10 yılda çok şey değişebilir. Erkek giyim konusunda da hemen hemen aynı şeyleri hissediyoruz. 2010'da erkekler hala yırtık kot pantolonlar, oduncu pazen gömlekler ve gür sakallarla şehirde dolaşıyorlardı. Sonra aniden lumberseksüellik öldü. Sokak giyimi modanın sağlam bir parçası haline gelmeden önce yerini Don Draper takıntılı terzilik meraklıları, ardından minimalistler aldı.
Büyük kapsamlı yapısal değişiklikler, sektöre ve alışveriş alışkanlıklarımıza da hakim oldu. Daha hızlı internet, Instagram'ın yükselişi ve daha sofistike e-ticaret siteleri, on yılın başlarından beri sürekli olarak modanın ana caddelerini arkadan bıçaklıyor.
Belki de buna bir tepki olarak, modada sürdürülebilirlik hem markalar hem de tüketiciler için önemli hale geldi ve malzeme ve tasarım kalitesini önemli ölçüde artırdı. Bu son on yılda inanılmaz bir değişim oldu. Artık erkeklerin giyinmeyle daha az karmaşık bir ilişkisi var. En önemlisi erkeklikleri, giydikleriyle ölçülmüyor.
Pandemi sırasında defileleri internete taşıyan ve dijital alanda müşterilerle nasıl bağlantı kuracaklarını çok düşünen markalar, şimdi metaverse stratejilerini bulmak için yarışıyor. Balenciaga bir metaverse bölümü yaratıyor. Gucci, Burberry ve Dolce & Gabbana sanal moda satıyor. Nike artık sanal bir spor ayakkabı tasarımcısı ile çalışıyor.
Ünlü modacı Orhun Saraç’la değişen erkek giyiminin kodlarını konuştuk.
Kullan-at-değiştir döneminin sonuna mı geldik? Dünyada moda köklerine geri dönüyor diyebilir miyiz?
Bence bahsedilen bu donemi dijitalleştiriyoruz. Dünyada son bir senede hayatımıza giren “metaverse” kavramı ile işi dijitale taşıyoruz. Dünya geneline baktığımızda artık az adetli koleksiyonlar, büyük marka iş birlikleri ve dijitale büyük yatırımlar söz konusu. Bu ürünleri artık NFT’lerle, video oyunlarıyla ve artırılmış gerçeklikle sanal platformlarda göreceğiz. Küresel ekonomik sıkıntıları da göz önüne alırsak kullan-at-değiştir ürünler bile olması gerekenden yüksek fiyatlara satılıyor; dünya genelinde ham madde olan pamuğun üretim sıkıntısı sebebi ile...
Aldığımız kıyafet daha uzun süre giyilebilsin, üzerimize otursun istiyor ama bilindik perakende mağazacılıkta buna çok zor ulaşıyoruz, değil mi?
Perakendedeki standart kalıplar markadan markaya göre değişebildiğinden dolayı dediğiniz gibi artık üstümüze tam oturan bir şey bulmak daha da zorlaştı. Daha uzun süre giyilebilmesi içinde ürün içeriklerinde şifon, polyester ve polviskon benzeri kumaşlar ile pek de mümkün görünmüyor. Maliyetleri bir bölümde tutabilmek içinse bu karışımları kullanmak şart oluyor. Bu bir rahatlık sağlıyor tabii ama uzun ömürlü olmasını beklememiz gerekiyor maalesef.
Türkiye eskiden tekstil cennetiydi? Şimdi neden her şey bu kadar pahalı? Ya da yüksek kaliteye ulaşmak her zaman pahalı mıydı?
Evet, Türkiye pamuk üretimi anlamında dünya genelinde 6. ya da 7. sırada aslında. Fakat söylediğim gibi dünyada pamuğun değerlenip üretiminin arzı karşılayamamasından dolayı fiyatlar yüksek. Yine de dünyada “Made in Türkiye” önemli bir yere sahip. Yüksek kaliteye ulaşmak da tabii ki şu anda eskiye nazaran daha zor. Özel dikimde ithal bir markanın saf kaşmir kumaşının metresi 350 Euro’dan başlıyor; bunun üstüne artı üretim ve tasarım eklediğimizde fiyatlar tabii ki yukarı çıkıyor.
Rahatlık ve şıklık bir arada hangi kodlarla yakalanıyor?
Bu iki kavramı bir arada görmek için sade bir tasarım kullanılması gerektiğine inanıyorum. Günümüz modasında şu anda biraz abartılı tasarımlar ve kumaş karışımları görüyoruz. Bu abartılı ve karışık çizgiyi kullanmaya çalıştığımızda rahatlık ve şıklık kavramını bizden uzaklaştırıyor. Tasarımın detaylarda gizlendiğine inananlardanım.
2022 için modada hangi dönem açılıyor? Uzun süredir eşofmanla yaşayan (pandemi nedeniyle) nasıl özüne dönecek ve giydiklerimiz karakterimizin tamamlayıcısı haline gelecek?
Kesinlikle size katılıyorum. Şu anda iki yıldır yaşadığımız pandemi dönemi bizi maalesef klasik giyimden biraz uzaklaştırdı. Yoğun seyahatler, açılış ve davetler azaldıkça şık giyinmeye olan ilgi ve merakımız da geçmişe göre azaldı. Ben yine de takım elbise giyme kültürünün bizi her zaman farklılaştıracağına inanıyorum. Takım elbiseler iş ve özel hayatımızda bizi her zaman 1-0 önde tutar. Bu dönemi atlattığımızda gardıroplarımızda değişiklik yapacağımızı düşünüyorum.