Sahte doktoru sevgilisi yaktı! Klinik psikolog ifadesindeki detayları satır satır ortaya çıkardı
Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi'nde kendisini 'pratisyen hekim' olarak tanıtan, sahte diploma ile görev yaptığı anlaşılan 21 yaşındaki sahte doktor Ayşe Özkiraz'ın haberleri gündeme oturdu. Hastanede "Madam Matruşka" lakabıyla bilinen sahte doktorun geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan ifadeleri, tüm bu süreci ne kadar planlı bir şekilde yürüttüğünü ortaya koydu. "Ayşem" adıyla sadece ailesini ve hastane yönetimini değil, kendisini tıp fakültesi öğrencisi gibi tanıtarak girdiği yurttaki oda arkadaşlarından, okula gidip gelmek için kullandığı taksicilere kadar herkesi kandırdı. Peki Ayşe büyük bir sahtekar mı yoksa hasta mı? Polis ifadelerinden yola çıkan uzman klinik psikolog Solin Çekin, Ayşe 'Ayşem' Özkiraz'ın ruhsal durumunu masaya yatırdı.
Selen Serdaroğlu
Selen Serdaroğlu / Posta.com.tr | "Ben büyüyünce doktor olacağım’ derdi. ‘Anne sen çok çektin, ben seni kurtaracağım’ derdi. Böyle olmasaydı, söyleseydi, beni kurtarmasaydı. Bu kartları nasıl çıkarttı? Ben arıyorum, arkadaşları ile Çapa’da yemek yiyor. Tutuklandığı güne kadar bilmiyorduk. Kızım beni hastaneye götürdüğünde ‘doktor arkadaşımızın annesi’ diye bana ilgi gösteriliyordu. Doktor, ikinci sınıf öğrencisini nasıl ameliyata aldı? Hiç araştırmadı mı?"
Bu sözler, Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesindeki devlet hastanesinde kendini doktor olarak tanıtan, sahte doktor Ayşe Özkiraz'ın, çocuğunu Çapa Tıp Fakültesi'nde okuyor zanneden, onun başarılarıyla mutlu olan, 'mezun olduktan sonra' pratisyen hekim olarak hastanede göreve başlamasıyla gururlanan annesi Semra Arslan'a ait.
Sahte üniversite kimliği çıkartmaktan, 21. yaş günü için üniversite tarafından çelenk göndermeye ve hatta kendi adına başarı plaketi yaptırmaya kadar türlü sahtecilik numaraları yapan Ayşe Özkiraz, kendini 'pratisyen hekim' olarak tanıttığı hastanede diğer doktorların şüphelenip, şikayette bulunması sonucu gözaltına alındı. Sahte diploma ile hastanede görev yaptığı anlaşılan Ayşe Özkiraz, tutuklandıktan sonra verdiği ifadelerle herkesi şaşkına uğrattı.
Ayşe Özkiraz, 21. yaşını hastanenin poliklinik odasında bazı doktor ve hemşirelerle kutladığı da ortaya çıktı. 20 Ekim’deki doğum gününde bir internet sitesi üzerinden, Çerkezköy Devlet Hastanesine "Çapa’nın gururu, seni seviyoruz. İyi ki doğdun doktor" yazılı çelenk gönderdi. Özkiraz'ın kendine gönderdiği çelenkte "Sağlık dolu yıllara canım dostumuz. Seni çok seviyoruz. Doğum günün kutlu olsun. Doktorlar tayps" notu vardı.
Günlerdir gündemimizde olan ‘sahte doktor’ haberleri ile birçok kişide de sağlık alanında güvensizlik oluşturmaya başladı. Tedavi süreçleri ile ilgili çoğu hasta, paranoid bir tutum içerisinde hekiminin yetkinliğini sorgulamaya başlar oldu. Ancak burada kritik birkaç noktaya değinmek gerekiyor...
İfadeleri hakkında detayları Hayatı Yalan başlığı ile daha önce yer vermiştik. Habere aşağıdan ulaşabilirsiniz. Ancak biz bu ifadelerden yola çıkarak, daha derin bir konuyu merak ettik ve sorularımızı Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin'e sorduk. Ayşe "Ayşem" Özkiraz, hasta mı yoksa suçlu mu?
Öncelikle, sadece “ailem tıp okumamı istiyordu ancak kazanamadım, ben de onlara yalan söyledim” açıklaması tüm bu detaylı yalancılık hikayesi için yeterli mi? Sizce bu kapsamlı yalancılık öyküsünde kişinin motivasyonu ne olabilir?
"Aile, yalanın başlangıcını tetiklemek için geçerli bir sebep sayılabilir"
Solin Çekin: Bu açıklama tüm bu detaylı yalancılık hikayesi için elbette yeterli bir sebep değil ancak başlangıcını tetikleyebilecek geçerli bir sebep sayılabilir.
Zaman zaman toplum tarafından hatta bazen kişinin kendi bilişsel süreçleri ile tetiklenen ‘değersizlik’ algıları, bazı bireylerin -mış gibi hayat sürmelerine sebep olabiliyor. Ve burada birey ilk söylemiş olduğu yalan ile birlikte ileri düzeyde kısır döngüye girip belli bir süre sonra kendisinin de inanmaya başladığı yapay bir hayat kurmaya başlıyor.
"MIŞ" GİBİ KİŞİLİK TIP LİTERATÜRÜNDE!
Son 50 yılda psikiyatri literatürüne eklenmiş olan “-mış gibi” kişilik hakkında bilgi veren Uzman Klinik Psikolog Çekin, -mış gibi kişiliğin, yaşamla alakalı birçok alanda içtenlik olmadığı halde “mış gibi” görünen kişileri tanımlamak için kullanıldığını belirtiyor.
Ancak bu kişiler kendilerini gizlemeyi ustalıkla başarıyor. Çekin, "Karşı taraf bu tarzdaki bireylerde bir yüzeysellik ya da samimiyetsizlik fark eder ama ne olduğunu anlamakta zorluk yaşar. Çünkü -mış gibi görünen bireyler sevimli yaklaşımları, uyumlu olmaları ve çoğu kez uygun duygusal tepkileri ile kendilerini gizlemeyi ustalıkla başarırlar." diyor.
Bu durum en çok kimlerde görülür?
Sahte doktor Ayşe Özkiraz, ameliyathanede gözlem yaparken...
Solin Çekin: Bu durum çocukluk çağlarının ilk yıllarında anneden yoksun kalan, değişken ya da birden fazla bakım veren kişi ile yetiştirilen çocuklarda daha yüksek oranda görülür.
"Ameliyatlara hep doktorların rızasıyla girdim. Hastanede beni herkes sevmişti. Hemşireler, genel cerrah… sürekli görüştüm. Burada bulunduğum zaman zarfında zaman zaman önlük, forma giyip, stetoskop takıyordum. Birçok kez muayene ve ameliyata katıldım" - Ayşe Özkiraz'ın polis ifadesinden
Solin Çekin'in bu yorumunun ardından tekrar Ayşe Özkiraz'ın polis ifadelerine bakıyoruz. Ayşe Özkiraz'ın ifadelerine göre Ayşe'nin annesi ile babası o çocukken boşlanmış ve annesi başka biriyle evlenmiş. Ayşe, 'fakültede okuyorum' yalanını söylemeden önce annesi, üvey babası ve üvey kardeşleriyle yaşıyormuş.
"Anneme, üvey babama ve üvey kardeşlerime Çapa Tıp Fakültesini kazandığımı söyledim. Sınav sonuç belgesini görmek istediklerinde gerçek sınav sonuç belgem üzerinde telefonda oynama yaparak sahte bir sınav sonuç belgesi hazırlayıp gösterdim.” - Ayşe Özkiraz'ın resmi polis ifadesinden
Dolandırıcılık amacıyla sahte polis olmak dışında, özellikle toplumun güven veya hayranlık duyduğu itibarlı mesleklerin seçimi nasıl bir psikolojik geçmişten geliyor olabilir? Çünkü bu ilk vaka değil. Daha önce 20 yıl boyunca öğretmenlik yapan, öğretmen olmadığı emekli olacağı sırada çıkan bir sahte öğretmen vakası da vardı. Haberlere baktığımızda en çok sahte doktor, sahte beyin cerrahı, sahte öğretmen veya sahte polis çıkıyor.
Solin Çekin: Ne yazık ki aile, toplum ve sosyal yaşantılarımızda ‘statü’ denilen kilit bir nokta mevcut. Herkes çevresindeki kişilerin belirli bir statüye yahut değere sahip olmasını istiyor. Bu bazen çocuk, bazen eş, bazen çalışan olabilir. Başlangıç noktası çocukluk çağı ile ailede oluşmakla birlikte zamanla bunu besleyen birtakım noktalarla daha ileri seviyelere çıkabilmektedir.
"Ben lisede öğrenciyken ailem tıp fakültesinde okumamı istiyordu. Bana güvenip yüksek puan alacağımı düşünüyorlardı. Üniversite sınavına girdim. Ancak başarısız olduğum için tercih yapmadım. Ailemin güvenini sarsmamak için evde sorun olmasın diye aileme Çapa Tıp Fakültesini kazandığımı söyledim." - Ayşe Özkiraz'ın resmi ifadesinden
Buradaki kişinin kendi beyanlarına bakıldığı zaman daha çok aile içerisinde kabul ve değer görme, yetersizlik hissetme gibi sebeplerle başlanan bu yalan süreci kişiyi, zamanla kendini ele vermemek için yüzeysel ilişkiler kurmaya ve kendine ait olmayan bir hayat ya da değeri, unvanla sağlamaya çalışmak adına ‘patolojik yalan’ düzeyinde sahte bir hayat sürmeye yöneltmiştir.
Beyanlarına bakılırsa, bu kişinin İstanbul’da öncesinde yakın ilişkide olduğu kimse yok ve sadece yeni tanıştığı insanlarla iletişim halinde. Tüm bunlar sizce de planlı mı? Yalancı insanların arkadaşlık ilişkileri nasıldır? Köklü ilişkileri var mıdır?
Solin Çekin: Kişi kendi kimlik bütünlüğünün farkında olmaması, yani henüz kendisinin bile ne istediğini bilmemesi, kendisine temas etmemesi sebebiyle diğer insanlarla ilişki kuramaması çok da şaşırtmıyor bizleri. Kendi ifadesinde de yakın ilişkide olduğu kimsenin olmadığını, bunu da yalanlarının açığa çıkmaması adına yaptığını belirten ifadeler yer alıyor.
Sahte doktorun bu hayatı günlük bir hayatı gibi sürdürdüğü, maddi bir çıkarı olmadığı görülüyor. Çünkü gittiği her hastanede izleyici, gözlemci. Bu yalan hayat aynı zamanda ailesinin hayali olan hayat. Sanki sürdürebildiği kadar sürdürecekti gibi görünüyor.
Solin Çekin: Buradaki kritik nokta hastalara tıbbi bir müdahale yapmaması, yani daha çok manevi bir doyum sağlama çabasının oluşu. Elbette bu durum kişinin ‘suçlu’ olmadığını göstermez fakat tek başına ‘suçlu’ olduğunu da göstermez.
Solin Çekin ile daha önce patolojik yalancılık üzerine yaptığımız görüşmenin haberi için aşağıdaki habere tıklayabilirsiniz.
HASTA MI SUÇLU MU?
Sizce Ayşe Özkiraz, bir suçlu mu yoksa hasta mı? Daha önce patolojik yalancılık için, 'patolojik yalancılık; antisosyal, narsisistik ve histrionik kişilik bozuklukları dahil olmak üzere çeşitli kişilik bozukluğunun bir belirtisi olarak görülüyor' demiştiniz. Burada kişide hangi sorunların olduğundan bahsedebiliriz?
Solin Çekin: "Burada kişiyi direkt ‘ruh hastası’ olarak damgalayıcı bir ithamda bulunmak yanlış olur. Bu süreçte kişi maddi bir doyumdan ziyade kendi kişilik özellikleri ile de örtüşen -ki örneğin kişi 'doktorum' diyor ve buna ‘sınıf birincisiydim’ diye ekleme ihtiyacı duyuyor. Burada daha obsesif ve narsisist bir zemin üzerinde manevi bir doyuma ulaşmaya çalışıyor.
Kişi buradan doyum sağlayarak ‘en iyi’ olma noktasına da böylece tutunmuş oluyor. Aslında onaylanma, destek alma, tutunma gibi ihtiyaçlarının yanı sıra kişilik örüntülerinin de zemininde daha sahneleyici ve patolojik yalanla birleşen bir tarafın da açığa çıktığı görülüyor.
Bu noktada belki de asıl eleştirilmesi gereken noktalardan biri, toplumdaki tüm bireylerin özellikle aile içerisinde destekleyici bir manevi tatmin, değer ve onaylanma gibi psikolojik basamakların yer aldığı sağlıklı bir çocukluk sürecinin olmayışı olabilir. Bunun yanı sıra elbette kurumlar içerisindeki denetimlerin de daha sıkı tutulması gerekmektedir."
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, konu hakkında en son şu açıklamaları yaptı.
Göreve başlaması ve maaş alması gibi bir durum söz konusu değil. Bize herhangi bir belge ile beyanda bulunmuşluğu yok. Kişi, hastanedeki uzman arkadaşı, sahte belgelerle kendine inandırmış görünüyor. Sadece gözlemlemek amacıyla giriş yapmış. Ülkemizde sadece hekimler için değil, tüm diplomaların nasıl kontrol edileceği bellidir. Ayrıca kendi veri tabanımızda da kayıtlar tutulur, bu anlamda güçlü bir bilişim alt yapımız var. Bu durum bizce müstakil bir örnektir. Gereğini yapacağız. Gözlem ve staj amaçlı talepler il sağlık müdürlükleri aracılığı ile takip edilmelidir. Mevcut uygulamamız da budur. Bu nedenle olayı her boyutu ile değerlendiriyoruz.
AYŞE'NİN YALANLARI NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Gönül ilişkisi yakalanmasına yol açtı...
Ayşe Özkiraz'ın kendisini doktor olarak tanıttığı bir astsubay sevgilisi vardı. İlişkileri ciddi devam eden Özkiraz ve T.K, nişanlanmaya karar verdiler. Ancak Ayşe Özkiraz nişanı, annesinin kalp rahatsızlığı nedeni yalanıyla erteledi. Astsubay sevgilisiyle ilişkisi devam ederken Instagram üzerinden V.C. isimli bir kişiyle görüşmeye başladı ve ona da kendisini 'asistan çocuk cerrahı' olarak tanıttı. V.C., sevgilisi Ayşe’yi Çapa Tıp Fakültesindeki arkadaşlarına sorarak, onlardan bilgi edinmek istedi ancak esnaftan, fakültede bu isimde bir öğrencinin olmadığını öğrendi. V.C., Ayşe'nin daha önce T.K. ile daha önce ilişkisi olduğunu bildiğinden astsubay sevgiliye mesaj attı ve onun bir doktor olmadığını söyledi. Bunun üzerine eski astsubay sevgili de durumu hastane yetkilerine bildirdi.
12 Kasım 2022’de hastanenin sekreteri T, Ayşe Özkiraz'ı hastaneye çağırdı ve "Doktor bey seninle görüşmek istiyor" dedi. Ayşe Özkiraz, yalanlarını burada noktaladı ve tüm gerçeği hastane doktoru M.K'ya anlattı.
"Sekreter T, hastanede bana gerçek adımı, ne iş yaptığımı, ailemin nerede yaşadığını sordu. Ben yalan söylediğimi anladıklarını fark ettim. Sonra da Dr. M.K. ile görüştüm. Onlara her şeyin yalan olduğunu, doktor olmadığımı, gerçek ismimin Ayşem değil Ayşe olduğunu, ailemin baskısından korktuğum için böyle bir şey yaptığımı söyledim. Benim adıma basılan kaşeyi benden aldılar, hastaneden ayrıldım." - Ayşe Özkiraz'ın resmi polis ifadesinden
- Asgari ücrette sona geliniyor! İşte konuşulan son rakamlar
- Memur ve emeklilerin gözü maaş zammında! İşte beklenen oranlar
- Memurlar için en kritik hafta! 2024 yılı bitmeden bunları yapın
- 100 milyon euroluk turizm yatırımı
- LC Waikiki, iki cesur kararla global marka yolculuğunun rotasını çizdi! Zeytinburnu’ndaki bir atölyeden 61 ülkeye