Her şeyden önemlisi; bugün Cumhuriyetimizin 101. yılı. Kutlu olsun! YAŞASIN CUMHURİYET !!! Öncelikle, Galatasaray taraftarının her önemli maç öncesi takımına verdiği bir öğüttür konsantrasyon. Sosyal medyada hemen her Cim Bom’lu paylaşır bunu. Öyle ya; konsantrasyonunu kaybedersen üç farklı önde olduğun maçı bile tehlikeye atarsın. Başlama vuruşuna yarım saat kala bando takımı çaldığı marşlarla coşkuyu iyice arttırdı. Beşiktaş rakibinin üstüne geleceğini öngördüğü için oyunu geniş alana yaymaya, top çevirmeye ve biraz da soğutmaya başladı. Galatasaray adına final pasları başarılı olamayınca iş duran bir topa kaldı. İlk yarı takımının en iyisi Sanchez’in kafası dengeyi bozdu.
Farkı açabilecek pozisyonlarda final pasları yine başarısız oldu. Icardi ve Barış Alper’in bir şekilde güçsüz olduğunu gördük. İkinci yarı Galatasaray tempoyu bir türlü istediği hıza ulaştırmadı. Düşük tempo Beşiktaş’ın işine yaradı. Maçın dönmemesi adına bir gol lazımdı. Sara ikinci defa adrese teslim ortaladı, Osimhen de kafayla yazdı. Yorulanların yerine değişiklikler son 10 dakika içinde geldi. Mertens girer girmez duran topların başına geçti ama bu konuda Sara bence daha maharetli. Son dakikalarda Muçi müthiş bir gol attı ve bu büyük derbide son saniyelere büyük bir heyecan getirdi. Bu heyecanı keşke maç boyunca görebilseydik. İki güzide takımın rekabetinde bu yıl tam bir asır geride kaldı. Acısıyla tatlısıyla şanlı bir yüz yıl. Nice asırlar iki şanlı takım. Kazanan Galatasaray’ı tebrik ediyorum. Daha konsantre olan üç puanı aldı.