar çözümler bulunmalı bana kalırsa. Daha fazla halk plajı mesela daha hoş olmaz mı? İnsanların en az 1500 TL verip plaja girmesi normal mi ya da? Pahalılık ayrı, fırsatçılık apayrı. Parası, zenginliği dillere destan Demet Akalın bile Çeşme’deki fiyatlara isyan ediyorsa, vatandaşı siz düşünün bi’ zahmet.

Haberin Devamı

Pahalılığı Bodrum Çeşme üzerinden tartışmak…

Yunan adaları huzursuzluğu

Yukarıdaki yazıyı yazarken bir habere denk geldim... ‘Yerli turistin Yunan adalarına olan ilgisinin turizmcilerde yarattığı huzursuzluk’ üzerine bir yazı. Mesela bir turizmci diyor ki, “Eğer fiyat düşürebiliyor olsaydık, boş kalmak yerine fiyatlar düşürülürdü ama maliyetler çok yüksek. Yanlış karşılaştırmalar ve bunu kullanan birkaç işletmeden ötürü tüm sektörü sorumlu tutamayız…” Pardon ama ‘birkaç işletme’ mi? Benim bildiğim genel halimiz bu! Çeşme’de bir iki halk plajı hariç; 1000 TL’nin altında gireceğiniz kaç plaj var? Bir akşam yemeği yediğinizde, kaç liraya o masadan kalkacağınızı biliyor musunuz? Sosyal medyada Çeşme’deki 7 bin 800 TL olan bir hesabın, komşu Sakız’da 2 bin 800 liraya denk geldiğini gösteren adisyonlar paylaşılıyor bu arada. Geçelim bu mağdur edebiyatını o yüzden. Yunan adalarındaki gibi düşürün fiyatları, kaldırın astronomik giriş ücretlerini, insanlar makul fiyata yesin içsin, bakalım o upuzun kuyruklara girip adalara gidiyor mu? Hem ‘maliyet yüksek’ de, ‘fiyatları düşüremem’ de, hem de tatilci adalara gitmesin diye kapıda vize uygulamasını şikayet et! Ne güzel dünya ya. Şu kadarını söyleyeyim; adalara günlük vizeyi kaldırsanız bile kimse sizin fahiş fiyatlı beach’inize gelip orada lahmacun yemeyecek, buna inanın! Kafanızı, vizyonunuzu, bakışınızı değiştirmek zorundasınız.

Haberin Devamı

Pahalılığı Bodrum Çeşme üzerinden tartışmak…

Ufak bir şezlong sorunsalı

Madem tatil kafasındayız, ordan devam… Hollandalı bir kadın Türkiye tatilinde çektiği görüntüleri Tik Tok’ta yayınlayınca ortalık karışmış. Gece 02.00’de bir video çekmiş. Videoda, havuzun başındaki şezlongların tamamının üzerinde havlu ya da kişisel eşyalar var. Sebep de sabah şezlong kavgası vermemek! Bu duruma tepki gösteren kadın, tüm eşyaları toplayıp tek bir şezlongun üzerine bırakmış. Kimi kadına hak verirken kimi de ‘Sen kim oluyorsun da başkalarının eşyalarına dokunuyorsun’ diye tepki göstermiş. O kadar yaygın bir durum ki… On yıl kadar önce, ismi lazım değil, çok lüks ve meşhur bir otelde yaşadım aynı sorunu. Geceden havlular, kıyafetler şezlonglara bırakılıyordu, kalan yerleri de sabah 6’da kapan kapıyor, tekrar gidip yatıyordu. Öğlen gelene kadar o şezlongları kendilerine bağlıyorlardı. Bir, üç, beş, sonra dayanamayıp bir yazı yazdım; ‘bu kadar para ödediğimiz otelde askerlik mi yapıyoruz, tatil mi’ diye? Yazı otel yönetiminde kriz çıkardı tabii. Bir ay sonra aynı otele giden bir arkadaşım, bana odalara konulan duyurunun fotoğrafını attı. Kağıtta “Sabah 8’den önce şezlonglara bırakılan eşyaların müdüriyetten teslim alınacağı” bilgisi vardı. İşte budur! Ve ne yazık ki medeniyetsiz toplumlarda her şeyi oluruna bırakamıyorsun. Hollandalı tatilci de isyanında sonuna kadar haklı ama otel yönetimine başvurmalıydı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder