Manchester için kötü gidişe bir son verme maçıydı. Den Hag elindeki tüm silahları sahaya sürmüş. Deyim yerindeyse topuyla tüfeğiyle çıkmış. ‘Oysa ne güzel başlamıştık’ diye söylerdi spikerler. Öyle oldu. Kerem konratakta Zaha’ya aktaramayınca pozisyon kaçtı. Sanchez önce ofsaytı bozdu sonra da adamını kaçırdı ve golü yedik. Bozulan moralimizi eski United’lı Zaha düzeltti.
Hakem maçın her anında bu seviyenin adamı olmadığını gösterdi. Biz bir de kendi hakemlerimizi beğenmiyoruz. Torreira’nın orta alan etkisi bizim ligimizdeki gibi değildi. İlk yarı istediğimiz sonuçla soyunma odasına gittik. Oyun Mertens’i çağırıyordu. Kaan hem kesici rolünü hem de top dağıtma işini iyi yaptı. Boey takımı atağa kaldırıp rakip kalede pozisyona soktuğu dakikanın devamında kalemizde golü kurtardı.
Oliveira ve Barış’ın girmesi rakibin daha çok işine yaradı. Sanchez’in ayağı kayınca, Abdülkerim de yetişemeyince Hojlund cezayı kesti. Şampiyonlar Ligi bu tür hataları kaldırmıyor. Kerem geri dönüşümüzü önce öyle bir kaçırdı ki akıllara zarar. Aynı golü Kopenhag maçında da kaçırdı ama üçüncü denemede başardı. Herkesin hata beklediği Onana beklentileri boş çıkarmadı. Kazanılan penaltıyı Icardi gibi bir golcü kaçırdı. Üstelik rakip on kişi! Rakibin moralini önce Abdülkerim golü önleyerek bozdu sonra da Icardi ‘ben kolay gol atmayı sevmiyorum’ dercesine vurdu. Casemiro’nun yediği kırmızı ekmeğimize orta sahada yağ sürdü resmen.
Casemiro rakibin yarısıymış. Son dakikalar nefeslerimizi tuttuk. Okan Buruk United’ı ikinci kez yendi. Tebrikler Okan Buruk, tebrikler takım! Koltuğu sallantıda olan Erik Ten Hag’ın gevrek dalları kırıldı. Çok önemli bir galibiyet.