Galler maçındaki tutuk futbolumuzun Romanya-Litvanya: 3-1 üstüne zorunlu kadro değişiklikleri ile çıktık İzlanda karşısına. Avrupa Futbol Şampiyonası’nın üzerinden henüz iki ay geçmiş. Bu şampiyonanın en flaş takımı olan Türkiye’nin son oynadığı maçtaki oyun olarak düşüşü ise tedirginlik yaratmıştı. İlk atağımızda Kerem, Umut’un ‘tık’ diye bıraktığı topu ‘tık’ diye köşeye yuvarladı ve tedirginlik yerini coşkuya bıraktı. İzmir’de tabiri caiz ise Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşunu Kerem atmış oldu. Takım rahatlayınca klas ayaklarımız da rahatladı ve resital başladı.
Biz oynadıkça da İzlanda’nın futbolu; Ömer Üründül yorumu kıvamında kaldı. Can sıkıcı futbollarında golü bulmalarının tek bir yolu vardı; duran toplar. Oynamadan beraberliği buldular. İlk yarının sonunda hakem ve VAR bizim penaltıyı beraber bir güzel yediler. İkinci yarı başında Kerem bir Harry Potter vuruşu daha yaptı. Top sihirli gibi gitti köşeye. Ömer abi bile (Üründül) bu gol sonrası, neredeyse yıllar sonra peş peşe 6-7 cümle kurdu. Kerem’in hat-trick’i de VAR’a takıldı. Bence bu golümüzü de yediler. İzlanda bu saatten sonra risk almak zorundaydı. Bulduğumuz bir boşlukta Umut çok pis kaçırdı. Son yirmiye yerinde değişiklikler ile girdik.
3. gol şansı VAR’a takılan Kerem hattrick yapmayı kafasına koymuş. Arda’nın asistinde yine yazdı. Çocuk bir kere coşmuş. Benficalıların keyfi bu akşamdan sonra iyice yerine gelmiştir. İzmir’in kurtuluşunun 101. yılı kutlu olsun. Askerliğimi Narlıdere’de İstihkam olarak yaptığım için yarı İzmirli sayılırım. 9 Eylül Kurtuluş Savaşımızın finali, Cumhuriyetimizin bir nevi başlangıcıdır. Bu maçın İzmir’de oynanması son derece yerinde ve güzel olmuştur. Dün akşam; Türk’ün durdurulamaz futbolunun başlangıcı olsun.