Bugüne kadar tam 45 senedir ben okuyucularımın sorusuna yanıt veriyorum. Bugün ben bir soru soracağım. Sporcu nasıl olur? Sporcunun vasıfları nedir? Bunun bir tek yanıtı yok, genellikle iyi bir sporcunun kendisini bedensel ve ruhsal olarak geliştirmiş, disiplinli çalışan, sağlığını koruyan ve çevresine de bu gözle bakıp bu kuralları çevresi için de uygulamayı bilen sağlıklı kişiyi çağrıştırır. Öyle değil mi? Şimdi pazartesi günkü gazetemizdeki bir haberi aktarıyorum: “İrlandalı tüy sıklet John Cooney (28) geçen hafta Nathan Howells ile maçı sırasında fenalaştı. Maçın dokuzuncu raundunda yere yığılan Cooney’in beyin kanaması geçirdiği belirlendi. Hastanede ameliyata alındı ancak önceki gün öldüğü açıklandı.” Yukarıda bir insanın ölümünden söz ettim, daha 28 yaşında. Peki buna neden olan kişi ceza alacak mı? Hayır, almayacak. Peki bu bir suç değil mi? Yok değil, sporda bu suç değil. Bu tezi savununlar, sporda zarara uğrayanların buna razı olduğu iddiasında. Peki biri intihar etmek istese ve bunu karşısındaki birine yaptırsa suç değil mi? Kesinlikle suç. Peki bu sporcu öldürüldü, nasıl suç olmadı? Evet suç olmadı çünkü yaptıkları spordu. İşte ben zaman zaman karşısındakini bayıltana kadar hatta bazen öldürene kadar dövmenin spor olmadığını söyledim, nedeni işte buydu. Sporcu kendisini bedensel ve ruhsal olarak geliştirmiş, sağlıklı, çevreye ve insana ve rakibine saygı duyan kimsedir, bile bile öldüren değil. Bu örnek de tek değildir. Muhammet Ali bile senelerce beyin hasarı nedeni ile titreye titreye öldü. Sorsaydık acaba değer miydi? İşte bunu soruyorum, horoz dövüşü bile yasak, insan dövüşü ise serbest. Şimdi bu spor ve sporcunun tarifine uyuyor mu?