Vay be! Büyük oyunu gördüler

Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu Meclis’te vekiller için yaptığı sunumda şunları söylemiş:

“Madonna’nın ismindeki sesli harfleri çıkarın, MDNN kalır. MDMA diye bir madde var ya, ecstasy.. Bakın turne kapağına, kafası bulanmış, madde keyfinde bir kadın yüzü... Bakın bu gizli bir mesajdır. Bunları hesap eden bir birim lazım. Madonna’yı o albümle sokmayacaksınız Türkiye’ye. Girdiyse, belli yaş grubuna izin vereceksiniz...”

Şimdi bu konuşmaya bakıp söyleyin bana…

Böylesine büyük oyunları görme konusunda yetenekli, böylesine zeki bir millet nasıl 25 yaşındaki bir uyanık tarafından kandırılabilir?



Bu ince zeka, tereyağından kıl çeker gibi olayları çözebilen vizyonla bu toplum nasıl böyle arka arkaya kandırılabilir, tuzağa düşürülebilir?

Düşünüyorum, düşünüyorum vallahi bulamıyorum ya...

Bir değil iki değil

Önce Jet Fadıl…

Hem de bir kez değil. Sonra Titan Saadet Zinciri’yle Kenan Şeranoğlu. Şimdi de Çiftlik Bank’ı kuran Mehmet Aydın. Soyup soğana çevirdiler insanları. Dolandırılanlara soruyorlar şimdi, “Nasıl kandınız?” diye... “Bu kadar insan aptal olamaz diye düşündük” diyorlar. Keşke düşünmeseydiniz! Memleket Ali Baba’nın çiftliğine dönmüş, siz hala düşünüyorsunuz! Pes valla.

Keyfimiz bol olsun beyler!

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ekibi yemek yemiş, dizinin başarısını kutlamış bir güzel. Şahane. Benim de izlediğim ve sevdiğim bir dizi. Sonra sosyal medyada içki kadehlerini masanın altına indirmek suretiyle fotoğraflar paylaşılmış...



Durum farkedilince de sosyal medyanın diline düşmüşler anında.

DİZİDEN Mİ ATARLAR?

Şahan Gökbakar dahi dayanamamış şunu yazmış; “Rakı içiyorsanız afiyetle için, kasmayın bu kadar ya! Kim ne diyecek size? Dese ne olur ayrıca? Rakı balık yaptınız diye diziden mi atacaklar…”

Eminim rakı balık olayına girenler diziden atılmıyordur.

Oyuncuların bu konudaki hassasiyeti de rol bulup bulmamakla ilgili değildir, inanmak istemem zira...

Ama şu bir gerçek ki, bu dizinin yapımcıları, her fırsatta siyaseten durduğu yeri göstermeyi tercih ediyor...

Politik olarak tavır alan, dizi oyuncularını seçerken bile buna dikkat edeceklerini duyuran bir ekip. (Bakınız zamanındaki açıklamalara) İşte ben diyorum ki...

Asıl tartışılması gereken rakı kadehlerinin saklanması falan değil. Dizi oyuncularının dahi bunu saklayacak duruma getirilmesi, onlardan bile bunun beklenmesi, böyle bir ortamın oluşturulmasıdır.

Buna karşı tavır almak kişiyle ilgili bir durum, ki öyle delikanlılar da az. En azından çok güldüğüm bir tweeti yazıp, çekileyim:

“Oktay Kaynarca ve ekibi insanların canı çekmesin diye rakı bardaklarını saklamış, şu inceliğe bakar mısınız?”

MOBBİNG MAĞDURU POLİS CANSU!

Dijital platformlar hızını alamadı, TV’deki tekdüzeliğe inat arka arkaya acayip prodüksiyon ve acayip kadrolarla dizi üretmeye devam ediyorlar. Onlardan biri; ‘Şahsiyet’.

Haluk Bilginer, Cansu Dere, Şebnem Bozoklu, Necip Memilli, Müjde Ar gibi bir kadroyla bugün yayında. Onur Saylak’ın yönettiği, Hakan Günday’ın yazdığı diziyi önden izledim... İşte notlarım...



■ Bir kere sanatsal bir iş, epey ağır. Televizyonda olsa, iki haftada yayından kalkacak bir kalite var. Dijital mecrada dizi yayınlamanın esprisi de bu değil mi zaten?

■ Oyunculuklar çok iyi. Cansu Dere, erkek meslektaşları tarafından mobbing’e uğrayan polis rolünü çok iyi oynuyor.

■ Haluk Bilginer Alzheimer olduğunu öğrenince seri katil olmaya karar veren biri. Performansı her zamanki gibi süper.

■ Dizilerin kötü adamı Necip Memilli, ki çok beğenirim oyunculuğunu, ters köşe yapmış, bu kez komiser rolünde. Çok iyi.

■ Onur Saylak’ın hareketli anlatımı takibi canlı tutuyor, kurgu sıradışı, mekanlar sanatsal.

■ Bazı sahneler gereksiz uzatılmış, sıkıyor. Sonuç? Bugün Puhu TV’de başlıyor, görelim bakalım Fi-Çi kadar ilgi görecek mi?