GündemEstetik furyası altındaki gizli sebep! Uzman isim ruhsal hastalıklara işaret etti

Estetik furyası altındaki gizli sebep! Uzman isim ruhsal hastalıklara işaret etti

Paylaş
Estetik furyası altındaki gizli sebep! Uzman isim ruhsal hastalıklara işaret etti

Eski adıyla 'dismorfofobi' denilen ve 'çirkinlik fobisi' olarak da adlandırılan 'Vücut Dismofrik Bozukluğu'na dikkat çeken Doç Dr. Ömer Yanartaş, estetik furyası altındaki gizli sebeplere karşı uyardı. Ruhsal hastalıklar neden oluyor, sosyal medya büyütüyor. Tehlike; uzun dönemli depresyona kadar uzanabiliyor. İşte detaylar.

Büşra Özbelli Gürsoy / Posta.com.tr  Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği'nden Ömer Yanartaş, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde sosyal medya ve ruhsal hastalıklar arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Eski adıyla dismorfofobi denilen 'Vücut Dismofrik Bozukluğu'  bireylerin “gerçekte var olmayan ya da vücutta abartılı algılanan bir kusura karşı aşırı derecede takıntılı olma" durumu. 

Haberin Devamı

Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Doç Dr Ömer Yanartaş, "Sosyal medya kullanımının çok olumlu yönleri ve faydası olabildiği gibi insanların üzerinde birçok negatif etkisi de bulunmaktadır. Uzun süreli sosyal medya maruziyeti ve sosyal medya fenomenleriyle yoğun bağ kurmak, vücut dismorfik bozukluğu, depresyon, ekran bağımlılığı ve yeme bozukluğu gibi birçok hastalık durumuyla ilişkilendirilebilir ya da bu durumları kötüleştirebilir. " dedi.

"UZUN DÖNEMLİ DEPRESYONA NEDEN OLUYOR"

"Vücut Dismofrik Bozukluğu nedir?" sorusuna yanıt veren Yanartaş, 'Eski adıyla dismorfofobi dediğimiz tablo bireylerin “gerçekte var olmayan ya da vücudunda abartılı algıladığı bir kusura karşı aşırı derecede takıntılı olması durumudur. 'Çirkinlik fobisi' olarak da adlandırılabilir. Aslında bu konu bence çağımızda çok önemli bir sorun alanıdır. Çünkü özellikle bu konuda takıntılı bireylerin özgüveni düşmekte ve bireyler uzun dönemli depresyona girebilmektedirler.' ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Peki neden böyle bir tablo var? İnsanlar neden neden bedenleriyle bu kadar fazla uğraşmaya uğraşmaya başladı?

Bedenle uğraşıyı bir spektrum gibi düşünürsek; beden dismorfik bozukluğu bunun uç kısımlarından birini temsil etmektedir. Sosyal medya ya da reklam sektörü üzerinden oluşturulan “güzel kadın ya da yakışıklı erkek” beden imajı, insanların fenomenlerden etkilenerek kendi bedensel görünümlerinden tatminlerinin düşmesine ve daha fazla estetik ameliyatı ya da işlem yaptırmasına sebebiyet vermektedir. Burada tek tip bedenin ideal olduğu paylaşımlarını oldukça sağlıksız buluyorum. Bir manken ya da fenomenin görünümü bazılarının bedensel yapılarına uygun olmayabilir. Ayrıca buradaki dış görünüme odaklı aşırı çaba neticesinde yapılan bazı işlemler ya da sağlıksız diyet uygulamaları ölüme kadar yol açabiliyor.

"ESTETİKTE RUHSAL HASTALIKTAN ŞÜPHELENDİKLERİNDE BİZE YÖNLENDİRİYORLAR"

"Tabii ki herkes için ameliyat psikiyatrik açıdan riskli değildir ve isteyen bireylerin de estetik işlem ya da ameliyat yaptırabileceği açıktır" diyen Doç Dr Ömer Yanartaş, "Bunu engellemek ya da önlemek de sağlıklı olmayacaktır. Örneğin bedenle ilgili fonksiyon kaybı varsa estetik ameliyat yaptırmak istiyorsa tabii ki yaptırabilirler. Ya da insanlar bedensel görünümleriyle ilgili aşırı bir zihinsel takıntı yaşamıyorlarsa estetik yaptırabilirler.Zaten meslektaşlarımız ruhsal hastalıklarından şüphelendikleri durumlarda, olguları bizlere psikiyatrik değerlendirme açısından yönlendirebiliyorlar. Bireyler hangi motivasyonla ve nasıl işlem yaptırdıklarını fark etmeliler."

Haberin Devamı

"TAKINTI DERECESİNDE GÖRÜNÜŞE ODAKLANMAK PSİKİYATRİK BİR HASTALIKTIR"

Bir kişi bedensel görünümüyle ilgili olarak; sürekli aynanın karşısında vakit geçiriyorsa, hafif kusurları dahi çok büyük algılayarak hayali kusurlar görüyorsa, var olmayan kusurlar için defalarca değişim yapma eğilimindeyse (aynı burun ameliyatını 3-4 kere yaptırmak isteyenler olabiliyor), olmayan ya da hayali kusurları abartılı yaşama ve sürekli hayali kusurları makyajla kapatma eğilimindeyse, bedensel görünümlerini sürekli başkalarıyla kıyaslama davranışı sergiliyorsa, sürekli insanlara nasıl göründüğü konusunda soru sorarak onay alma davranışı sergiliyorsa, vücudunda kaslarının yetersiz olduğuyla ilgili sürekli bir zihinsel uğraşısı varsa ve bu durumlar günlük hayatını olumsuz şekilde etkiliyorsa o zaman tedavi gerekebilir. Yani takıntı dediğimiz şekilde sürekli zihninin o konuda olması, o alana odaklanması psikiyatrik hastalıktır. Eğer bireylerin zihinsel takıntısı varsa, bedensel tatmini aşırı düşük ve bununla ilgili abartılı bir zihinsel uğraşı varsa, günlük hayatlarını olumsuz etkileyip başka konulara odaklanamıyorsa yani bir işlev kaybı varsa psikiyatrik açıdan takip edilmelidir. Çünkü yapılan işlemle olan bedensel değişiklikler hayali imajı ya da takıntıları tedavi edemez. Eğer bu eğilimler varsa ameliyat açısından olgunun uygun olmadığı söylenebilir.

Haberin Devamı

SÜREKLİ ELEŞTİREN EBEVEYN VARLIĞI, ANKSİYETE, DÜŞÜK ÖZGÜVEN...

"Vücut Dismofrik Bozukluğu" neden olur sorusuna yanıt veren uzman isim "Çocukluktan itibaren dış görünümüyle ilgili sürekli eleştiren ebeveyn varlığı, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu ve depresyon gibi ruhsal hastalıklar varlığında, ergenlik dönemi düşük özgüven ve sosyal medyanın etkisi, çeşitli genetik faktörler bu sorunun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir."  dedi.

Haberin Devamı

TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

"Birçok beden dismorfik bozukluk hastası terapiler, ilaç tedavileri ile tedavi edilebilmektedir." diyen Doç Dr Ömer Yanartaş, "Hatta kilo ve diyet yönetimi, obezite merkezleri de hep psikiyatriyle işbirliği içinde çalışmaktadır. Çünkü yaşanılan sorunlarda psikiyatrik problemler oldukça yer tutmaktadır." ifadelerini kullandı.

ŞU AN SUNULAN İDEAL GÖRÜNTÜ GELECEKTE DEĞİŞİRSE NE OLACAK?

Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Doç Dr Ömer Yanartaş,  "İdeal beden olarak sunulan insan bedeni görüntüsü gelecekte değişirse ne yapacağız?" sorusuna yanıt verdi.

Örneğin şimdi pek rağbet edilmeyen “kemerli burun” diğer tabiriyle “Romalı burnu” bir dönem asaletin simgesi olarak tanımlanmıştır. Hatta Hindularda kemerli burnu olmayanlar için “Anasa” kelimesi yani “burnu olmayan” kavramı kullanılmıştır. İkinci olarak insanın bedeni ve hücreleri yaşlanmaya programlıdır. Bu açıdan insanların her dönem yaşıyla barışık olarak mevcut bedensel özelliklerine göre hayatlarını sürdürmeye çalışmasının oldukça önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Aksi halde bedenle barışamamanın, her yaşta bir estetik, çeşitli müdahalelere odaklanmanın varoluşsal bir sorun olduğunu da düşünmekteyim. Son olarak da aslında takıntı haline gelen bedensel görünümümüzü her şeyimiz olarak görürsek, bedensel görünümümüzle abartılı bir şekilde bağ kurarsak psikolojik ve sosyolojik diğer insani boyutlarımızı gözden kaçırmış oluruz. hem de bir nebze de olsa kendimizi bedensel görünümümüze hapsetmiş olabiliriz.Burada da “sen imajınsın”, “bedenin senin her şeyin”, “yüzü insanın her şeyidir”, “dış görünümü insanın her şeyidir” gibi sloganik ifadeler insanları olumsuz etkilemektedir.Sonuç olarak bedensel görünümüyle ilgili takıntılı olan bireyler, zihinsel olarak 'bedenin kusurlu olduğu düşüncesi' taşındığından dolayı ameliyat çare olmayacaktır. Hatta bu durumlarda yapılacak her türlü estetik müdahale ve ameliyat psikiyatrik sorunu da derinleştirebilir. Bedenleri üzerinde herhangi bir işlem yaptırırken özellikle bu konuların dikkate alınması tekrarlayan müdahalelerin azalmasına neden olacaktır.