Burcu Güneş sesini çok beğendiğim ama yıllardır hak ettiği yerde olmadığını düşündüğüm popçulardan biridir. Geçenlerde katıldığı bir programda özel hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Üvey anne ile büyüdüğünü, öz annesini 18 yaşına kadar göremediğini anlattı. Kim bilir içinde ne yaralar saklı. Kabuk bağlayan, zaman zaman da film şeridi gibi önünden geçen.
Yaşadıklarını anlatırken bile hala onun ruhunda yara açanlara karşı kırmamak, onları üzmemek için inanılmaz hassas ve naifti. Sözcüklerini bile özenle seçti. Ama yıllardır içinden atamadığı mutsuzluğu her sözcüğünden belliydi. İçine dönmeden, yaşadıklarıyla yüzleşmeden, geçmeyecek gibi. Konuş Burcu, biliyorum ki konuştukça rahatlayacaksın, rahatladıkça kendinle daha da çok barışacaksın.
Omuzlarındaki o ağır yükleri atıp gerçek Burcu’yla kucaklaşacaksın. İnan bana bunu yaptığında hem kariyer olarak hem de ruhsal olarak hafifleyeceksin. Bunu da ancak konuşarak yapabilirsin.
KENDİ SEÇİMLERİ
Son bir haftanın magazin gündeminin ilk sırasında Neslihan Atagül ve Kadir Doğulu var. Geçtiğimiz hafta Kadir Doğulu’nun Çeşme’de iki kadınla olan samimi görüntüleri herkesin dilinde. Çift için yapılmayan yorum, söylenmeyen şey kalmadı.
Neslihan’ın Kadir Doğulu’dan boşanması için herkes el ele vermiş, Kadir’in ne dervişliğini bıraktılar ne filozofluğunu. Ellerinde olsa boşanma kararı almadığı için Neslihan’ı bir kaşık suda boğacaklar. Neslihan’ın bu durum umurunda değil. İnanmak istediği sadece eşi. Ve ona inanıyor. Çünkü kocasına çok aşık. Sadece görmek istediğini görüyor. Bu durumda Kadir’e olan kızgınlığımızı, Neslihan’a yapıldığını düşündüğümüz hatayı içselleştirip onları eleştirmek yerine artık bu duruma saygı duyup susmak gerek.
İşte önümüzde Ebru Şallı örneği. Gördüğü şiddet sonrasında kendisine destek olanları yalanlamadı mı? Evini ayırdı sonra barışıp Paris’te dudak dudağa poz vermedi mi? Bazıları doğrularıyla, yanlışlarıyla, hatalarıyla sever ve kabul eder. Ta ki sevgileri aşkları bitene kadar. Demek ki ikisinde de aşk hâlâ baki. O zaman zorlamaya, bu çiftleri mutlu dünyalarında rahatsız etmeye gerek yok. Herkes yaşamak istediği hayatı istediği, kabul ettiği şekilde yaşar. Bize de sadece mutluluklar dileyip, yaşayacakları yeni krizlere kadar susmak düşer.
BENDEN SÖYLEMESİ
Nebahat Çehre’yi çok severim. Türkiye’nin en şık, en zarif kadınlarından biri. Uzun zamandır da ekranlardan uzak. Her konuşmamızda ‘Hadi artık sizi ekranda görelim’ diye de çok sitem etmişliğim vardır. Onca teklifi maalesef elinin tersiyle iter.
Geçenlerde Nebahat Çehre’yi muhabir arkadaşlar yine Nişantaşı’nda çekmiş. Nebahat Hanım “İyi bir proje ile artık jübilemi yapmak istiyorum” demiş. Hemen aklıma yıllar önce Cem Yılmaz’ın “Nebahat Çehre ile aynı projede çok olmak isterim” sözü geldi. Hatta benim de yaptığım bir röportajda Cem Yılmaz’dan teklif beklediğini söylemişti.
Nebahat Çehre, jübilesini yapmak isterken, Cem Yılmaz yakında ‘Erşan Kuneri’nin ikinci sezon çekimlerine hazırlanırken bu ikiliyi birlikte görmek güzel olmaz mıydı? Hazır aklıma gelmişken bir hatırlatma yapayım dedim. Gerisi Cem Yılmaz ve Nebahat Çehre’ye kalmış. Belli mi olur... Benden söylemesi.
İKİSİNE DE MUTLULUKLAR
Medyanın en sevilen, en özenilen, en örnek gösterilen çiftlerinden biriydi Arzum Onan ve Mehmet Aslantuğ çifti. Birbirlerine yakışan, birlikte uyum içinde olan. Verdikleri tüm röportajlarda bu zamana kadar mutlu evliliklerinin, aşklarının sırrını anlatan.
Okuduğum onca röportajı düşününce demek ki mutluluk da bir süre sonra yorulabiliyormuş. Yerini dostluk, arkadaşlık alabiliyormuş. Çift şu sıralar boşanmak üzere. Yine kendilerine yakıştığı şekilde. Kırmadan, üzmeden, incitmeden, birbirlerini karalamayı seçmeden ayrılırken de birbirlerine sahip çıkarak evliliklerini noktalıyorlar.
Eminim bundan sonraki hayatlarında da en zor zamanlarında yine omuz omuza olacaklar. Umarım seçtikleri yeni hayatları ikisine de mutluluk getirir.