Şirin SeverTarkan mı, Edis mi?

HABERİ PAYLAŞ

Tarkan mı, Edis mi?

Evet, müzik ve magazin dünyasının yeni tartışması bu! İkisi de yakın zamanda birer yaz şarkısı çıkardığı için kaçınılmazdı. Zaten Edis’e hep ‘yeni Tarkan’ yaftası yapıştırılıyordu. Edis, bu kıyaslamayı her seferinde reddediyor, ‘O Tarkan!’ diye hakkını teslim ediyordu ama maalesef durum bu! Seviyoruz yarışmayı, yarıştırmayı. Yeni Türkan Şoray çıkarmaya da bayılıyoruz, yeni Kadir İnanır bulmaya da. Bu da aynı hesap. Oysa Tarkan başka bir noktada artık. En tepede. Edis ise dansıyla, yaşıyla, kıpır kıpır şarkılarıyla Z kuşağının ilahı. Aynı kefeye koymak haksızlık. Ama yaz günü ne konuşacağız? Elbette şarkıları! ‘Yap Bi Güzellik’ mi, ‘Yalancı’ mı peki? Maalesef ikisi de değil! Ben ikisinin de dillere yapışacak, uzun süre dinlenecek şarkılar olduğunu düşünmüyorum.

Haberin Devamı
  • Mesela, ‘Yap Bi Güzellik’... Çıtayı her seferinde daha yukarıya çıkartmasını beklediğimiz Tarkan, güvenli sularda yüzmüş; alışıldık, şaşırtmayan, bildik melodilerden yürümüş. Her Tarkan şarkısı gibi dinledikçe alıştığımız bir şarkı olmuş. Daha önce de dediğim gibi, ne bir ‘Kuzu Kuzu’ ne bir ‘Şımarık’, ne de o unutulmayan ‘eski’lerden. Tabii Tarkan sahneye çıkmadıkça özleniyor, ne verse gidiyor. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere, Tarkan bu yaz da konser vermiyor sevgili dostlar. O zaman önümüzdeki yazlara diyelim, bekleyelim.
  • ‘Yalancı’ya gelirsek.. Edis’in şarkısı kıpır kıpır, fıkır fıkır. Ama sözler klişe, müzik klişe. Bir ‘Arıyorum’, bir ‘Martılar’ gibi güçlü değil, etkileyici değil, patlamıyor, dilimize yapışmıyor. ‘Yaz geldi, hemen bir şarkı sürelim piyasaya’ tadında, aceleye gelmiş sanki. Dile takılan, seni durduran, dikkat kesildiğin bir detayı yok maalesef. Durmak yok yola devam diyelim.

SEFO, REFO, MERO, CAPO…

Müzikle başladık madem, ordan devam… Epeydir rap müzik yükselişte, hatta biz ona çıldırmış diyelim en iyisi!! Pop müzik bile rapçi düetleriyle ivme almaya çalışıyor. Ki, ben de bu sayede her gün yeni bir rapçi ile tanışıyorum. Bu arada en çok dinlediğim isim Sefo. İyi şarkı yapıyor, samimi giriyor meseleye bence. Haliyle taklitleri de oluyor bol bol.

Geçen gün dijital platformlardaki müzik listelerine bakayım dedim, Sefo’ya yakın isimlerle piyasaya çıkanları gördüm, şaşırdım! Ne kadar çoklar! Tamam rap patlama yaptı anladık ama isimler niye bu kadar benzer? Refo, Capo, Mero… Böyle uzayıp gidiyor listeler. Bir kanalda kadın programı tutunca, diğerlerinin de aynısını ekrana sürmesine benziyor bu iş. Özgün bir isim bulsanıza kendinize kardeşim, delirdiniz mi?

Neden esmiyor dersiniz?

Çok sıcak değil mi? Esmiyor. Hem de hiç esmiyor! Özellikle gündüzleri İstanbul cayır cayır yanıyor. Küresel ısınma etkisi ayrı ama şehirlerde hiç esinti olmamasının bir nedeni daha var: Gökdelenlerin, yaz aylarında şehirleri soba gibi ısıtması! Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi’nin paylaştığı verilere göre; Türkiye’de boyu 150 metreden yüksek 67 gökdelen varmış.

Bu gökdelenler ve cam giydirilerek yapılan binalar, iklim kriziyle mücadelede büyük engel oluşturuyormuş. Okuduğum haber diyor ki; şehirlerdeki asfalttan arabalara kadar bütün materyaller, gün boyunca depoladıkları güneş enerjisini gece atmosfere salıyor. Bu da bir nevi battaniye görevi görüyor. Cam binalar da bu enerjiyi gün boyu yansıttığı için kırsala göre hava daha da sıcaklaşıyor, ‘ısı adaları’ oluşuyor.

Haberin Devamı

Bu yüzden hissedilen sıcaklık en az üç derece artmış oluyor. E, binalar da rüzgarı kestiği için, deyim yerindeyse yanıyoruz! Üstelik bu cam kuleler ve gökdelenler sonucu ortaya çıkan ‘ısı adaları’ ölüm oranlarını yüzde 10’dan fazla artırıyormuş. Bu bilgiyi buraya bırakayım ki, ağaçlara ve doğaya neden ihtiyacımız olduğunu iyice anlayalım, ardından sonraki yazıya geçeyim.

AĞAÇ DİK VE SOSYALLEŞ!

Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, doğal sebeplerle oluşan yangınlar toplam yanan alanların yüzde 2’sini oluştururken, insan kaynaklı çıkan yangınlar ise yüzde 98’ini oluşturuyor. Çok yazık oluyor. Ağaçları, ormanı, doğayı, temiz havayı kaybediyoruz. İşte bir grup üniversite öğrencisi düşünüp taşınmış ve şahane bir platform hayata geçirmiş.

Haberin Devamı

Adı, AĞAÇLA. Fidan dikerken insanların sosyalleşmesini sağlayan, sosyal bir girişim bu. Kim bunu yapanlar? Üniversite öğrencileri ve iş profesyonelleri. Ormanlaşma konusunda yeterince teşvik edici unsur bulunmadığı için, fidan dikme işini nasıl daha fazla insana ulaştırabiliriz diye düşünüp yola çıkmışlar. İşte genç kafası derler buna! Bu yeni nesil fidan dikme uygulamasında, her yaş grubundan kullanıcı fidan dikebiliyor.

Uygulamayı indiren kullanıcılar, fidan dikmeye başlamak için haritadan uygun yerleri seçiyor, sonra diktikleri fidanın durumunu kolaylıkla takip edebiliyor. Uygulama, kullanıcıların diktikleri fidanın yanında bulunan diğer fidan sahipleriyle iletişime geçebilmesine ve sosyal medyalarını inceleyebilmelerine imkan sağlıyor.

Aynı zamanda kullanıcılar uygulamada bulunan ara yüz sayesinde, ağaçlarının büyümesini ve gelişmesini animasyon ekranı üzerinden kolayla gözlemleyebiliyor. Son zamanlarda varlığını iyice hissettiğimiz iklim krizi üzerine düşünen, insanları da teşvik eden bu gençleri tebrik ediyorum.

Geçen hafta olan biten…

  • Yerebatan Sarnıcı beş yıl süren restorasyonun ardından açıldı. 1500 yıllık sarnıç, depreme karşı güçlendirildi, en dipteki özgün zemine ulaşıldı, en önemlisi de yeni heykeller eklendi. Görenler ‘şahane olmuş’ diyor. En kısa zamanda gitmeli, görmeli.
  •  Almanya karardı! Yani enerji tasarrufu için kamu binaları ve tarihi yapıların ışıkları artık yakılmayacak. Doğalgaz krizi bize de sıçrayabilir! Hatta dünya öyle bir yere gidebilir ki, yağ kuyrukları falan tekrar başlayabilir diye korkuyorum resmen.
  • İlhan İrem’i kaybettik maalesef… O müzik dünyasında bir klasikti, son romantiklerdendi. Fakat herkesin, onun öldüğü gün şarkılarını hatırlaması, çalması, o şarkılar üzerine methiyeler düzmesi çok manidar değil mi?
Sıradaki haber yükleniyor...
holder