Yeni dönem online konserler ile ilgili merak ettiğim en önemli konu izleyicinin para verip o yayını izleyip izlemeyeceğiydi. Yeni yıla Berkay konseri ile giren JoJo, Fatih Ürek, Yıldız Tilbe gibi isimlerle devam etti. Vadistanbul Jolly Joker’den yayınlanan 4 konseri 50 bin kişi izlemiş.
Yani etkinlik başına 10 binden fazla. Fiziki konserlerde bu tür mekanlarda en fazla birkaç bin seyirci oluyordu. Demek ki evden izleme rahatlığı seyirci sayısını beşe katlamış. Bilet fiyatları da 30 TL civarında. Yani sadece evden oturmaya değil, tüm ihtiyaçlarımızı online siparişle karşılamaya alışmışken, online eğlenceyi de kabullendik. Para verip bilet almayı bile kabullendik. Bu işin bir sonraki aşamasında evlere daha büyük bilgisayar monitörleri, televizyonlar ve hatta projektörler alınacak.
Koronavirüse karşı verilen savaş kazanıldıktan sonra tabii ki birçok insan kendini sokaklara atacak, bu kaçınılmaz. Ama evin konforuna alışan büyük bir kesim için de bu online etkinlikler devam edecek. Bu nedenle evlerdeki imkanlar önem kazanacak. Bu arada organizatörlere de yeni bir iş kapısı açılmış olacak. Konserlerde mekan biletleri kadar online izleme biletleri de satmaya başlayacaklar. Bu durum inşallah eğlence sektörünün en kısa zamanda toparlanmasına vesile olur.
Dünya değişti
Pandemi sadece eğlence alışkanlıklarımızı değiştirmedi. Malum her şey siparişle eve gelmeye başladı mesela. Bu nedenle birçok sektör kan ağlarken kargo, kurye ve lojistik şirketleri adeta altın çağlarını yaşıyor. Mart ayından beri yaklaşık 36 bin kişinin iş bulmasına aracılık eden ‘24 Saatte İş’te iş bulunan sektörlere bakıldığında kargo, kurye, lojistik ilk sıralarda yer almış.
Yeme, içme, perakende gibi sektörlerde ilan sayıları ise doğal olarak hızla düşmüş. İmalat sektöründe de bir artış görülmüş. İnanın bunun nedeni restoranların paket servis hacminin büyümesiyle ilgilidir. Çünkü sistem değiştirmek zorunda kalan lokantalar çılgınca paket servis malzemesi satın aldı. Dünya her yönüyle yeniden şekilleniyor.
Fenomen özgüveni
Yeşim Salkım’ın Murat Övüç adlı Instagram fenomenine açtığı bir dava var. Övüç’ün suçu Salkım’a “O….” dediği videolarda görüldüğü üzere sabit. İlk başta ablasından bin bir özür dileyen Övüç önceki gün isim vermeden “Bitik seni g… mde sallıyorum” diye çığlıklar atıyordu. İsim vermemek bugünlerde pek Övüç’ün o salladığı yeri pek kurtarmıyor. Kankası Seyhan Soylu da ettiği hakaretler için “Ben onu kast etmedim” diye kendini savunduğu halde daha yeni hapis cezası almadı mı?
Yeşim Salkım’ı seversiniz sevmezsiniz; ama Murat Övüç’ün peşini bırakmaması, hakaretlerinin bedelini ödetmek istemesi bence çok önemli. Bugüne dek kadınlar hakkında saydıran herkes bunun hesabının sorulmayacağı rahatlığıyla hareket etti. Övüç ceza alırsa belki daha edepli davranırlar. Övüç’ün pervasızlığı da herhalde 2 milyon takipçisinden kaynaklanıyor. Yeşim Salkım’ın 600 binde olduğunu görünce kendine güven geliyor olabilir. Ama unutmasın ki Instagram’da değil, gerçek dünyada yaşıyoruz. Mahkemede hakimler de o rakama bakmıyor.
Yılbaşı sepetleri
Bu sene birçok yılbaşı sepeti, hediye paketi gördüm. En güzellerinden biri Baylan Pastanesi’ninkiydi. Geçmişi 1920’lere dayanan neredeyse 100 yıllık bu marka kendini yenileyerek klasik kalmayı başarıyor. İstanbul’un ikonik mekanı unvanını da sonuna kadar hak ediyor. Paketteki çikolataların kalitesi tartışılmaz. Bir de Vakko’nun bir yılbaşı kutusunu gördüm. Hevesle açıyorsunuz ama içinden Malatya pazarı çıkıyor. Hurma, cevizli sucuk, cezerye, lokum falan. Çok güldüm. Sonra kapağını kapatıp unutmak istedim.