Şirin SeverÜnlü dolu ve 'Değişik' bir meclis olacak gibi...

HABERİ PAYLAŞ

Ünlü dolu ve 'Değişik' bir meclis olacak gibi...

Siyaset söz konusu olduğunda, tarafım bellidir: Hakkaniyetli, dürüst, adaletli, insandan yana, ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışını destekliyorum. Yani ‘kimseci’ değilim. Doğru olanı, işini iyi yapanı desteklerim, alkışlarım, yanlış yapanı da eleştiririm. Hangi partiden olursa olsun, kim olursa olsun. O yüzden kimseye düşmanlık da, amigoluk da yapmamak adına siyasete pek girmiyorum bu köşede. Gelin görün ki, önümüzde çok önemli bir seçim var, adaylar oldukça şaşırtıcı ve ‘değişik’. Yazmayayım da içimde mi kalsın yani?!! Niyeyse, ünlüler bol mesela. Spor camiasından, sanat dünyasından bol isim var.

Haberin Devamı

Meclis’i yan gelip yatma, vekil maaşı alma yeri olarak görüp hiç çalışmayan onca isim geçti siyaset hayatından, o yüzden yenileri neden listelerde, ihtiyaç var mıydı bunlara meraktayım açıkçası. Aday yapılmadığı için çok sevindiğim isimler var öncelikle... Deprem bölgesinde onca sorun varken, milletvekili olmak için görevini bırakanlar mesela. Neyse ki aday gösterilmediler. Oh, çok iyi oldu. İnsanların ayarlarıyla oynamayacaksın! Gelelim diğerlerine…

KADIN ADAY YİNE AZ, ASLANTUĞ İYİ Kİ VAR!

  • Bu dönem Meclis’te 600 milletvekilinin sadece 103’ü kadındı. 14 Mayıs seçimleri içinse AK Parti 113, CHP ittifak ortaklarıyla birlikte 147, İYİ Parti 152, MHP 90 kadın adaya listelerinde yer verdi. Ancak bunların yarıdan azı seçilebilecek sıralarda ne yazık ki. Yani yine hüsran, yine hayal kırıklığı. Yalnız CHP listelerinde bir detay var; o da şu: 10 seçim bölgesinde kadın adaylar liste başı yapıldı. İşte bu kararı ‘yetmez ama evet’ diyerek alkışlıyorum.
  • Şov dünyasından birçok ünlü isim milletvekili olmak için gönül verdiği siyasi partiye başvurdu. Kimi İbrahim Tatlıses gibi hüsrana uğradı, kiminin de hayali gerçek oldu. Kafası çalışan, düşünen, bilgi ve görgüsüyle fayda sağlayacak olanları, vizyoner olanları tenzih ederim ama sırf şöhreti yüzünden Meclis’e girecek olanın bize faydası ne olacak acaba?
  • Candan Erçetin, Filiz Taçbaş, en çok da Faik Öztürk ne alaka? Bu arada Onur Akın’ın listeye alınmaması ise enteresan.
  • Ama bakın, ünlü isimler arasında ‘Niye Meclis’te olsun ki?’ demeyeceğim nadir isimler var kendi adıma, onlardan biri de Mehmet Aslantuğ… Söylediği her lafa, duruşuna, hakkaniyetine (Ahmet Kaya olayını hatırlayın) siyasette olmasına en çok sevindiğim isimlerden. Faydalı olacağına, hizmet edeceğine, bize iyi geleceğine inancım tam, yeter ki üzmesinler küstürmesinler böyle naif insanları.
  • Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın sanat danışmanı Davut Güloğlu imiş ve İstanbul’dan adaymış. Siyaset konusu da, sanat danışmanlığı da ne alaka mesela? Bugüne kadar tek fikrini duymadığımdan şaşırdım, neyse belki de benim eksikliğimdir.
  • Kerem Fırtına’yı ‘Kiralık Aşk’ dizisinden tanırsınız mutlaka, o da Yeşil Sol Parti’nin İstanbul adayı. Kendisini takip ediyorum, gayet politik bir kimliktir. Güleryüzlü, naif olanlarından tabii. Yolu belliydi diyeyim, siz anlayın. O zaman yolu açık olsun.
  • Bir de çok güldüğüm bir aile var Şırnak’ta; Tatar Ailesi.. 4 isim, 4 farklı partiden birinci sıradan aday olmuş. Herkes farklı düşünebilir tabii de, bu istikrar fazla değil mi?! Yoksa mesele birinci sıra mıydı?

ŞU SAÇMA RÖPORTAJLAR AZALARAK BİTSE KEŞKE…

Seçim demişken, inanılmaz rahatsız olduğum bir konu var. İnsanları bölen, ötekileştiren, sunucuların terbiyesizliğinin had safhaya çıktığı sokak röportajlarından bahsedeceğim. Sosyal medyada rastlıyorsunuzdur mutlaka… Eline mikrofonu alan; siyasi eğilimler, pahalılık, çeşitli konular hakkında sokağın nabzını tutuyor güya. Özellikle seçim dönemi iyice arttı sayıları. Fakat bazılarına şaşakalıyorum resmen.

Geçenlerde AK Parti’ye oy verenlere hakaretler, aşağılamalar, beddualar eden bir kadın gündem oldu mesela. Eleştiri bile değil, delirmiş bir kadın vardı ortada. Birilerinden hoşlanmayabilirsin, nefret de edebilirsin ama bunları uluorta söyleyip/söylettirip nefret kusamazsın. Peki sadece konuşanlar mı? Mikrofon tutanlar da bir acayip. Bir kadın, genç kıza uzatmış mikrofonunu; kız nelerden/ neden memnun olmadığını anlatıyor ama muhabir dinlemiyor, konuşturmuyor, kıza hakaretler ediyor, ‘kudurdun mu?’ diye soracak kadar ileri gidiyor.

Haberin Devamı

Bu nasıl bir üslup, bu nasıl bir çirkinlik? İzlerken dedim ki, ‘bana yapsaydı bunu, suratına tokadı yapıştırırdım.’ Twitter’a her girdiğimde bu nefret kusan diyalogları görmekten çok sıkıldım. Hiçbir amaca da hizmet etmiyor. Karşı tarafa küfrettirmek mi ihtiyacımız olan şey? Ötekileştirmeyen, birleştiren, anlayan, kucaklayan bir dile ihtiyacımız varken, bunların kime ne faydası var? Keşke kimse bunlara prim vermese, yayımlanmasına, yayılmasına aracılık etmese ve azalarak bitse tüm bu tuhaf röportaj modası.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder