Horon tepti, halay çekti

29 Ekim coşkusu en çok meydanlarda yaşandı. Türkiye’nin dört bir yanında kurulan sahnelerde müthiş konserler düzenlendi. Hepsi birbirinden iyiydi ama Edis’in Maltepe Etkinlik Alanı’ndaki dev sahnede yaptığı şov uzun süre unutulmayacak bence.

Edis, horon tepti, halay çekti, Kafkas oynadı! Bir yandan İngilizce albüm hazırlayıp dünyaya açılma planları yaparken diğer yandan da bu toprakların kültürel mirasını kucakladığını gösterdi. İşin şov, performans ve kondisyon tarafını zaten çoktan halletmiş bir yıldız Edis. Üzerine böyle güzelliklerle karşımıza çıkınca çok keyiflendik doğrusu.

BABACAN ŞEF

Robert de Niro’nun sahibi olduğu Nobu restoranlarının kurumsal şefi Herve Courtot en az aktörün kendisi kadar ünlü. Hatta gastronomi çevrelerinde daha da ünlü. Geçen hafta Ritz Carlton’ın içindeki Nobu İstanbul’da Courtot’nun elinden omakese menüsünü tatma fırsatı buldum. Omakese şefin yemeklerini hemen masanızın önündeki tezgâhta yaparak kendi elleriyle size sunması demek. Courtot yılda en az 4 kez Türkiye’ye geldiğini, başta Fatih Tutak olmak üzere Türk şefleri tanıdığını anlattı. Dedim Tutak’ın yeni restoranı Gallada’yı mutlaka denemelisiniz! Böyle bir efsaneye tavsiye vermek müthiş hissettirdi doğrusu. Babacan tavırlarıyla yemekleri anlattı Courtot. Ekibiyle şakalaştı, Türk mutfağıyla ilgili sorular sordu. Bir de içinde balık yerine limon olan özel bir suşi hazırladı kendi elleriyle. Nobu İstanbul’dan çok memnun olduklarını söyleyip ortakları Baran Süzer ile çalışmanın çok kolay olduğunu anlattı. Nobu’daki omakaseyi mutlaka deneyin, çok keyifli.

EV’İN ANAHTARI

Özgür Aras ünlü bir iletişimci olduğu kadar, İstanbul gece hayatının efsane kulüplerinin de yaratıcısıdır. Zamanında Eelence ve Ablam adlı mekanlarında az dans etmedik. Özgür şimdi de gece hayatının önemli markalarından Klein Entertainment ile yeni bir projeye imza atıyor. Harbiye’deki Klein’ın üst katında bu cuma EV’i açıyor. Adından da anlaşılacağı üzere koltukları, büfesi, uzun masası ile aynı evin salonu gibi bir dekorasyona sahip EV. Müzik, tabii ki Türkçe pop. Yemek de var! Pazı sarması, mantı, domates çorbası... Açılış gecesinin davetiyesinde ise müthiş bir detay söz konusu. Özgür Aras davet ettiği herkese “EV’in anahtarı sende olsun! İstediğin zaman gel. Müzik, dans, yemek hep EV’de. Bekliyorum” notuyla bir anahtar yolladı. Ben cuma gidiyorum. Bakalım hep evde mi!

ARTIK İNGİLİZCE!

Dizi sektöründe aşmış durumdayız. Ne çeksek izleniyor, yurtdışına satılıyor. Episode dergisi de 2016’dan beri sektörün nabzını tutuyor. Severek takip ettiğim Episode artık uluslararası! İlk İngilizce sayısını geçtiğimiz günlerde Cannes’da düzenlenen MIPCOM fuarında görücüye çıkardı. İçeriği de şahane gerçekten. Yabancı seyirciler için bir rehber gibi olmuş. Ayrıca rengarenk ve cıvıl cıvıl. Türkiye’de üretilen içerikler dünyanın her yerinde izlenirken böyle bir yayının olmaması zaten büyük eksiklikti. Umarım yakında İspanyolca ve Rusça dillerinde de Episode çıkmaya başlar. Zira bu dillerin konuşulduğu ülkelerde de çılgınca bizim dizilerimiz izleniyor.